Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Başkalarının ayakkabısı ile yürümek

Başkalarının ayakkabısı ile yürümek

Ayakkabınız ayağınızı sıkıyorsa ya da bol geliyor ve ayaklarınız içinde kayboluyorsa anlayın ki o ayakkabı size ait değil. Eğer size ait olmayan bir ayakkabı ile yolculuğa çıkmaya kalkarsanız da, yürümekte zorlanır, ayağınızda rahatsızlık hisseder ve hoş olmayan bir görüntü ile çevrenizdeki insanlar tarafından kınanacağınızı düşünürsünüz. Yani, bu ayakkabı ile rahat hareket edemez ve ayağınıza uyacak bir ayakkabı ararsınız. Dışarıdan bize ithal edilen kültür kırıntıları da tıpkı bunun gibi bizim insanımızın, bizim çocuklarımızın üzerine uymuyor ama uydurulmaya çalışılıyor.

Ne var ki, geçtiğimiz günlerde kutlanan “Sevgililer Günü” ile ilgili görüntüleri seyrederken bu emanet ayakkabıya artık bizim insanımızın da gönüllü olarak talip olduğunu hissettim. Bilinen bir gerçek var ki, alışık olmadığımız, istemediğimiz kendimize ait göremediğimiz bir durumla karşılaştığımızda ilkin bir rahatsızlık duyar ve tepki gösteririz. Bu önemlidir, çünkü ilk rahatsızlığınızda geri çekilmezseniz zaman içinde alışır ve kaçındığınız şeyin bir parçası haline gelirsiniz. Tıpkı bunun gibi, artık Hıristiyan Batı adetleri, kutsal gün ve geceleri bizim insanımızın yaşam alanını istila etmekle kalmıyor onların kimliğini ve kişiliğini de etkiliyor.

Hazreti Peygamber “ Kim bir kavme benzer ise onlardan olur” sözü ile bizleri uyarmakta ve “Kendimiz Olmaya” çağırmaktadır. Yani Allah’ın Resulü bizi inandığımız gibi saf ve duru kalmaya, özüyle sözü bir olmaya teşvik ediyor.

Bugün yerel olanla küresel olanın,

Ferdi olanla umumi olanın,

Dini (ilahi ve manevi) olanla seküler (din dışı-dünyevi) olanın

İç içe geçtiğini görmekteyiz

İnsanlar “orucumu da tutarım, namazımı da kılarım ama özel günlerde bir duble de atarım veya klipimi çeker, şarkımı da söylerim, umreye de giderim” diyerek adeta sap ile samanı birbirine karıştırıyorlar. Bakara süresinde geçen ilahi ikazın muhatabı da olunuyor ki, bundan Müslümanlar da müstağni değildir.

Bu kafa karışıklığı ve ilmilikten ve samimiyetten uzak tavırlar içindeki kişilerin sağlıklı bir kimlik oluşturmaları mümkün değildir. Zira “kimlik” bizi biz yapan temel özelliklerimizdendir ki, bu özelliği belirleyen dinamik “İslam” dır.

Toplumların birer tüketim toplumuna dönüşebilmesi için, çeşitli bahane, seçenek ve ritüellere ihtiyaç vardır. Bu ritüeller batıla giden yola özel tasarlanmış bir ayakkabıdır. Vatandaşlarımıza sunulan ancak ayağına uymayan bu ayakkabı ile yürümek pek kabil olmuyor, olmayacaktır da.

Ve Hâsılı Kelam:

“ Hak ehli batıl ehline benzediği anda inancından ve mensubiyetinden gelen izzetten uzaklaşmış, zillete düşmüş olur” (İmam Rabbani)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi