Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Varsayalım ki!

Varsayalım ki!

Geçen gün Çay Tv’de Nuh Albayrak, Mehmet Koçak ve Yeni Akit’ten Haber Müdürümüz İbrahim Acar ile beraberdik. 2012’yi konuştuk. O sırada Nuh Albayrak’ın bir sözü dikkat çekici idi.

Varsayalım ki, Türkiye; Suriye konusunda, Esad rejimine karşı hiçbir tepki vermeseydi durum ne olurdu? Muhalefet ne yapardı..

Esad rejiminden yana olunmasını kabul edecek mi idi CHP ve öteki muhalif çevreler..

Mesela Türkiye’ye kaçan Suriyelileri kabul etmemeli mi idik, ya da onları Esad’ın askerlerine, Muhaberat’a, Şebbiha’ya mı teslim etmeliydik?..

Hangi akılsa, NATO’ya yıllarca gönüllü askerlik yaptırmışlar, bugün NATO’dan istifade etmemiz gereken bir noktada, savunma amaçlı füze kalkanını bile sorun yapabiliyor muhalefet.. Neyse ki, Ankara kendi füze kalkanını üretmek için düğmeye bastı.

Türkiye’ye füze saldırısı olursa, bu saldırıyı daha havada iken geri püskürtmek için sistem kuruluyor, muhalefet buna karşı çıkıyor..

Esad rejimi bir yandan İsrail, öte yandan Rusya ile kol kola. İsrail, İhvan’ın Suriye’de yönetimi ele almasından son derece rahatsız.. Esad’a evet demek İsrail ve Rusya’ya evet demek anlamına gelmiyor mu? Bu nasıl antiemperyalist bir iş oluyor..

İran’ın Mehdilik, Irak üzerinden Akdeniz’e yayılma ve Lübnan Şiasına destek için uyguladığı bir plan var. Arap yarımadasının üstünde bir Şii koridoru oluşturma hesapları yapıyor.. İran’ın, kendi ülkesinde bile fazla destek bulmayan böyle bir tehlikeli planına niye destek verelim ki.

Kaldı ki, İran kendi topraklarına yönelik tehdidi bölgeye yaymak çabasında. Bu da bir bölge devleti olarak Türkiye’yi her anlamda sıkıntıya sokacak bir girişim..

İran’ın Suriye’de etkin olması, Nuseyri koalisyonu ile Ürdün, Lübnan ve Körfeze doğru giderek artan bir Şii-Sünni çatışmasına kapı aralayacaktır.. Bunun kime ne faydası var..

Suriye’de Esad rejiminin devamı, Filistin halkını İsrail’in baskısına ve emrivaki siyasetine mahkûm etmek anlamını taşıyacaktır..

İran Kudüs’ün hamisi rolünü üstlenerek, İslam dünyasında Kudüs’ün koruyucusu olarak itibar kazanmak istemektedir ve bunu yaparken bölgede yıllardır mücadele eden Filistinlileri, İhvan’ı, Türkiye Müslümanlarını görmezden gelmektedir.

Filistin direnişinin liberal, milliyetçi, sol Arap unsurların eline bırakılmasının sebebi, İslami direnişi saf dışı bırakmak içindi.. Kudüs Müslümanların ortak meselesidir.. İran’ın kontrolünde bir Suriye’nin bölgedeki hesapları ve dengeleri nasıl değiştireceğini görmemek mümkün mü?

Suriye Fransa’nın garantörlüğündeki bir ülke. Ürdün’de İngiliz garantörlüğü sözkonusu. İsrail ABD’nin koruması altında.. Bölgede Sünnilerin büyük çoğunlukta ve ağırlıkta olduğu bir Türkiye var. Bunlar yetmedi İran sırtına Çin’i ve Rusya’yı da alıp bölgeye gelecek, siz bu şekilde Kudüs müdafası yaptığınızı söyleyeceksiniz.. Bu bölgeyi cehenneme çevirmek demektir.

Hama-Humus’u unutmadık. Baba Esad’ın cinayetlerini de..

Şebbiha’nın, Muhaberat’ın cinayetlerini görmezden gelenler bu cinayetlerin ortağıdırlar..

Ne yani, burnumuzun dibinde kanlı bir diktatörlüğe destek mi verecektik. Yaşananları görmezden mi gelecektik. Hani haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardı..

Türkiye batılıların fiilen bölgeye girmesini engellemeye çalışıyor.. İran ise Çin ve Rusya’yı buradaki varlığına ortak etme çabasında..

Tamam! Rusya’nın Akdeniz’deki ikmal üssü devam edebilir. Ama Suriye’de başka bir ülkenin askeri anlamda bir üs kurmasına gerek yok..

Peki Türkiye daha önce niye Esad’ı destekledi?

Hayır Türkiye Esad’ı desteklemedi. Yumuşak bir geçiş için Esad’ı kazanmaya çalıştı. Suriye’de insan hakları ve hukuk devleti için siyasi bir çözümden yana oldu.. Esad da önce buna destek verdi ama daha sonra sanırım kendi derin devletini ikna edemedi ve iş çığırından çıktı.. Esad Türkiye’nin kendine sunduğu fırsatı, şansı geri tepti.

Bir de çatışmayı Türkiye başlatmadı.. Bu Suriye halkının kendi kararı ve bu ayaklanma ilk kez olmuyor.. Zaten bugün 200 ülkeden 100’den fazlası artık Suriye muhalefetini meşru yönetim olarak tanıyor. Çin çekildi. Rusya çekiliyor. İran da çekilecek. Çünki İran hükümeti bu işten her anlamda büyük yara aldı. Nisan’la birlikte İran muhalefeti Nejat yönetimini sorgulamaya başlayacak.. Suriye için kaçınılmaz sona doğru hızla yaklaşılıyor..

Varsayalım ki! Evet, Türkiye bugün yaptığının tam tersini yapsa idi, olanları savunabilecek mi idiniz ve bu gerçekten Türkiye, Suriye halkı ve bölge-dünya barışı için daha mı iyi olacaktı!..

Sahi Türkiye’deki Esadseverler, Türk Baası (CHP) da Esad yanlıları, Suriye’deki iktidar yanlıları için bir yardım kampanyası düzenlese ya! Ne iyi olur!

Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi