Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yeniden düşünmek

Yeniden düşünmek

Şimdi her şeyi yeniden düşünmenin zamanıdır..

Siyaset hayatımızda eskiden çok fazla yer kaplıyordu.. Devleti ve siyaseti, serveti gözümüzde öylesine büyüttük ki.

Şimdi ona sahip olunca ne yapacağımızı şaşırdık bir bakıma..

Onu kaybetmemek için de doğrusu fazla bir şey yaptığımız yok.

Sanki bu işin nimetinden yararlanmak ister gibi bir hava var..

Birileri, her şeyi iktidardan bekliyor.. “Bizim bir şey yapmamıza gerek yok” hava­sındalar.. Sadece şikayet ediyorlar ve istiyorlar.. Arzu ettikleri “armut piş, ağzıma düş, sapı da yukarı olsun”

Dün Allah’tan ne istiyorlarsa, bu gün, onu iktidarın elinden bekliyorlar..

Hani, CHP’nin sopası, yaydığı korku, AK Parti’nin ensesinden uzaklaşsa, çoğu kimse sandığa da gitme­yecek sanki.

İyi ki, Kılıçdaroğlu ve bir kaç öfkesi aklından büyük darbeci-kemalist, laikçi çıkıp bir kaç şey söylüyor da, bizimkiler de bununla kafa buluyorlar..

Geçen gün Myanmar konferansı vardı. Emine Erdoğan’ın himayesinde Mazlumder tarafından düzenle­nen uluslararası bir panel. Emine Erdoğan geldi, başladı, Erdoğan gitti, bitti!

Eğer İstanbul’daki bizim derneklerin beşte birinden bir kişi gelse o salon dolardı..

Her şey para ya da iktidar demek değil.. Her şey kariyer değil! Bütün bu işler, bir tören ve selamlama havasında geçiştirilecek olursa, gün gelir rüzgarımız kesilir..

İktidara çok aşırı bir güven var ve her şey iktidardan bekleniyor.

Sanki “oy verdik iş bitti”. Yorgun savaşçılar şimdi “rahata ermek” istiyorlar..

Bu yaklaşım doğru değil.. Sonra rüzgarımız kesilir ve orta yerde kalırız..

Türkiye’de işler nisbeten yoluna girmiş olsa bile, bölgemizde, dünya şartlar çok da iyi değil. Yapmamız gereken çok iş var.. Hayat iman ve cihaddan ibarettir. Yeryüzünden hesaba çekileceğiz. İki günümüzü bibirimize eş kılmadan yürüyüşümüzü sürdürmemiz gerekiyor. Hani “yeryüzü bize mescid kılınmıştı”

Yoksulları sosyal yardımlaşma vakfı ya da belediye doyursun. Peki biz ne yapacağız? O imani, islami, insani, vicdani sorumluluğumuz ne olacak.. O yardım alandan çok bizim yardım yapmaya ihtiyacımız var. Eğer bu işin manevi ve ahlaki değerinin farkına varırsak, yaptığımız yardımı alandan daha çok ve­renin bu işten kazançlı çıktığı görülecektir..

Bazı şeyleri yeniden düşünmemiz gerekiyor.

STK’ları ihmal etmeyelim.. Dernek üyesi artmıyor. Üye olanlar aidat ödemiyor, kongrelerine bile katıl­mıyorlar. Etkinliklere katılım çok düşük. Hele bu işler için gelip çalışan insan sayısı çok daha az..

Dergi aboneleri dibe vurdu. Abonelerin hepsi okuyor mu bilmiyorum. Dergi-gazete yardım makbuzu değil..

Belediyelerin kültür etkinliklerinden söyleşi ve sohbetlere neredeyse kimse gelmiyor. Müzik, eğlence, tiyatro tıklım tıklım. Hatta para verip geliyorlar.

Sanat, edebiyat, felsefeye fazla ilgi yok gibi sanki. Gezsinler, tozsunlar, yesinler, içsinler, anne-babaları gençlere böyle bir hayat sunma çabasında gibi.. Onlar da marka takılıyorlar.. Maç seyretsinler, malaya­ni işlerle uğraşsınlar, vakit geçirsinler, böyle istiyorlar sanki.

Eskiler “vakit nakittir” derler. Hayır vakit nakit değil, ömürdür..

Bizim boşa harcayacak bir kuruş paramız, boşa geçirecek bir saniye zamanımız yok..

Çocuklarımız bir davayı miras bırakmamız gerekiyor. Bedel ödemeyi öğrenmeliyiz.. “Zevkçi” bir anla­yışla bu dava bir yere götürülemez.. “Çile” insanı olgunlaştırır. Çileye takılıp kim var, bakın bakalım çevrenizde.. Çok aceleciler. Sabırdan söz eden yok gibi sanki. Çok rasyoneller, akılları ile her işin üste­sinden geleceklerini sanıyorlar. Tartışmayı çok seviyorlar. Genellikle inatçılar, empati yapmıyorlar, anne-babalarına karşı da saygılı değiller.. Oysa birilerinin onlara “bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde hayır olabileceğini, bizim herşeyi bilemeyeceğimizi, herşeyi bilen, hüküm sahi­bi olan Allah’ın bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatini bir gün önümüze koyduğundan üzülecek ve utanacak duruma düşmememiz için daha dikkatli davranmamız gerektiğini” onlara söyle­se..

Merhamet, cömertlik, yardımlaşma ve takva konusunda gençlerimizin bir manevi gıdaya ihtiyaçları var..

Televizyon ve internet konusunda da hepimizin çok dikkatli olması gerek.. Bir fırsat bizim için bir fela­kete dönüşmesin..

Yediğimize içtiğimize, konuştuğumuza dikkat etmemiz gerekiyor.

Şimdi herşeyi yeniden düşünme zamanıdır.

Unutmayalım ki, yaşadığımız her anın hesabını vereceğiz. Hesaba çekilmeden kendi nefsimizi hesaba çekelim.

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi