Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Aldattılar; sizi, bizi, hepimizi!

Aldattılar; sizi, bizi, hepimizi!

Derin devlet dediğiniz şey, 1950’lerin başında ABD’nin kurduğu bir şey. Soğuk savaş yıllarının özel harpçileri bunlar. Kontrgerillaları.. Ve bu yapı bulaşıcı bir hastalık gibi bugün vakıf, dernek, sendika, tarikat her yere bulaşmış durumda.


Aslında derin devlet benzeri yapılar eskiden beri hep vardı. Tapınak şövalyeleri, bunun en eski örneği, İttihat Terakki de öyle bir yapı idi aslında.. Daha sonra 19 Aralık 1926’da Milli Emniyet Hizmeti görmek üzere bir yapı oluşturuldu.. Bu daha sonra MAH adını aldı, ardından da MİT’e dönüştürüldü. Abdulhamid Osmanlı’da ilk düzenli istihbarat örgütünü kurmuştu, ama aslında onun karşısında İttihat Terakki’nin, Masonik örgütlerden sağladığı destekle ilk kontr istihbarat ve operasyon amaçlı istihbarat faaliyetlerine başladıklarını söyleyebiliriz.

Masonik örgütlenme, Tapınak şövalyelerine kadar dayanır.. Köklerini Hz. Süleyman zamanına dayandırırlar.. Mitolojik bir arka planları vardır.. Dini metinlerden, Kozmografyadan ve Mısır esoterminden yararlanırlar.. Sonra bu yapı Vatikan üzerinden Avrupa’ya yayıldı. İngiltere kendi örgütünü kurdu, Fransa kilise dışında yeni bir yapılanmaya gitti. Daha sonra ABD’de buluştular. ABD’deki yapı içinde Siyonist Yahudiler, Vatikan, İtalyanlar, Fransızlar, Almanlar, Hollandalı, İngiliz herkes var..

Bu ilk yapı daha çok ekonomik-politik konularda karar alıyordu. Daha sonra askeri, stratejik planlar yapmak da gerekti. Kendi aralarında barışı korumak, bir düzen kurmak, o düzeni korumak için de bir yapı oluşturmaları gerekiyordu. BM, NATO aslında bu çabanın ürünü.. Yani derin devleti uzaklarda, başka yerlerde aramayın. Şu bildiğiniz dolar, bu sistemin merkez komitesinin finansmanı için kullanılan kiralık bir paradır.. Sistem 3 aşağı, 5 yukarı dünyada aynı.. Hukukla da ilgileniyorlar, sağlıkla da.. Tarımla da ilgileniyorlar; sadece ekonomik, siyasi, askeri konularla değil.. Finans ve basın en çok ilgilendikleri konuların başında geliyor. Son zamanlarda STK’lar da öne geçti..

Bizim Özel harpçiler, bu sistemin koruyucu muhafızları ve tetikçileri olarak yıllarca kullanıldı.

Araştırın, Gümüşpala’yı kim nasıl öldürmüş, Demirel nasıl bir gecede Genel Başkan olmuş!

1960 darbesinden sonra derin yapı içinde bir hesaplaşma başladı.. Bizimkiler, madem ABD’ye karşı bir şey yapamıyoruz, paralel bir örgütlenme yapalım, Milli bir derin yapı oluşturalım diye kolları sıvadılar.. Onlar kendilerine Süleyman Mabedinden bir kök buluyorlarsa, bizimkilerin de Asya’dan, eski çağlardan bir kök bulmaları gerekiyordu.

Nusret Demiral, “Bizi böyle yetiştirdiler” diyor ya. Bu kadrolar, Fatih, Yavuz imajları, Türk hakanlarının resimlerinin bulunduğu salonlarda eğitildiler.. İslami motifler de yüklediler eğitimlerine..

ABD bunları ve niyetlerini daha işin başında anlamış olmalı. Kısa süre sonra derin yapı içinde örtülü bir iktidar savaşı başladı.. CHP-MSP koalisyonu, 1. MC, 2. MC derken Maraş-Sıvas-Çorum olayları.. 12 Eylül’ü soruşturacaklar madem, 12 Eylül derin kadroların kendi içlerindeki iç savaşı bitirip yeni bir yapılanmaya gitmek için düşünülmüş bir operasyondu.. Sistem yeniden yapılandırılırken de kadroların yenilenmesi kararı alınmıştı. “Ilımlı İslam”la yola devam edilecekti..

PKK aslında derin devlet tarafından, kontrol dışı Kürt unsurlarının tasfiyesi için düşünülmüştü ama, olmadı.. Bizdeki iç savaş, dünya derin devletlerinde de yaşanmaya başladı, soğuk savaşın bitmesi ile. AB gerçeği ortaya çıkınca işler karıştı..

Derin devlet içindeki paralel ulusalcı örgütlenme, başından beri biliniyor ve kontrol altında tutuluyordu. Şimdi bu kadrolar, tasfiye olmamak için direniyorlar.. Kendilerini ABD’ye karşı milli değerlerin savunucusu gibi takdim etmeye çalışıyorlar..

Tüm dünyada bu yapılar yenilenirken, bizde direniş devam ediyor..

Beni, seni, onu, hepimizi aldattılar. Hem ABD aldattı, hem de onların yerli işbirlikçileri.

CHP, MHP, AP, farklı oluşumlar değildi aslında.. Toplumu kontrol etmek için kullanılan politik enstrümanlardı.. Kontrollü bunalım stratejisi için bunlar derin yapıların Truva atları idi içimize sokulan.. Sağ-sol, Alevi-Sünni, Türk-Kürt kavgaları da öyle..

Bu kirli oyun hâlâ sürüyor.. Dışarıdakileri ve içeridekileri, hepimizi kandırdılar.. Kandırmaya da devam ediyorlar.. Bu derin uykudan uyanalım artık. Bu kirli, kanlı ve karanlık oyuna bulaşanlar, bildiklerini anlatmalı.. Bu kâbus bitmeli.. Birini tasfiye etmeye çalışırken, “bizden” gibi gözüken birilerinin derin planlarına da alet olmamalıyız.. Bunların sağı-solu, Alevisi-Sünnisi, dincisi-tarikatçısı yok.. Aman dikkat.. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi