M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Tarikatlar ve Cemaatler Ticaret ve Bankacılık Yapmamalı

Tarikatlar ve Cemaatler Ticaret ve Bankacılık Yapmamalı

İslam tarikatlarının ve dinî cemaatlerin holdingleşmeleri, ticaret, bankacılık, sanayi işleri yapmaları çok sakıncalıdır ve doğru değildir.

Çünkü bu gibi kurumlar dini temsil ederler, din kutsaldır, ticaret ve bankacılık işleri ise kirlidir, kirletir.

Peki birtakım hizmetler nasıl yapılacaktır?

Tarikatlar ve cemaatler kendilerine bağlı Müslümanları teşvik ederler, onlar şirketler kurar, fabrikalar açar, ticaret yapar… Kazandıkları paraların bir kısmını da hizmetlere tahsis eder.

Dine, imana, Kur’ana, Sünnete, Şeriata hizmet eden has hizmetkarların, bu hizmetleri esnasında mukaddesatı alet ederek yüklü gelirler elde edip zenginleşmeleri asla caiz değildir.

Has hizmetkarlar zâhid olur, dünyaya sırt çevirir, para ve zenginliği ayak altına alır.

Din, iman, Kur’an hizmetleri ticarete alet edilirse ihlas bozulur. İhlas olmayınca hizmetler bereketli olmaz.

Din hizmetkarlarının israflı, şatafatlı, debdebeli ve sefih bir hayat sürmeleri asla câiz değildir.

Din, iman, Kur’an hizmetleri yapılırken kimler örnek alınacaktır?..

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.

Ashab-ı Güzin.

Ehl-i Beyt-i Mustafa… Sâdat-i Kiram…

Tâbiîn… Tebe-i Tâbiîn… Selef-i Sâlihîn…

Eimme-i müctehidîn…

Her asırda yaşamış müceddidler, büyük ulema ve fukaha, gerçek şeyhler, kamil mürşidler…

Evliyaullah…

Hiçbir şeyh, mürşid, İslam hizmetkarı Hint mihraceleri gibi israflı, şatafatlı, ihtişamlı, tantanalı, debdebeli, gururlu, kibirli, sultanî bir hayat süremez.

Helal servetleri de olsa süremezler…

Hizmet paralarının bir kısmını zimmetlerine geçirenler, o paralarla lüks ve israflı bir hayat sürenler hâdim (hizmet edici) değil hâdimdir (yıkan, çökertendir).

Hizmet için toplanan paralar, son kuruşuna kadar ihlasla, istikametle, titizlikle, İslam ahlakının hükümlerine uygun olarak akıllıca gerekli hizmetlere harcanmalıdır.

Müslümanlardan toplanan paralarla kendilerine lojman, otomobil alan, şahsî masraflarını, otomobilini yakıtını o paralarla karşılayan kimseler gerçek hizmetkar değildir.

Zekat paralarıyla cami bile yapılmaz.

Hizmet ve cihad paralarını zimmetlerine geçirenler haindir!

Son yirmi beş yıl içinde Türkiyede İslama hizmet için yüz milyarlarca dolarlık yardım parası toplandı. Bu paranın bir kısmı hizmet için harcandı. Bir kısmı ise harcanmadı.

Hizmet paralarının bir kısmı (ne kadarı?) çar çur edildi.

Sabah namazlarında içi boş olan şatafatlı ve müzeyyen cami binaları yapıp, onların mihrabına geçecek, minberine çıkacak, kürsüsüne oturacak icazetli ulema yetiştirmemek… Bu nasıl hizmettir?

Öğrencileri beş vakit namaz kılmayan din okulları açmak… Bu ne biçim hizmettir?

En büyük hizmet, Müslümanları birleştirmek, tek bir Ümmet çatısı altında toplamak, tek bir İmam-ı Kebire biat ve itaat ettirmek değil midir?..

Lüks, ihtişamlı, israflı, şatafatlı, tantanalı turistik umre seyahatleri ve turları niçin tenkit edilmiyor?

Türkiye Müslümanlarının niçin müşterek bir hizmet plan ve programları yoktur?

Bunca hizmet cemaati bir federasyon veya konfederasyon çatısı altında niçin bir araya gelmiyor?

Şuculuk buculuk oculuk filancalık falancalık feşmekâncılık, bizden olanlar, öteki Müslümanlar; asabiyet, militanlık ve holiganlıkları, İslamın hak ölçüleri nazarında bir tür ırkçılık değil midir?

Biz Ehl-i Sünnet Müslümanları ne zaman uyanacağız ve Kur’anın, Sünnetin emr ettiği şekilde birleşeceğiz?



* (İkinci yazı)

Ehl-i Sünneti Savunmak İçin Hangi Konular İşlenmelidir?

1. Ehl-i Sünnet’in herhangi, sıradan, ötekiler gibi bir mezhep, fırka, hizip olmadığı; İslam’ın kendisi, Kur’an’ın ve Sünnet’in doğru yorumu olduğu.

2. İslam’ın hükümlerini, öğretilerini, Kur’anın yorumunu yaparken “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır, biri dışında bunlar Cehennemliktir; Cehennemlik olmayan bölüm, benim ve Ashabımın yolundan gidenlerdir” hadîsine vurgu yapılmalıdır.

3. Ehl-i Sünneti Mutezile, Haricilik, Mürcie ve diğer sapık ve bozuk fırka ve mezheplerle bir tutmak çok büyük bir adaletsizlik ve sapıklıktır.

4. Ülkemizde, Ehl-i Sünnet dışı iki Orta Doğu Devleti yıkıcı mezhep propaganda yaptırmaktadır. Bunlar büyük miktarda para dağıtmaktadır. Bu iki ülkenin isimlerini ve mezheplerini vermiyorum, ikisi de bilhassa itikat sahasında son derece bozukturlar. Halkın bunlara karşı, fitne ve fesat çıkartmayan bir üslupla uyarılması, bilgilendirilmesi, aydınlatılması gerekir.

5. Ehl-i Sünneti yıkmak isteyenlerin bir kısmı müteşabih ayet ve hadisleri, lügavî manalarına alarak, kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Allahü Teala Hazretlerine cisim, şekil, el ve ayak gibi organlar, inmek ve çıkmak, cihet gibi noksan sıfatlar izafe etmektedir. Bunlar tenkit edilmelidir.

6. Ehl-i Sünneti yıkmak isteyen modernistler ve reformcular, dinimizin ikinci kaynağı olan sünneti açıkça veya sinsice yıkmak istiyorlar. Bunların sünnet aleyhindeki yalanları, iftiraları, hileleri, mekirleri, iddia ve isnatları çürütülmelidir.

7. Ülkemizde Ehl-i Sünnet’i yıkmak isteyen bid’at ve dalalet fırkalarının başını Fazlurrahmancılar çekmektedir. Fazlurrahmancılık çürütülmelidir.

8. Belli başlı Ehl-i Sünnet âlimleri, fakihleri, müftüleri, ziyalıları, kurumları en kısa zamanda çok ciddi bir “Ehl-i Sünnet Şurası” çatısı altında toplanmalı, halkın anlayacağı bir bildiri yayınlayarak Müslümanları uyandırmalı ve aydınlatmalıdır.

9. Ehl-i Sünnet muhalifleri en fazla Kur’an-ı Kerim mealleri, tercümeleri, tefsirleri sahasında tahribat yapmışlardır. Şu anda piyasada iki yüzden fazla meal, tercüme ve tefsir bulunmakta olup bunların yirmi-otuz kadarı dışındakiler re’y ve heva ile yazılmıştır ve vahim hatalar içermektedir. Bunlarda otuz kadar büyük yanlış bulunmalı, red ve cerh edilmeli, küçük bir kitapçık şeklinde en az yüz bin adet basılarak halka duyurulmalıdır.

10. Ehl-i Sünnet düşmanları, Peygamberimiz’in (Salât ve selam olsun ona) Sünneti’ni, sahih ve mütevatir hadisleri AB normlarına ve feminizm prensiplerine göre ayıklamak istemektedir. Bu zihniyet teşhir ve tenkit edilmelidir.

11. Ehl-i Sünnet Müslümanlığı ahir zamanda Mehdi’nin zuhur ve İsa Aleyhisselam’ın nüzul edeceğini, manevi tevatür derecesindeki hadislere dayanarak kabul etmektedir. Sünnet münkirleri ehl-i bid’at bu iki inancı reddetmektedir. Bu inkarlar, halkın anlayacağı şekilde çürütülmelidir.

12.Mezhebe lüzum yok, hepimiz Müslümanız diyerek Sünnîliği, Şiîliği, Vehhabîliği, Hariciliği aynı kefeye koyan mezhepsiz zihniyet çürütülmelidir.

13. Farmason Afganî, Farmason Abduh, onun tilmizi Reşid Rıza zemmedilmeli ve çürütülmelidir.

14. BOP’un gizli plan ve protokolleri Müslümanlara duyurulmalı ve halk bu konuda uyarılmalıdır.

15. Dinlerarası diyalog ve hoşgörü hareketinin içyüzü, hatâları ve amacı anlatılmalıdır.

16. İslam Feminizmi ideolojisinin İslama uymayan bozuk bir doktrin olduğu anlatılmalıdır.

15.02.2013

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi