Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bedenimiz bize mi ait?

Bedenimiz bize mi ait?

“Dizilerde izlediğimiz bir kız, ameliyatla erkek olmuş. On beş yaşındaki kızım bunun nasıl gerçekleşebileceğini sorduğunda ne diyeceğimi bilemedim. Gerçekten vahim bir durum…” (F. U)

Bu maili aldıktan sonra söz konusu kişiyle ilgili haberleri araştırdım ve toplum olarak pek çok şeyi hazmeder hale geldiğimizi ve adeta bu görüntülere alıştırılmaya çalışıldığımızı hissettim. Oysa bu tür olaylar aileleri, çocuklarının cinsel kimliği ile ilgili endişelere sürüklüyor. Fakat bizler görmezden gelsek de, cinsel kimlik ile ilgili dejenerasyon ve transseksüalizm artık sıradan bir vakıa olarak görülüyor. Açıkcası insanlar bu görüntülere daha da aşina edilmeye çalışılıyor.

Transseksüalizm, kişinin içinde bulunduğu cinsel kimliği ile uyumsuzluğu olarak tanımlanıyor. Bu uyumsuzluk daha çok kendini ergenlik döneminde gösteriyor. Bu dönem genç, cinsel kimliğinden rahatsızlık duymaya ve bunun kendisine uygun olmadığını düşünmeye başlıyor ve daha çok karşı cinsin özelliklerini benimseme çabası içinde oluyor.

Yapılan araştırmalar, bu tür sorunların pek azının biyolojik bir soruna bağlı olabileceğini ancak büyük çoğunluğunun psikolojik etkenler sonucu ortaya çıktığını gösteriyor. Yani olayın ekserisi psikolojik kaynaklı. Eğer sorun gerçekten biyolojik bir nedene bağlı ise konunun uzmanları gerekli yardım ve yönlendirmeyi yapacaklardır. Ancak son yıllarda, bu tür durumların psikolojik temelli sorunlar ile ortaya çıkması ve artması düşündürücü olduğu kadar korkutucu da. Zira artık kadın erkek oluyor erkek kadın oluyor ve eşcinseller biz resmi evlilik istiyoruz diyorlar….Ve toplum yaşanılır bir toplum olmaktan çıkıyor.

Ameliyatla cinsiyet değiştiren kimseler, kendilerini yabancı bir bedene hapsolmuş gibi hissettiklerini ve ameliyatla birlikte rahatladıklarını söyleseler de, toplum içinde uyumlu bir yaşam sürebileceklerini sanmıyorum. Zira probleme farklı bir yönden yaklaşılmış ve asıl kaynağa inilememiştir.

Bir kişinin cinsiyet değiştirmek istemesi bir sorunun sinyalidir. Fakat kişinin sorununun farkına varması ile birlikte, bu sinyale nereden ve nasıl çözüm arayacağı da önemlidir. Elbette her anne baba için bu büyük bir imtihandır. Ancak böyle durumlarda, olay, tıbben araştırıldığı gibi dinen de araştırılmalı ve buna göre bir yol çizilmelidir. Aksi taktirde, ameliyatla erkek olan kişinin iddia ettiği gibi “beden benim istediğim gibi kullanırım” diyemeyiz. Biz Allah’ın yeryüzündeki emanetçileriyiz ve bu emanetleri onun rızasına uygun şekilde taşımalıyız. Bundan sorumluyuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi