Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Maraş tarhanası, keçiboynuzu ve deprem!

Maraş tarhanası, keçiboynuzu ve deprem!

Size durup dururken tarhana ve keçiboynuzundan bahsetmem ilgisiz gibi gelebilir ama, yazıyı sonuna kadar okursanız hak vereceksiniz..

Bu konu aynı zamanda, AFAT’ı, KIZILAY’ı da ilgilendiriyor. Bu çerçevede İstanbul Valiliği, İBB, Halk Ekmek ve insani yardım kuruluşlarına bir öneri var..
Deprem ansızın kapımızı çalabilir. Hazırlıklı olmamız gerek.
Yaralıların ve hastaların tedavisinden sonra en temel sorun barınma ve beslenme alanında ortaya çıkacak..

Maraş tarhanasını bilen var mı bilmiyorum. Keçi sütünden yapılan yoğurt ekşitilir ve döğme buğday pişirilerek yoğurda katılarak yoğurulur ve kurutulur..

Bu son derece besleyici ve uzun ömürlü, hafif bir gıdadır.. Su ile birleştiğinde ise doyurucudur.. Çocuklar, yaşlılar, gençler ve kadınlar herkes bunu tüketebilir..
Bunu mutlaka not etmek ve şimdiden stoklamak gerek.. Bundan daha uzun ömürlü, ekmek yerine geçebilecek başka bir gıda ne olabilir bilmiyorum.. Bu konuda MADO’nun bir çalışması var bildiğim kadarı ile. Mehmet Kambur’dan daha ayrıntılı bilgi alınabilir..
Gıda mühendislerinin araştırması gerekir. Belki biberli, çörek otlu, sarmısaklısı da yapılabilir.. Mesela, acaba, buna keçiboynuzu unu da katılabilir mi? Yine benim bildiğim bir MÜSİAD üyesi Mersin’de keçiboynuzu unu ve keçiboynuzu çekirdeği ununun üretimine başladı. Yıllarca dağlarda keçi boynuzları öyle kala kaldı.. Şimdi reçeli de yapılıyor, unu da. Ekmeğe de katılıyor. Ayrıca keçiboynuzu çekirdeği unu gıda sanayiinde, ilaç sanayiinde de kullanılmaya başlandı.. Ülkemizin tüm zenginliklerini harekete geçirmemiz gerekiyor..

Tarhanaya keçiboynuzu unu katılırsa nasıl bir sonuç elde edilir bilmiyorum ama, eğer mümkün olursa tabii şeker içeren bu lezzet de depremde bir fayda sağlayabilir..
Bunları sadece deprem için düşünmememiz gerek.. Mesela buğday ithal ediyoruz. Kepekli bir ekmek gibi, mesela keçiboynuzu unu katsak ekmeklik una, en azından bir o kadar döviz kazanmış oluruz. Daha lezzetli ve sağlıklı bir ekmeğimiz olur..
Peygamberimiz buğday, arpa, yulaf ve çavdar karışımı bir undan yaptırıyordu ekmeğini ve kepeği ile birlikte kullanılıyordu bunlar.. Buna siz nerede ise her derde deva çörek otu tohumu da katabilirsiniz, keçiboynuzu da..

Keçiboynuzunun tarımı da yapılmıyor. Yapılabilir de aslında. Ya da bunun ormanlarını kurabiliriz. Dağda kendiliğinden yetişen keçiboynuzlarını bile toplayamıyoruz.. Orman köylüleri için bu kaynak önemli bir iş imkanı da sağlar bakarsınız..
Gıda meselesini ciddiye almamız gerekiyor. Beslenme konusunda süt önemli, ama endüstriyel süt sakıncalı.. İki farklı cins hayvanın etini de sütünü de aynı öğünde birlikte tüketmek sakıncalı.. Hanif gelenekte bu yok. Haram değil ama, sağlıksız bir beslenme şekli.. Keşke okullarda UHT süt dağıtacaklarına ceviz, badem, fındık, fıstık, tarhana dağıtsalar çok daha iyi ederler.

Bal şerbeti dağıtsalar ya da limonata dağıtsalar mesela. Uygun bir madensuyu ile yapılmış bir limonata mesela. Ya da demirhindi şerbeti.
Türkiye’de demirhindi denilen asıl adı Temr hindi, Tayland dilinde Tamarind olan demirhindiyi niye içirmeyiz çocuklarımıza mesela..

Kahve gibi demirhindi de bir Osmanlı içeceği. Kahve Yemen’den demirhindi Tayland’dan gelirdi. Tay dilindeki Tamarind, aslında Osmanlıların deyişi ile temr hindi yani hint hurmasının farklı bir teleffuzu. Hatta Taylandlılar demirhindinin önüne bir sıfat daha eklemişler SHERBETLY. Şerbetlik demirhindi yani..

Ne yazık ki, bizde temri hindinin sadece ekşi türü kullanılıyor. O da Mısır’dan geliyor. Aslında bunun nar gibi tatlısı da, mayhoşu da var. Bunu sadece şerbet olarak içmiyorsunuz, meyve olarak da tüketebiliyorsunuz.. Onlarca tür tüketim şekli var.. Şekeri şeker hastaları için zararlı değil, aksine düzenleyici ve tedavi edici etkiye sahip..
İlgilenenler internete girip demirhindi ya da tamarind yazıp görebilirsiniz..bakabilirler.. mesela bu yazım şeklini http://www.yummly.com/recipes/sharbatly-fruit sitesinde de görebilirsiniz. Ya da sadece sharbatly yazıp bakabilirsiniz.

Keçiboynuzu ve akasya ağacının yetiştiği her iklimde temr hindi yetişir. Ama ne yazık ki, kivi gibi bu da bilinmiyor. Ama inşallah bir gün demirhindi çiflikleri de kurarız. Benim bildiğim geleneksel tıp ve bitkisel ilaçlarla tedavi, tıbbı nebevi konusunda çalışmaları ile tanıdığımız Hekimzade’nin sahibi Muammer Yıldız Hatay’da bir çiftlik kurmak için fidan yetiştirmeye başladı bile. Recep Bingöl de biliyorsunuz demirhindi şerbeti üretimine başladı geçen yıl..

İyi şeyler oluyor memleketimde. Bugün gökyüzüne bakıp dua edin. 20 Şubat’ta havaya cemre düştü. Bahar geliyor bahar. Çiçekler ha açtı ha açacak!. Selâm ve dua ile..
Not: Dünkü yazımda “Hz. İbrahim’in 3 oğlundan biri olan Yafes’in” ifadesi yeralmıştı. Yafes, Hz. İbrahim’in değil, Hz. Nuh’un 3 oğlundan birisidir. Bu yazım hatasından dolayı özür dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi