Ziya Müezzinoğlu

Ziya Müezzinoğlu

Eyvah, İsrail özür diledi!

Eyvah, İsrail özür diledi!

İsrail’in 3 yılın ardından Türkiye’den özür dilemesi, ülkemizin uluslararası güç dengeleri arasındaki yerini göstermesi ve itibarını yansıtması bakımından çok önemli, hükümet açısından da bir büyük diplomatik zaferdir.

 

Türkiye’nin, özrü kabul etmek için öne sürdüğü şartlardan biri olan “Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılması” da halkın ve hükümetin Filistin konusunda gösterdiği duyarlılığın ince, hassas bir tezahürüdür.

 

İsrail’in özür dilemesi çok önemli ancak bundan daha önemlisi de özür sonrası ortaya çıkacak yeni tablodur. Stratejik konularda adet olduğu üzere özür sonrası oluşacak tablonun en çok kimin işine yarayacağı sorguladığında cevap, şüphesiz ki İsrail olacaktır.

 

İsrail ve ABD açısından oldukça önemli olan bu yeni tablo, Türkiye’nin özellikle Mavi Marmara katliamı sonrası ortaya koyduğu Filistin duyarlılığı ve İslam dünyasının geleceği açısından da endişeye sebep olmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde İsrail’in özür dilemesinin Gazze’de ya da Mavi Marmara’da yaptığı katliamı kabul etmiş ve pişman olmuş olmasından değil kendi çıkarlarını koruma ve güvenliğini garanti altına alma amacına yönelik “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.” mantığı ile atılmış bir adım olduğu apaçık ortaya çıkmaktadır.

 

Amerikalı ünlü Yahudi bilim adamı ve Ortadoğu uzmanı Prof. Dr. Alon Ben-Meir de işte tam bu noktaya işaret etmektedir. Ben-Meir, Tel-Aviv’in bölgede giderek izole olduğunu ve İsrail dostu bir ülke kalmadığını belirterek, normalleşmenin özellikle İsrail açısından çok önemli olduğunu söylüyor. Suriye ve İran’ın her iki ülke için de ortak bir tehdit olduğunu iddia eden Ben-Meir, özrün, İran’ın bölgede daha fazla nüfuz kazanmasının önüne geçeceğini ifade ediyor.

 

Buzlar Erimesin!

Tekrar etmek gerekirse, eğer bu özür, iki ülkenin yeniden dost ve müttefik olacağı anlamına geliyorsa o zaman bu özürden en kârlı çıkacak taraf İsrail, kaybedecek taraf da Türkiye ve İslam dünyası olacaktır. Arap dünyası ve İran’da yapılan yorumlar da madalyonun bu yüzünde yoğunlaşıyor. ABD ve İsrail’de yapılan değerlendirmelere bakıldığında da maalesef aynı anlayışı görüyoruz. Her iki ülkede de gözlemcilerin, “İki ülke arasındaki buzların erimesini bölgedeki ortak çıkarların muhafazası ve tehditlerin bertaraf edilmesi adına önemsedikleri” ifade ediliyor. Peki ama Sayın Başbakan Erdoğan’ın bile açıkça terörist ilan ettiği İsrail’le bizim hangi ortak çıkarımız ya da bertaraf edilmesi gereken hangi ortak düşmanımız olabilir?

 

Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi Michael A. Reynolds’un sözleri de özrün ne anlama geldiği konusunda ipuçları veriyor. Reynolds, ABD dış politikasının uzun yıllardır, Türk-İsrail ilişkilerinin iyi olması üzerine kurulu olduğunu ifade ediyor.

 

Dış İlişkiler Konseyi Türkiye Uzmanı Steven Cook ise İsrail’in özür dilemesinin sürpriz olduğunu, bundan sonraki ilişkilerin 90’lı yıllardaki gibi sıkı ve stratejik uyum içinde olmasını beklemediğini ancak her iki ülkenin Suriye ve İran’a karşı işbirliği içinde olacağına da inandığını ifade ediyor. Ancak dün basına yansıyan haberlere bakılırsa Türkiye, Cook’u bir kez daha yanıltacak gibi görünüyor.

 

Vatan gazetesine açıklama yapan askeri uzmanlar, İsrail’le Mavi Marmara sonrası askıya alınan askeri ilişkilerin tekrar canlanacağını söylemişler. Türkiye’nin Mavi Marmara katliamının ardından İsrail’in NATO faaliyetlerine katılımına yönelik uyguladığı vetoyu geçtiğimiz aylarda kaldırması hem İsrail’in özür dilemesinin önünü açmış hem de özür sonrası oluşacak yeni tabloya işaret etmişti.       

 

İsrail’in özür dilemesi ile millet olarak bir kez daha gururlandık, mutlu olduk ancak sadece bu kadarıyla yetinmek istiyor ve haykırıyoruz:

Buzlar erimesin!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Ziya Müezzinoğlu Arşivi