Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

11/11

11/11

11 Eylül’ün 11. yıldönümünde, 11 Eylül’ün gladyatörleri yine devredeydiler.

Farkıda değildik ama, aylardır bugüne hazırlanıyorlardı..

15 kişiydiler, İsraillisi de vardı aralarında, Amerikalısı, Mısırlısı, Türkiyelisi.. Son vuruşu Mısır asıll bir kıpti yaptı.. Mısır’da el Nas Tv’de söz konusu filmin fragmanı Arapça dublajı ile yayınlanınca olan oldu..

Geçmişte ABD’de sahte kimlikle dolandırıcılık suçlamasıyla 21 ay hapis cezasına ve yüz binlerce dolar tazminat ödemeye mahkum edilen Nakoula, “Innocence of Muslims” (Müslümanların Masumiyeti) filmini yönettiği iddialarını reddetmişti.

Ancak Associated Press’e konuşan bir emniyet yetkilisi, filmin arkasındaki ismin Nakoula olduğunu söyledi. Böylece filmin yapımcısı olduğunu açıklayan Sam Bacile isimli kişinin de Nakoula olduğu kesinleşmiş oldu.
Bir plan yaptılar.. Ve plan tuttu.. Libya’da yaşanan olaylar Mısır’ı ve Yemen’i gölgede bıraktı..


Yemen’de El Kaide’ye yönelik operasyonun ardından San’a’da patlayan bomba yüklü araçların ardından sokaklara çıkan yüz binlerin öfkesi bu olayla zirveye ulaştı..


Endozezya’dan Tunus’a, İran’a, Irak’a, Yemen’e kadar tüm dünyadan tepkiler yükseldi..


Dün de Cuma sonrası protestolar oldu.


Kuşkusuz bu olay karşısında sessiz kalmak mümkün değil. Bu örgütlü ve organize bir iş.. Sessiz kalırsanız daha ileri gideceklerinden kuşku yok. Ancak kontrolsüz bir karşı şiddet de kabul edilemez. Böyle bir durum kazılan tuzağa düşmek anlamına da gelebilir.


Bu film adeta pimi çekilip üzerimize fırlatılmış bir bomba gibi.. Tepkisiz kalmayacağız, ama kontrol dışı tepkiler sebebi ile de haklı iken haksız duruma düşmeyeceğiz.


Libya’daki olay bu anlamda kabul edilemez kötü bir örnek..


Bana göre Siyonsitlerin ve Kıpti işbirlikçilerinin başını çektiği anlaşılan bu kirli oyun Libya’daki olayla bir ölçüde başarıya ulaşmış oldu..


Bu olayın Müslümanlarla birlikte, İslam dünyası ile birlikte Obama yönetimine karşı da siyasi bir komplo anlamı taşıdığını düşünüyorum.


Biz sadece doğrudan İslama ve Müslümanlara yönelik tehditler konusunda değil, Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak mal, can, namus, akıl-inanç ve nesil emniyetine yönelik tüm tehditler konusunda da, haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı durmayı durmayı bilmemiz gerekiyor..


Mesela son iki kardeş arasındaki evliliği savunan filme karşı da tepki verebilirdik.


Ya da ekşisözlük’teki, İslam ve diğer bir çok farklı inanç topluluklarının kutsallarına karşı aşağılayıcı, kışkırtıcı, ahlak dışı ifadelere karşı da tepki vermeli, hukuk yoluna başvurmalı ve özgürlüğün istismarı yoluyla gerçekleştirilen bu hukuk dışı tasarrufların önlenmesi için uluslararası bir insiyatif başlatmalıyız..


11 Eylül Siyonist çetelerin ve Amerikan derin devletinin komplosu idi.


İşin ilginç yanı Ameirkalılar, eski Sovyetler’de olduğu gibi, bu konu üzerinde konuşmaktan, başlarına bir işler gelmesinden korkuyorlar..


Amerikan yönetimi kendi derin gerçeği ile yüzleşmeye cesaret edemiyor..


11 Eylül’ün 11. yılında 11 Eylül’ü yapan iradenin yeni bir komplosu ile karşı karşıyayız diye düşünüyorum..


Bu olay karşısında sessiz kalmak, kışkırmaların daha da artması, yaygınlaşması, şiddetlenmesi anlamına gelir.


Kontrolsüz bir tepki, bizi haklı iken haksız duruma düşürecek karşı hareketler, önümüze kazılan tuzağa düşmek anlamına gelir..


Mesela Amerikan elçisine yönelik saldırı ve işlenen cinayet en çok bu planı yapanları mutlu etmiştir. Provokasyonun maksadına ulaşmasına zemin hazırlamıştır..


İşler karışacak korkusu ile sessiz kalmak da zilleti kabul etmek anlamına gelir.. Tehdite boyun eğmek anlamına gelir..


Unutmamak gerekir ki, haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.. Haksızlığa uğramak, başkasına haksızlık etme hakkı vermez kimseye..


Bu tür olayları ilk kez yaşamıyoruz.. Şeytan Ayetleri de aynı çevrelerin işi idi bana kalırsa. Pakistan’da, Bengladeş’te de benzer olaylar yaşandı daha sonra.. Camide içki festivali kışkırtmaları yapıldı. Cami avlusuna domuz başı bırakıldı.. Amerika’daki Kur’an-ı Kerim yakma eylemi, Danimarka’daki karikatür krizi, Hollanda’da yaşananlar sanki aynı merkezin işi gibi..


Batı kendi içindeki krizi gizlemek için kendine yeni bir dış tehdit, bir düşman arıyor. Aranan düşman, soğuk savaş dönemindeki kızıl tehlikenin yerine ikame edilecek yeni tehdit yeşil tehlikedir.. 28 Şubatçıların, BÇG’nin yeşil tehlike, yeşil sermaye konusundaki öfkeli tepkilerinin nereden destek aldığı da şimdi daha iyi anlaşılıyor..


Batıda birileri Türkleri, “şeytanın çocukları” olarak görüyor.. Yecüc Mecücle ilişkilendiriyor ve Armegedon savaşında , Hıristiyanların Deccal’i olan Anticrist’lerin koç başı olarak görtüyor..Akıllarınca bir yandan “Tanrıyı kıyamete zorlama”ya çalışıyorlar, öte yandan da, yeni Haçlı harekatını başlatacak Mesih’in ordusunu oluşturmak için Hıristiyan dünyasını harekete geçirmeye hazırlanıyorlar..


Dünya, derin ve tehlikeli bir komplo ile karşı karşıya.. Herkesin dikkatli olması gerek.. Sakın tefrikaya düşmeyin. Allah’ın ipine sarılın. Öfkeniz aklınızı zail etmesin.. “Allah’a dayanalım, sa’ye sarılalım, hikmete ram olalım”. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi