Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

CHP’de saflar ayrışırken

CHP’de saflar ayrışırken

CHP’deki ayrışma hiç bitmedi.. Sürekli ayrışıyor, bölünüyor ve küçülerek yollarına devam ediyorlar.. Kılıçdaroğlu seçim öncesi bir açılım yaparak erimeyi durdurmaya çalışıyor ama birileri bunu istemi­yor..Oslo tartışması böyle başladı. Tarhan’ın çıkışı da sanki bununla ilgili..


CHP içinde birileri “Barış” diyor. Başörtüsünü sorun etmek istemiyor, dindarlarla barışmak gerektiğini söylüyor.

Kılıçdaroğlu’nun Menderes’in mezarını ziyareti de bu anlamda önemli. Ama birile­ri bundan rahatsız oldu. Hem de 12 Eylül’ün yıldönümünde böyle bir ziyaret an­lamlı ve önemli..

CHP’de bir kanat, kendi başarılarına umut bağlamıyorlar.. AK Parti dağılırsa, işler karışırsa, olağanüstü şartlarda tekrar CHP’ye gün doğabilir mi?

Ergenekon’a yakın çevrelerin umudu bu..

Ama bir başka kanat, CHP’nin bugünkü muhalefet anlayışının partiyi bitirdiği ve hiçbir çözüm üretme­den sürekli talep eden ve şikayet eden bir CHP’nin topluma umut veremediği görüşünde..

Erdoğan ya da AK Parti olmasa bile, halk CHP’ye değil, o misyona aday olan yeni oluşuma destek vere­cektir..

Bütün bu yaşananlar AK Parti’nin eseri değil, AK Parti bu sonucu sağlayan halkın taleplerinin eseridir.

Daha doğrusu her iki süreç birbirini birlikte varetmiştir..

Nasıl, birileri Oslo süreci üzerinden Türk-Kürt barışını sabote etmeye çalışıyorsa, aynı enstrümanı kul­lanarak CHP içindeki barış ve diyalog arayışını, demokratik açılım sürecini sabote etmeye çalışıyor..

“Kim onlar” derseniz, CHP’nin sahibi sol, halk, örgüt filan değil.. Derin bir yapı.. O derin yapı, CHP’deki bu yeni yönelimi onaylamıyor. Derin yapının sözcüsü olan parti içindeki unsurlardan bunu kendileri­ne has yöntem ve uslublarla dile getiriyorlar..

Aslında ben Kılıçdaroğlu’nun derin iradenin dışında ve onlara rağmen hareket ettiğini düşünmüyo­rum. Ancak, derin yapının nihai taleplerine ulaşmak adına dayatılan çözüm önerileri ile ve yol ve yön­temle bu hedefe varılamayacağı endişesi hakim bu çevrelerde..

CHP’deki demokratik güçler devre dışı.. Onlar vitrinde dekor malzemesi manken gibi duruyorlar..

CHP içindeki rekabet, kadrolar arasında amaç ve yöntem üzerinde..

Başörtülülere karşı havuç politikası mı uygulayacaksınız, sopa mı? En basit şekli ile cevaplanması gere­ken soru bu..

Sopa politikasını savunanların sayısı çok değil ama sesi daha çok çıkıyor.. Öteklileri geçmişe ihanet ve oportünizmle, ikiyüzlülükle suçluyorlar..

Yani CHP içinde bir takiye sendromu yaşanıyor!

Bir çok CHP’linin kafasında Kılıçdaroğlu’nun Menderes’in kabrini ziyaret etmesi bir takiye!

CHP keskin sirke politikaları ile küpüne zarar vermeye devam ediyor.. CHP’nin muhalefete ihtiyacı yok aslında. Bu konuda kendi kendine yetiyor..

Bu işleri daha nereye kadar sürdürürler bilmiyorum, ama CHP’nin geleceği olmadığı açık. Ilımlı mesaj­lar verse bir kanat bayrak kaldırıyor, sert mesaj verse öteki kanat..

CHP’nin doğusu-batısı, kuzeyi-güneyi farklı..

CHP’nin ılımlısı da, radikali de uçlara kayıyor.. Alevisi, Kürdü, Nuseyrisi farklı tellerden çalıyor..

Demokratı farklı, ulusalcısı farklı.. Laikleri bile kendi arasında 40 parça. Geçmişi ile yüzleşemiyor. Res­mi ideolojiyi bir kambur gibi sırtına taşımak zorunda hissediyor kendini.. Resmi tarih ve geçmişte yaşa­nanlar peşini bırakmıyor..

Bunu açıkça söylemese de geçmişinden utanan, gelecek hayali olmayan, bugün için kendini köşeye sı­kışmış ve çaresiz hisseden bir CHP var ortada..

CHP’nin geleceği yok. Bu partinin hali ölemeyen adamın haline benziyor sanki..

Aslında CHP diye bir partinin hiçbir zaman, hiçbir ülkede olmaması gerek. CHP yeniden kendi küllerin­den dirilmek istiyorsa, adından, programından başlayarak kendini yeniden inşa etmesi gerek. 19. YY sonlarında, savaş yıllarında komünizm, faşizm ve kapitalizmin ulus devlet politikaları gölgesinde olu­şan kavram ve kurumlarla bir yere gidemez.. Onun için varlığını ispatlamak adına ses vermek isterken işte bugün yaptığı şeyleri yapmaya mecbur hissediyor kendini. Oysa bütün bunlar CHP’nin yok olma­ma adına boşluğa fırlattığı bir çığlıktan başka bir anlam taşımıyor.. Belki de, CHP’nin varolma savaşı­nın, varlığını sürdürme çabalarının umutsuz çığlıklarıdır bunlar..

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi