Faruk Köse

Faruk Köse

Tevhid ile Teslis birleşir mi?

Tevhid ile Teslis birleşir mi?

Allah indinde din, başkası değil, sadece İslam. Allah’ın razı olacağı insan, başkası değil, sadece müslüman. İslam’ın temeli “Tevhid”, esasları ise Sünnet ve Kur’an. Tevhid’e dayanmayan, Kur’an ve Sünnet’e uymayan bir inanç ve yaşayış ise, “Allah’a isyan!”
Tevhid, “hem inanç açısından Allah’ı zatında ve sıfatlarında “bir”lemek, hem de ibadeti sadece Allah’a mahsus kılmak” anlamına geldiğinden, Hıristiyanlık’ın temeli olan “Teslis”e iman edenleri Allah katında makbul sayıp “Teslis’e imanda bir beis görmemek”, Kur’an’da beyan buyurulan “Tevhid”e aykırı. “Tevhid” ile “Teslis”in barışık olması da imkânsız! Zira Teslis, “birleme”yi bozup “üçleme” haline getiriyor; Allah’ın, “Baba”, “Oğul” ve “Kutsal Ruh”tan ibaret “üç ilahın birleşmesi”yle teşekkül ettiğini ifade ediyor. Bu bakımdan Teslis İslam’ın “şirk” saydığı bir inanış.
Şimdi Cihan Haber Ajansı’nın 21 Ekim 2012 tarihli bir resimli haberine bakalım. Başlık manidar: “Hilal ile Haç gökyüzünde buluştu!”
Haberci, İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki “Ayi Triada Ortodoks Kilisesi”nin yakınında pusuya yatıyor. Gökyüzündeki Hilal’in alt kenarı, uç kısımdan Kilise’nin kubbesindeki Haç’ın tam tepe noktasına denk gelecek şekilde bir açıdan resmini çekiyor. Bunu da yeryüzündeki bir Kilise’nin Haç’ı ile gökyüzündeki Hilal’in “gökyüzünde buluşması” olarak sunuyor. Üstelik, “Hilal ile Haç’ı buluşturma”yı “güzel bir görüntü” olarak takdim ediyor. Hatta resimlerin birinde, Haç’ın tam tepesine tünemiş bir de güvercin var. Yani Tevhid ehli müslümanları temsil eden Hilal ile Teslis ehli Hıristiyanları temsil eden Haç “birleşiyor”, bu birleşmenin tam ortasına ise “barış”ı simgeleyen bir güvercin tünüyor. Hani güvercin “barışın simgesi” ya...

Böylece, “bırakın şu Tevhid-Teslis ayrımını da, hadi “insanca” ve “hümanistçe” bir arada, barış içinde yaşayalım” intibaı uyandırılıyor. Resmin bundan başka ne anlamı, belleklere yerleştirilmek istenen başka nasıl bir mesajı olabilir?
Bu arada Hak ile batıl karışmış, Tevhid Teslis’e kurban edilmiş kimin umurunda!
Merak ediyorum, mesela bir karga uçarken, tam da kilisenin Haç’ının tepe noktasına denk gelecek açıdan resmi çekilse -ki mümkündür-, bunda da bir keramet aranır mı? 
Sizce bu haber niye yapılmış olabilir? Haber metninde vurgulanan “medeniyetlerin harmanlanması” algısına katkı sağlamak için olabilir mi? “İslam medeniyeti”nin simgesi “Hilal” ile “Hıristiyan medeniyeti”nin simgesi “Haç”ı “birleştirmek”le, Tevhid’i Teslis’e kurban edecek bir “medeniyetler diyaloğu”na simge üretilmek mi isteniyor?
Can alıcı nokta “medeniyetler diyaloğu.” Sanki İslam’dan başka medeniyet varmış gibi, sanki İslam’dan başkası medeniyetmiş gibi, bunların diyaloğundan söz ediliyor. Tamam, “tebliğ için diyalog” kuralım da, ne pahasına? Tevhid’i Teslis’e feda etme pahasına!... Şimdi bu diyalog çok pahalıya patlamıyor mu?
Yoksa yapılmak istenen, Tevhid ile Teslis’i, İslam ile Hırıstiyanlık’ı birleştirmek mi? Peki, bu birleşme nasıl olacak? “Teslis”, “Tevhid”e mi teslim olacak, yoksa “Tevhid”, “Teslis”e mi? “İslam”, “Hırıstiyanlık”a mı katılacak, yoksa “Hıristiyanlık”, “İslam”a mı dahil olacak? “İslam”, “Hıristiyanlık”tan mı sayılacak, “Hıristiyanlık”, “İslam”dan mı? Veya “Tevhid” ile “Teslis”, “Hıristiyanlık” ile “İslam” birlikte “harmanlanacak” da, yeni bir “Diyalog Dini” mi üretilecek? Peki, bu yaklaşım biraz “Pavlusça” olmaz mı? Kur’an için “Talmut” yazmaya kadar gitmez mi?
Aslında bu tür yaklaşımlar yeni değil. Elimde iki resim daha var. Biri 16.05.2004 tarihinde İstanbul’daki Fırat Kültür Merkezi’nde yapılan “Dinler ve Barış Sempozyumu”nun sahne görüntülerinden. Sahnenin arka plânında Ayasofya Camii. Sahnenin üzerinden salınan “Yahudi medeniyeti”nin simgesi “Siyon Yıldızı” ile Haç’a tutulan ışık, Siyon Yıldızı ile Haç’ı Ayasofya’nın üzerine düşürüyor. Özellikle Haç, minarelerden de büyük olacak şekilde, tam kubbenin yanıbaşında devasa bir görüntü olarak yükseliyor.

Diğer resim, 17.02.2007 tarihli STV Akşam Haberleri’nin ekran görüntüsü. Ekranda gösterilen Sultanahmet Camii’nin kubbesinin tam üstüne, kocaman bir Haç oturtulmuş, Haç’ın tepesine de bir “güvercin” tünetilmiş. Acaba “camiye Haç eklemlemek”le ne yapılmak isteniyordu? Bu arada, Kilise’ye Hilal’in eklendiği bir mizansen yok, nedense hep camiye Haç ekleniyor. Bu çok anlamlı değil mi?
Hatırlayın, 2004’te Mardin’deki Kasımiye Medresesi’nde yapılan bir gösteride havuzun üstüne kurulan temsili “Sırat Köprüsü”nden Papaz, Haham ve İmam geçirilerek bu üç şahsiyetin temsil ettiği dinin Hak din olduğu, Cennet’e birlikte girecekleri itikadı belleklere yerleştirilmeye çalışılmıştı. Bu görüntüler STV’de yayımlandı. O gösteride, Kasımiye Medresesi’nden ezan okunurken, aynı anda çan sesleri yükselmişti. 
Böylece ne oluyor?
Papaz ve Haham müslümana benimsetiliyor. Kilise ve cami, aynı ilaha ibadet eden, ortak bir inancın ibadet merkezleri kabul ediliyor. Haç ve Hilal, birlikte tek bir inancın ortak sembolü olarak sunuluyor. İslam’la birlikte Hırıstiyanlık’ın da, Yahudilik’in de insanı Cennet’e götüren, Allah’ın rızasını kazandıran dinler olduğu intibaı uyandırılıyor. Müslümanlar Yahudilik ve Hırıstiyanlık misyonunun parçası haline getiriliyor. Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’ın üçünün de Allah’ın razı olacağı “ilahi dinler” olduğu, üç dinin de iman, ibadet ve ahlak bakımından ortak esasları taşıdığı ima ediliyor. Tevhid ile Teslis arasındaki farklar dikkatlerden kaçırılıyor.

İslam’ın “Pavlus”a, Kur’an’ın “Talmut”a ihtiyacı yok. “Tevhid”in Teslis’e kurban edilmesine seyirci mi kalacaksın ey mü’min?!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum
Faruk Köse Arşivi