M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Reformcular ve Yenilikçiler Neler Yaptılar?

Reformcular ve Yenilikçiler Neler Yaptılar?

Reformcular, dinde yenilikçiler, dinde değişimciler, mezhepsizler, telfik-i mezâhib taraftarları, çeşit çeşit İslamcılar, Kemalist İslamcılar, Feminist İslamcılar, Aktivist İslamcılar hangi niyetlere sahipler, şimdiye kadar ne gibi tahribat yapmışlardır, yanlış ve bozuk tarafları ve fikirleri nelerdir, amaçları nedir?.. Çok açık ve seçik olması için maddeler halinde yazıyorum.

1. Bütün reformcuların ana amacı Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmaktır.

2. Onların çok büyük kısmı, farkında olarak veya olmayarak laiklik taraftarıdır, Müslümanların sekülerleşmesini, dünya işlerinde dinden kopmasını isterler, bazısı açıkça mezhep fıkıh Şeriat düşmanlığı yapar.

3. Münzel (İndirilmiş) gerçek İslam'ın yerine uydurulmuş türeme bir din çıkartmak isterler. Dini bir hümanizmaya veya bir ideolojiye yahut da aktivist bir harekete dönüştürmeye çalışırlar.

4. Onların bir kısmı Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetinin, İslam'ın ikinci ana kaynağı olduğunu inkâr eder, tek kaynak Kur'andır der.

5. Sünneti yüzde yüz inkâr etmeyenler, onu hafife alır, Müslümanların kafalarına şeytani şüpheler ve tereddütler sokar, mütevâtir ve sahih hadislere gölge düşürür.

6. Onlar her Müslüman'ın Kur'an'dan, (kabul ediyorlarsa) Sünnetten kendi kafasına, re'yine, anlayışına göre hüküm çıkartmasını ister.

7. Reformcuların bir kısmı Kemalisttir. Birbirleri ile uzlaşmaları ve bağdaşmaları mümkün olmayan iki zıddı, İslam ile Kemalizm'i bağdaştırmaya uğraşırlar.

8. Reformcuların ve İslamcıların bir kısmı Tevhid ve Tenzih akidesine çok zıt olan, inananı küfre götüren, son derece bozuk inançlara ve zındıklıklara hoşgörü ile bakar. Mesela: Ali Şeriatî'nin 'Allah gerçek bir Janustur = Hoda Janus-i hakiki est' (Janus iki çehreli bir Roma putudur) cümlesinden hiç rahatsız olmazlar, Şeriatî'yi baş tacı ederler, öve öve bitiremezler, onu Müslüman gençliğe, peşinden gidilecek bir önder olarak tanıtırlar.

9. Bir kısım reformcular Ehli Sünnet Müslümanlığını aşağılamak, hafife almak için alaycı bir ifade ile ona İlmihal Müslümanlığı derler.

10. Onlar, Müslümanların dinlerini, güvenilir ve muteber ilmihal, akaid, fıkıh ve ahlak kitaplarından öğrenmelerini istemezler.

11. Reformcuların bir kısmı Kur'anda, Sünnette, Şeriatta kesin haram olan faize cevaz vermişler; Kitab ile, Sünnet ile, icmâ-i ümmet ile kesin haram olan bir günah ve isyanı helalleştirmişlerdir.

12. Onlar, binlerce ve binlerce Ehl-i Sünnet imamını, müctehidlerini, ulema, fukaha ve mürşitlerini saf dışı bırakarak; farmason Afgani'yi, farmason Muhammed Abduh'u, onun talebesi telfikçi ve Menarcı Reşid Rıza'yı, birkaç aşırıyı hidayet rehberi olarak gösterirler.

13. Reformcuların büyük ekseriyeti tasavvufa, tarikatlar, sufîlere karşıdır.

14. Reformcuların bir kısmı Tevhidi, İslam'ı, Kur'anı, Resulullah'ı yalanlayan Teslisçi Ehl-i Kitab'ın da cennetlik olduğunu iddia eder.

15. Reformcuların bir kısmı fanatik feministtir. Feminizm bozuk ideolojisine uymayan ayetleri te'vil ederler. İşlerine gelmeyen hadisleri de yok sayarlar.

16. İşlerine gelmediği için din ilimlerinde icazeti kabul etmezler.

17. Reformcular takiye yaparlar, Müslüman halkı aldatırlar.

18. Bir kısım reformcular Pakistan'dan kovulmuş, Kur'andaki 300 küsur kesin hükümlü ayetin bugün geçerli olmadığını iddia eden Fazurrahmanı imam kabul ederler.

19. Reformcular mucizeleri inkâr eder.

20. Onlar İslam Şeriatında recm cezası olduğunu inkar ederler. Hâlbuki Resulullah Efendimiz recm cezasını uygulamıştı.

21. Reformcular Kur'an-ı Kerim'in abdestsiz tutulabileceğini iddia ederler.

22. Onlar özürlü kadınların yapamayacakları şeylerin yapılabileceğine, bir takım şazz rivayetlere dayanarak fetva verirler, cumhur-i ulemaya muhalefet ederler.

23. Bazı reformcular haccın kesin tarihi değişebilir, başka zamanlarda da hacc edilebilir diyerek son derece bozuk ve bâtıl ictihadlar yumurtlamıştır.

24. Bazı reformcular tesettürü inkâr eder.

25.Bir kısım reformcular Derin Devletle, vesayet rejimi ile, resmî ideoloji ve faşist sistemle işbirliği yapmışlar ve karşılığında yüklü telif ücretleri almışlardır.

26.Hiçbir reformcunun 'Müslümanlar birleşsin, tek bir İmama biat ve itaat etsin, Ümmet haline gelsin' dediği görülmemiştir.

27. Onlar, ehliyet ve liyakatleri olmadığı halde bol bol bozuk ictihadlar yapar.

28. Onlar Kur'ana, Sünnete, icmaya aykırı saçma sapan fetvalar ve ruhsatlar verirler.

29. Onlar, din ile dünyayı ayırırlar, dinin hüküm dairesini daraltırlar.

30. Onlar, Ehl-i Sünneti herhangi bir fırka, hizip ve parça gibi görürler; onun İslam'ın gerçek yorumu olduğunu kabul etmezler.

31. Reformcuların hemen hemen ekseriyeti Osmanlı Devlet-i İslamiyesine ve Hilafetine karşıdır.

32. Reformcular Türkiye'nin Sünnî Müslüman çoğunluğunu, birbirinden kopuk, bazısı bazısıyla çarpışan, başlarındaki zevat yılda bir kez bile bir iftar sofrasında toplanamayan yüzlerce hattâ binlerce cemaate, gruba ayırmışlar, dehşet verici bir anarşi ve kaosa sebep olmuşlardır.

33. Reformcular âhir zamanda çıkacağı mânevî tevâtürle bildirilmiş olan Hz. Mehdi'nin zuhurunu ve yine mânevî tevâtürle haber verilmiş olan nüzul-i İsa aleyhisselamı inkar ederler.

34. Bazı reformcular imanın temel şartlarından kaderi inkar eder.

35. Bazısı Allahın izniyle yapılacak olan ve Kur'anla, Sünnetle, icmâ ile sabit bulunan şefaati ve kabir ahvalini inkar eder.

Bu çeşit çeşit, renk renk, kendi aralarında bir yığın meşrebe ayrılmış reformcular camiası Ehl-i Sünneti, Ümmet birliğini yıkmak konusunda ittifak ve ittihad etmiştir. Müslüman halkı bunlara karşı uyarmak gerekir. Bu hizmet benim yazılarımla olmaz, Türkiye Ehl-i Sünnet Müslümanları tez elden bir 'Ehli Sünnet Müslümanları Şûrası' toplamalı, neler yapılması gerekiyorsa o hizmet ve vazifeleri yerine getirmelidir. Bu dediğim yapılmazsa din konusundaki kaosun, anarşinin, çekişme ve tepişmenin, cahilliğin önüne geçilemez.

Dinin kesin inançları, helaller, haramlar, had cezaları, Allahın kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olduğu, müminlerin tek bir ümmet olması gerektiği, iman edenlerin Allah'a, Resul'üne ve kendilerinden olan emir sahiplerine itaatlerinin farz olduğu gibi temel din hükümlerinde çekişen, tartışan, doğru yoldan çıkan Müslümanlar iflah olmaz. İslam dünyasında tek bir ümmet olmaması, bir yığın birbirinden kopuk cemaat, fırka ve hizip bulunması büyük değil çok büyük bir felakettir. Kur'an-ı Kerim açıkça beyan ediyor: Allah katında geçerli, muteber, kabul edilen tek hak din İslam'dır. Reformcular bir bu temel inanca karşı çıkmıştır; onların uyarılması, aydınlatılması, bilgilendirilmesi Kuran ve Sünnet yolunda olan âlim ve muktedir Müslümanlara farzdır.

Reformcuların saçtıkları mikroplar, ortaya attıkları sapık yorumlar yüzünden Türkiye'de din, iman tehlikededir. Şeriat çoktan elden gitmiştir.

Reformculuk, dinde yenilik, dinde değişim, mezhepsizlik, Fazlurrahmancılık, Kemalizm'e uygun İslam, AB ve Feminizm normlarına ayarlanmış, ayıklanmış yeni bir İslam türetme gibi helâk edici yangınlar söndürülmezse, büsbütün söndürülemediği takdirde kontrol altına alınıp tecrid edilemezse Türkiye Müslümanları kurtulamaz. Ehl-i Sünnet elden giderse Kur'ana, Sünnete, icmâya uygun din de gider; bid'atler ortalığı istila eder, fitne fesat, nifak şikak, isyan tuğyan yaygın hale gelir, korkunç bir kaos ve anarşi oluşur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi