M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Hz.Peygamber İçin Kurban Kesmek

Hz.Peygamber İçin Kurban Kesmek

Geçen gün bir yakınım aradı.

Özel bir öğrenci yurdundaki çocuğu kendisinden para istemiş.

“Ne yapacaksın?” diye sorunca, “Peygamberimiz için kurban keseceğiz” cevabını almış.

Meğer, yurt yöneticilerinin bağlı bulunduğu teşkilat, Peygamber efendimize kurban kesilecek diye her öğrenciden para toplama kampanyası başlatmış ve bunun için para istemişler.

Şimdi yakınım soruyor:

“Böyle şey olur mu? Dinen bu caiz mi? Peygamber için kurban kesilir mi? Para vermesem Peygamberimiz gücenir mi? Dinen sorumlu olur muyum? Vermesem günah olur mu? vs..”

***

Önce şunu belirtelim.

İslam dininin ana kaynağı Kur’an ve bunun açıklayıcısı Sünnet’tir.

İcma ve Kıyas ise, “nass” dediğimiz bu iki damardan beslenerek içtihadi hükümler ortaya koyarlar.

Bu sebeple, Kur’an’a aykırı Sünnet olamayacağı gibi, Kur’an ve Sünnet’e aykırı İcma ve Kıyas da olamaz.

Dolayısıyla, yapılan dini uygulamaların mutlaka bunlarla örtüşmesi, nass’a uygun olması gerekir.

Şüphesiz kurban kesmek, Kur’an’da yer alan bir ibadettir.

Diğer peygamberler gibi, Peygamberimiz (s.a.s) de kurban kesmiştir.

Ve gücü yeten ümmetine de kesmelerini emir ve tavsiye buyurmuşlardır.

(Bkz:Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).

Sağlığında herkes Allah için kurban kesebilir.

Ama ölülere kurban kesilir mi?

Ya da, örnekte olduğu gibi Peygamberler için kurban kesilir mi?

***

Önce, konuyla ilgili bir Hadis-i Şerif’i dikkatinize sunalım.

Tabiinden Haneş anlatıyor:

“Ben Ali’yi (r.a.) iki koçu kurban ederken gördüm, kendisine; ‘Bu nedir?‘ diye sordum. O da; ‘Rasülullah sağlığında bana kendi yerine de bir kurban kesmemi vasiyet etmişti. Ben de onun yerine işte bu kurbanı kesiyorum.‘ cevabını verdi.” (Ebû Dâvûd, Dahâyâ,2; İbn Hanbel, Müsned,I,/107,149).

Anlıyoruz ki, Hz.Peygamber’in damadı olan Hz.Ali, iki koçtan birini kendisi için, diğerini de kayınpederi için kurban etmiştir.

Sanıyorum, Peygamberimiz için kurban kesenler veya bunun için para toplayanlar, bu rivayeti delil olarak kabul ediyorlar.

İlk bakışta normal ve meşru gibi görülen bu kabulde, gözden kaçan çok önemli bir nokta var.

O da, Peygamberimizin kurban kesmesi için damadı Hz.Ali’ye vasiyet etmiş olmasıdır.

Hz.Ali de bu vasiyeti yerine getirerek, dinen vacip olan görevini yapmıştır.

***

Şimdi soralım:

Acaba, “Peygambere kurban” kampanyası başlatanlar ve bunun için insanlardan para toplayanlar, Peygamberimizden ne zaman vasiyet aldılar?

Almadılarsa, hangi delil ve gerekçe ile dini bir ibadeti böyle bir kampanyaya alet ediyorlar?

Biliyoruz ki, Hz.Ali (r.a)’den başka hiçbir sahabi böyle bir uygulama yapmamış!

Onları takip eden tabiin ve sonra gelen mezhep imamları, müçtehit fakihler, muhaddisler, müfessirler, kısacası İslam uleması böyle bir amel ortaya koymamış!

Ziya Paşa’nın terkib-i bendi’nde dediği gibi; “Evvel yoğ idi iş bu rivayet yeni çıktı!”

Bu yeni çıkan rivayet ve uygulama ile, gücü yeten insanların ancak kesebileceği kurban ibadetini, öğrencilere ve onların velilerine manevi baskı aracı olarak kullanmak doğru mudur?

***

Yukarıda zikrettiğimiz hadis, ne Peygamberimize ne de ölülerimize kurban kesmenin gerekliliği için delil olmaz.

Çünkü bu rivayette; Hz. Ali, kurbanı kesme gerekçesi olarak Hz. Peygamber’in kendisine vasiyet ettiğini söylemiştir.

Buna göre, eğer vasiyeti yoksa ölen kimseler için mirasçıların da kurban kesmeleri gerekmez.

Ama, üzerlerine dini bir vecibe olmadığı halde illa da kesmek isteyenler olursa, başkalarından para toplayarak değil, kendi ceplerinden para ödeyerek ölüler için kurban kesebilirler ve fakir fukaraya bunu dağıtabilirler ki, bu da sadaka olur.

Lakin, bir grup oluşturup insanlardan para toplayarak birileri için kurban kesmek, dini kaynaklarımızda mevcut olmayan bir uygulamadır.

Bunu, yapılması gerekli bir ibadet gibi görmek de doğru değildir.

***

Kur’an ve Sünnet’te nakledilmeyen, İcma ve Kıyas’ta yeri bulunmayan bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dînîlik vasfı vermek, Peygamberimizin diliyle bid’attir, her bid’at de dalâlettir. (Bkz:Müslim,Cuma 44; Ebû Dâvûd,Sünnet,6; Tirmizî, Mukaddime,16).

Elbette, yurt işleten, öğrenci barındıran ve talebe okutan teşkilatların yardıma ihtiyaçları var.

Fakat, buralara et temin etmek veya maddi destek almak için bu tür bid’atlara tevessül edilmemelidir.



tvitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
74 Yorum
M. Emin Parlaktürk Arşivi