Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

12 Eylül’den 28 Şubat’a!

12 Eylül’den 28 Şubat’a!

12 Eylül davası başladı.. Sıra 28 Şubat’ta.


Sonra gelsin Muhsin Yazıcıoğlu davası..

Ergenekon davası sürpriz tanıklar ve ifadelerle devam ediyor..

KCK davasında da ilginç gelişmeler yaşanıyor..

2012 Derin devlet tartışmalarının yoğun şekilde konuşulacağı bir dönem olacağa benziyor..

Özellikle Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu raporu ve ekleri yayınlandığında siyasi bir deprem yaşanacak tabiri caizse derin çevrelerde.

Araştırma Komisyonu’nun resmi kaynaklardan topladığı belgeler, tanık ifadelerinden çok daha önemli. Bu rapor yargı için de önemli bir referans kaynağı teşkil edecek..

Derin devlet tartışmaları, CHP, MHP ve BDP açısından da içaçıcı bir sonuç doğurmayacak.

Her 3 siyasi oluşumda derin bağları olan oluşumlar.

CHP ve MHP zaten doğrudan bu işin avukatlığını üslenmiş durumdalar. CHP bu rolünü kendisi deklere ediyor zaten..

CHP’nin derin devletle bağı yetmiyormuş gibi, bir de Esad kamburunu yüklendi..

Bu süreçte benim açımdan cevabını bulmayan en önemli soru şu: Bu işin uluslararası ayağı neden gün yüzüne çıkmıyor.

Neden derin devletin darbelerin köküne inilmiyor da, daha çok 1. Ordu çevresindeki planlarla vakit kaybediyoruz.

Ümid ederim, darbeleri araştırma komisyonunun raporu yayınlandığında işin ucu Ankara’ya da uzanır. Siyaset, Media, Mafia, Bürokrat ve STK içindeki uzantılar, iş ve finans dünyasındaki bu senaryoda yer alan aktörlerin de kimlikleri açıklanır..

Daha işin başındayız. Aynı şekilde derin devletin karar vericileri ve tetikçilerinin daha büyük kısmı dışarıda.. Ve bunlar iddialarından vazgeçmiş de değiller.

2013’de Özal suikastini, Mumcu suikastini, Eşref Bitlis suikastini de konuşacağız daha..

Sivas davası da yeniden açılacak göreceksiniz. Maraş, Çorum dosyası da yeniden açılacak. Faili meçhuller de..

Demirel sanık sandalyesine oturtulursa şaşmamak gerek. Karadayı da tabi.. Ve daha bir sürü adam.. Sezer en azından tanık olarak ifade vermek durumunda kalabilir.. Daha uzun bir liste var aynı durumda olan..

CHP, MHP ve BDP’li üyeler bakalım TBMM Darbeleri araştırma komisyonu raporuna nasıl şerhler yazacaklar. Ne diyecekler.? Belki “dostlar alışverişte görsün” kabilinde, “şecaat arzetmek” anlamına gelecek bir şeyler yapacaklardır..

Sonuç belli de, oyalayabildikleri kadar oyalamaya çalışacaklardır.. Polemik yapacaklar, işi sulandırmaya çalışacaklar, belgelerin inanılırlığını ve ciddiyetini tartışmaya açmak için ne yapmaları lazımsa onu yapacaklardır..

Türkiye bu tartışmaların gölgesinde seçime gidecek..

Şimdiden “Genel af” lafları dolaşmaya başladı.

Davalar açılsın, sanıklar belli olsun. Belki “Genel af” değil, erteleme, “şartlı tahliye” gibi bir şey. Kesinlikle bu erteleme ya da şartlı tahliye “pişmanlık”la sınırlı olmalı.. İnkar edenler, meydan okuyanlar, tehdit edenler yargılansınlar ve suçlu iseler, cezalandırılsın.. “Yapanın yanına kar kalacağı” bir af toplum vicdanını yaralar! Gerçekten pişmanlık duyan, bildiklerini anlatan kişiler için de mutlaka bir çözüm yolu bulunmalı..

Hangi şart altında olursa olsun, erteleme ya da şartlı tahliye, pişmanlık ya da af, kesinlikle bu insanlar 5 yıl infaz açısından izlenmeli ve 10 yıl da, yurt içindeki ve yurt dışındaki bazı oluşumlar ve örgütlerle ilişki kurmalarının önlemini almak için ayrıca takip edilmeli.. Bu süre içinde istihdam edilecekleri alanlar da sağlanmalı ki, ekonomik darboğaza düşüp maceraya girişmesinler ve birilerinin ağına düşmesinler. Aynı şekilde itirafları ile belli çevrelerin husumetlerini çekmemeleri için de koruma altına alınmaları gerekebilir.

Derin devlet yapılanmasında, yabancı ülkelerin istihbarat örgütleri ile işbirliği içinde operasyonlar düzenleyenlerle, mafia ve benzeri oluşumlar, terror örgütleri ile işbirliği yapanlar ayrı bir kategoride değerlendirilmeli.. İçeride karar verici konumdaki, kripto ve stratejik görevler ve sorumluluklar üstlenenlerle, emir komuta altında belli görevleri yapmak isteyenlerin ayrıştırılması, ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir..

Operasyonel alanda çalışanların silah kullananları ile büro hizmeti verenlerin de ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir..

Bu işlerin ince elenmesi, sık dokunulması gerek..

Bana içerideki bir çok isimden, sayfalar dolusu mektuplar geliyor. Kimi pişmanlık duyuyor sanki, kimi inadında ısrarlı. Kimi meydan okuyor, kimi bir yerleri, bir şeyleri ima ediyor. Ama sanırım çoğu, dışarıdaki birilerinden hala korkuyor ve derin gerçeği açıklamak konusunda ihtiyadlı davranıyorlar..

Kasım’ın bitmesine bir hafta kaldı. Sonra aralık. Herhalde Ocak başında derinliklerde şiddetli fırtınalar esecek. Hele 2012 bitmeden şu meclis araştırma raporu bir açıklansın. Gerisi çorap söküğü gibi gelir.

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi