M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Ağlamalıyız

Ağlamalıyız

Hepimiz sorumluyuz. Müslümanlar herkesten daha fazla sorumlu. Çünkü onlar Elest Bezmi’nde, Kaalu belâ gününde Allah ile yapmış oldukları ahd ve misaka sadık kalmışlardır.

Hepimiz sorumluyuz… Hazret-i Ömer, Dicle kenarında bir kurt bir kuzuyu kapsa ilahî adaletin bunu Ömer’den soracağından korkuyorum diyerek ağlarmış. Hepimiz ağlamalıyız.

Bunca imkan ve fırsat varken yeteri kadar hizmet edemediğimiz, yahut hiç hizmet etmediğimiz için ağlamalıyız.

Din iman Şeriat elden gidiyor, biz keyfimize bakıyoruz, ağlamamız gerekir.

Bir, Ehl-i Sünnet ve Cemaati yıkmaya çalışan din tahripçilerinin gayret, inat ve azimlerine; bir de bizim gayretsizliğimize bakıp ağlamalıyız.

Ümmet birliğinin yıkılıp yerine yüzlerce, hatta binden fazla, birbirinden kopuk bağımsız İslamcılık, hizip, fırka gelmesine ağlamalıyız.

Müslümanların, karanlık gecede yağmura ve fırtınaya tutulmuş, kurtların hücumuna uğramış, çobansız bir koyun sürüsüne dönmüş olmasına çok ağlamalıyız.

Milyonlarca Müslüman vatandaşın, öğrenilmesi farz olan ilmihalini, ahlakını, akaidini bilmeme cahilliği çukuruna düşmüş olmasına biz ağlamayacağız da Yahudiler ve Nasraniler mi ağlayacak?

Bir kısım kadınların ve kızların uygunsuz şekilde açılmasına ağlamalıyız.

TC başlıklı vesikalarla KDV’li yasal seks köleliği yapılmasına ağlamalıyız.

Ceza Kanunundan zina suçunun kaldırılmasına ağlamalıyız.

On milyonlarca Müslümanın 1928’den önce yazılmış ve basılmış kitapları, hattâ atalarının Türkçe mezar taşlarını okuyamayacak kadar kara cahil bırakılmasına ağlamalıyız.

Sabah namazlarında camilerin tenhalığına hıçkıra hıçkıra ağlamalıyız.

Şu ahir zamanda sabahleyin evinden Müslüman olarak çıkıp da akşama kâfir olarak dönen gafillerin haline ağlamalıyız.

Müslüman hanelerindeki deccal ve kezzab vizyonlardan taşan fuhuş ve günah lağımlarına ağlamalıyız.

Mü’minlerin birbirlerini sevmemelerine ve desteklememelerine çok ama çok ağlamalıyız.

Ah ağlayacak ne çok üzücü ve kahr edici konu var!

Eski büyükler hüsn-i hâtime konusunda çok ağlarmış. Biz niçin ağlamıyoruz?

İnsan Müslüman olur da bunca haram yenmesine ağlamaz mı?

Azgınlıkların âşikâre olup sokaklara, meydanlara taşmasından dolayı ağlamaz mı?

Müslümanın rikkatli bir kalbi ve ıslak gözleri vardır. Âhir zaman fitneleri içinde Müslüman ağlamaz mı?

Şuna bakın şuna, nasıl da gaflet içinde ben çok iyiyim, Cennetliğim diyor.

Halid-i Bağdadî nice mektuplarının başında bu fakirin hüsn-i hatimesi için dua buyurunuz yazmış.

Kendimize ağlayalım… Vatanımıza ağlayalım… Devletimiz için ağlayalım… Ah Suriye için ağlayalım… Filistin için ağlayalım…

Yaklaşan zelzele için ağlayalım…

Gaflet kirini gözyaşları yıkar temizler.

Gecelerin sessizliğinden ıssızlığında tenhada ağlayalım.

Ücret karşılığında ağlayan ağlayıcı karılar gibi ağlamayalım.

Ah bir ağlayabilsek… Belki biraz temizlenir ve açılırız.



“İkinci yazı”

Hangi Etler Helaldir Yenir

1. Ehl-i kitabın kestiği yenilir.

2. Bugün Yahudilerin kestiği hayvanların etleri İslam Şeriatına ve fıkhına göre helaldir, yenilebilir.

3. Çağdaş Hıristiyanların, kesmeden önce çeşitli yollarla, acı çekmesin diye öldürüp sonra kestikleri hayvanların etleri yenmez.

4. Müslümanların Allah adını zikretmeyi kasten terk ettikleri hayvanların eti yenmez.

5. Otomatik aletlerle, Allah adına kesilmeyen tavukların etleri yenmez.

6. Kesildikten sonra, tüyleri kolay yolunsun diye, içi boşaltılmadan önce kaynar suya atılıp murdar edilen tavukların etleri yenmez.

7. İslam şeriatı hayvanların nasıl kesileceğini hüküm ve kurallara bağlamıştır. Bunlardan biri Allah adına kesilmesidir.

8. Hayvanın, acı çektirilmeyerek işi iyi bilen bir kasap tarafından çok keskin bıçakla, çok kısa zamanda kesilmesi gerekir. Bu işin cahili kimsenin kör bıçakla kesmesi, acı çektirmesi, eziyet etmesi haramdır.

9. Müslümanlar, İslamî usulle kesilmemiş olan ithal etleri tüketmemelidir.

10. Daha önce evcil veya yaban domuzu etinin kıyma yapıldığı makine, çok iyi temizlenip şartlanmadan dana ve koyun eti çekimi için kullanılmamalıdır.

11. Hayvan kesiminde Avrupa norm ve standartlarının bir kısmı İslam dinine uymaz. Binaenaleyh bu norm ve standartların tamamı Müslüman Türkiye’de uygulanamaz.

12. Ülkemizdeki Yahudi Hahambaşılığı mezbahada kendi dindaşları için uzman hahamlara hayvan kestirmekte, bunların üzerine koşer damgası vurmaktadır.

13. Eminönü’nde Mısır Çarşısı ile Rüstem Paşa Camii arasında “Levi Koşer Et Lokantası” vardır. Hahambaşılık, dindar Yahudilerin kendi şeriatlarına göre koşer=helal yemek yiyebilecekleri bu lokantada sabahın dokuzundan ikindi vaktine kadar bir hahamı vazifelendirmiştir. Mezbahadan koşer etler mühürlü paketler halinde getirilir ve haham efendinin nezaretinde açılır, yemek yapılır.

14. Son yıllarda ülkemizdeki domuz çiftlikleri çoğalmış olup aşırı miktarda evcil domuz eti Müslüman halka yedirilmektedir.

15. Domuz etleri yabancı turistlere yediriliyor iddiası bütünüyle gerçeği yansıtmamaktadır.

16. Geçen sene Trakya’da askeri bir birliğin kantininde Müslüman erlere domuz eti yedirildiği kesinlik kazanmıştır.

17. Avcılar, ormanlarda bol miktarda yaban domuzu avlıyorlar, bu domuzların leşlerini yol kenarlarına getirip önceden anlaşmış oldukları kimselere satıyorlar. Bunların büyük bir kısmının dana sucuğu yapıldığı söyleniyor.

18. Marketlerden hazır kıyma alınması tavsiye edilmiyor.

19. Dinden kopmuş, zengin çağdaşların yaşadığı bazı semtlerin marketlerinde alenen domuz kıyması ve eti satılıyormuş. Bir Müslümanın dikkatli davranırsa bundan korunması mümkündür. Lakin zahirde dana etiymiş gibi satılan domuzdan kurtulmak için firasetli, şuurlu, kalp gözü açık Müslüman olmak gerekir.

20. Resulullah Efendimiz (Salât ve selam olsun ona) Hayber Savaşı esnasında kesilen evcil eşek etini haram kılmış ve içinde bu et bulunan ateş üzerindeki tencereleri toprak üzerine döktürtmüştür.

21. Dinsiz, sözde Müslümanlardan et almaktansa, (hâlâ duruyor mu bilmem) Galata Lüleci Hendek Sokağı’ndaki Musevi kasaptan koşer et alıp yemek yeğdir.

22. Diyanet’in Müslüman halkın helal yiyecek maddeleri ve meşrubat tüketmesi için (Hahambaşılığın kendi dindaşları için çalıştığı gibi) çalışmaması teessüfe şayandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi