Faruk Köse

Faruk Köse

Gazımızı almışlar, uyumuşuz!

Gazımızı almışlar, uyumuşuz!

Ünlü bir Türk büyüğü diyor ki: “Son 10 yılda aşırılıklar törpülendi. Bir anlamda paratoner gibi olduk, gaz aldık.”

Bu cümlede birden çok anahtar kelime var: “Son 10 yıl”, “paratoner”, “aşırılık”, “gaz almak”, “törpülemek/törpülenmek” gibi.

Bu anahtar kelimelerin her birinin neye işaret ettiğini, mana ve mefhumunu izaha kalkışırsak, çok yerlere dokunmuş oluruz. Şimdilik bunları okuyucunun idrak ve izanına bırakıyorum. Ama şimdilik...

Özellikle “son 10 yıldır” üzerimizde bulunan “uyku” ve “uyuşukluk” halinin sebebini, ünlü Türk büyüğünün “gazını aldık” sözü ne de güzel anlatıyor! Hiçbir yoruma veya imaya gerek kalmamacasına...

Baksanıza, “İslam Devleti”nden, “Şeriat”tan, “İslam Cemaati”nden, “biat”tan, “tağut”tan, “cihad”dan laf açan, bunlar gibi İslami kavramları ağzına alan, “İ’lay-ı Kelimetullah” davasından söz eden veya bu dava için çalışan, “İslam’ın hakimiyeti” idealini sürdüren, İslam’ı Kur’an ve Sünnet’te olduğu gibi, “hakkı batılla karıştırmadan” kabul edip hayatına ve hayata hakim kılma mücadelesini ilke edinen kaç kişi kaldı?

Baksanıza, artık en ciddi Şeriatçılarımız bile “demokrat” kesildi. Tam da İslam düşmanı emperyalist Batı jargonuna uygun bir ağızla “cihad”a “terör” denmeye başlandı. “İslam Devleti”nden söz edersen, bir de insanlığın başına musallat edilen en büyük “tahakküm vasıtası” olan “demokrasi”ye karşı çıkarsan, artık “ben Müslümanım” diyenler bile sana cephe alıyor; “sen hâlâ orada mısın?” sözleriyle alaya alınıyorsun. Sanki İslam Kıyamete kadar geçerli bir ilahi nizam değilmiş gibi!..

İşte bunun sebebini anlıyoruz şimdi. Demek ki gazımızı almışlar, uyumuşuz.

Bunu nasıl yapmışlar dersiniz?

“Askeri vesayet”in darbe üstüne darbe vurduğu Müslüman kitle, bu vesayete karşı desteklediği “siyasi oluşum”a “sınırsız avans” vermiş. O siyasi oluşum da bu avansı sonuna kadar kullanırken, zaman zaman “geri bildirimler”de bulunarak kitlelerde, “onlar adına her işin halledildiği intibaı” uyandırmış. Nitekim bakınız, aynı ünlü Türk büyüğü ne diyor:

“Bizim verdiğimiz mesajlar var. Toplum bu mesajlara bakıyor. Sizin mesajınız yoksa ne oluyor? O zaman halk sokağa dökülüyor.”

Böylece toplumdan aldığı avansı iktidara dönüştüren siyasi oluşum, “İslamcılık”ı ve dolayısıyla “İslami hareket”i sisteme entegre etmiş oluyor. Bu esnada olası hazımsızlıklara karşı “gaz almayı” da ihmal etmiyor. Hatta, hazımsızlık uluslararası platforma yönelecek ise eğer, mesela ABD Başkanı’nın “ricası” üzerine de “Müslümanları yatıştırma mesajları” verilerek “gaz alma fonksiyonu” icra ediliyor.

Peki, “Müslümanların haklı tepkileri”nin hışmına uğramasın diye İslam düşmanlarına “paratoner” olmak da neyin nesi oluyor?

Yanılıyor olmayı tercih ederim. Çünkü hiç de hoş bir manzara arz etmiyor durum. Ama gelişmelere bakıyoruz da, kimin gazı alınırken kim için paratoner olunmuş, sanki bu işlerde ve işlevlerde bir karışıklık var gibi, her şey tersine dönmüş gibi.

İsrail’in “siyonist terör”üne karşı galeyana gelindiğinde, “One minute” ile bütün gaz alındı, gerekli “törpüleme” yapıldı, toplum sakinleştirildi.

“Özelleştirmeler”le millete ait varlıklar ulusal ve uluslararası patronlara satıldığında buna karşı tepki oluşmamasında, “ekonomik durumdaki sıcak paraya dayalı ani rahatlamalar” gaz alma işlevi gördü. Kimse neyin, kime, niçin satıldığını konuşmadı.

“Başörtüsü zulmü”ne esaslı ve kalıcı bir çözüm getiril(e)memesi üzerine biriken “gaz”, üniversitelerde yasağı uygulamayacak rektörler atanmak suretiyle, “pansuman çözüm”e kavuşturularak alındı.

“İnanan insanın kısıtlanan, çiğnenen temel hak ve hürriyetleri”nin hemen hiçbirinin iade edilmemesi, “hukuksuzluklar”ın giderilmemesi karşısında oluşan gerilim, “4+4+4 eğitim yasası” ile İmam-Hatip okullarının orta kısımları açılarak, “iş dünyası için gerekli ara eleman yetiştirilmesini de önleyen katsayı rezaleti”ne son verilerek yatıştırıldı. Ancak toplumun gazı bu yasayla alınırken, aynı yasa gereği tüm ortaokul ve liselerde okutulması gereken “Kur’an-ı Kerim” ve “Peygamberimizin Hayatı” derslerinin yasanın hilafına sadece 5. ve 9. Sınıflarda uygulamasının, karşı çıkanların gazını almaya yönelik olduğu da gözlerden kaçmadı.

Şimdi, dünya çapında İslam düşmanı Batı saldırılarına karşı biriken “gaz” da BM’de “inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınması” için; “tahrik biçiminde insanların kutsallarına, dini inançlarına saldırı konusunda uluslararası düzenleme yapılması” için gösterilecek çabayla alınacak gibi.

Aslında bütün bunlar “mide gazı” alma kabilinden. Bir de “bağırsak gazı” var ki, onu da alırlarsa seyreyleyin siz gürültüyü.

“Gaz alma” itirafı geldi ya, yakında bunun da kokusu çıkar, görürsünüz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
30 Yorum
Faruk Köse Arşivi