Allah’ın Resulünün (s.a.v.), “Cennet anaların ayağının altındadır” meşhur sözü ile Cennete insan yetiştiren anaların, toplumdaki yerine ve önemine vurgu yapmıştır. Yani kadının birinci derecede sorumluluğu çocuğunu İslami terbiye ve ahlak üzere yetiştirmektir. Zira Cennet anaların ayağının altında sözü ile hayırlı bir evlat yetiştiren ve bu minval üzere yaşayan bir anadan söz edilmektedir.

Dünya ve Ahiret saadeti kişinin iç ve dış bütünlüğünü sağlaması ve olgun bir ahlaka sahip olması ile mümkündür. Dolayısıyla annenin, bilgi, birikim ve bilinç anlamında yeterli miktarda donanıma sahip olması ve bu çizgi doğrultusunda da çocuğunu hayata hazırlaması gerekir. Ana kavramına atfedilen kutsiyet de buradan kaynaklanmaktadır. Çünkü cemiyetin ve toplumun yapıtaşı olan ailenin iki temel dinamiği vardır. Bunlardan biri erkek diğeri kadındır ve her ikisi de hayırlı nesillerin yetişmesinde etkilidir. Annenin sorumluluğu ise daha da ağırdır. Çünkü topluma, öngörüsü yüksek, ahlaki ve irfani değerlerle beslenmiş, hayırlı nesiller yetiştirmek, hem insanlık adına hem de toplum adına büyük bir hizmettir.

Kültürümüzde, kadın ya anadır ya bacıdır ya da yardır. Ancak analık vasfı kadının en önemli unvanlarından biridir. Zira vahiy, hayırlı bir evlat yetiştiren anaların ayaklarının altına cenneti serdi ve bu kadınlara özel bir yer verdi. Peki, bunun sebebi neydi?

Elbette insanlar sorumluluk sahibi olmaları hasebiyle eşit değerlendirilir. Fakat eşit sorumluluklar taşımazlar. Farklılıklarına ve özelliklerine yani yaradılış amaçlarına uygun sorumluluklara sahiptirler.

Arzda “İnsan” , arşta “Kulluğun zirvesine” yerleşen yegâne varlık olarak aynı kategoride sorumluluk alanını yüklenmiştir. Ancak annelik, kadını erkeğin önüne geçiren bir değer olarak kabul edilir ve desteklenir. Çünkü kadının (Allah için) yaptığı en büyük hizmet hem “ Allah’a abid kullar” yetiştirmek, hem de insanlığa hayırlı bir şahsiyeti armağan ederek dünyayı yaşanabilir hale getirmektir. Kadının vahiyle belirlenen en etkin rolü budur.

Günümüzde, modern-dünyevi bakış açısı ile hareket eden anne ve babalar var güçleri ile çalışarak devletlere, holdinglere, ideoloji ve menfaat şebekelerine adeta çocuklarını bir kurban gibi sunmaktalar. Bunun için büyük çaba sarf ediyorlar. Oysa İslam kadını saliha bir annenin biricik hedefi çocuğunu dünya ve ahiret saadeti için hazırlamak ve desteklemek olmalıdır. Çünkü o cennetin yolunun bu dünyadan geçtiğini bilmekte ve inanmaktadır. Peki, Cennete giden yolun köşe taşları nelerdir? Elbette ki, hidayet, iman, ihlâs, takva ve salih ameldir. İslam’ın bütününü temsil eden bu yapıtaşları ilk muallim olan annenin aracılığıyla çocuğa verilir. Bu vesileyle anne, cennet ehlinden olabileceği gibi, ehlinden olanlara da cennetin yolu olur.