Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bunun adı eğitim mi yani!

Bunun adı eğitim mi yani!

Öğretmen çığlık çığlığa bağırıyor; -Herkes vatan sevgisini anlatan bir kitap okuyacak. Anlaşıldı mı? Anlaşıldı mı? “Anlaşıldı” diye kalabalıkların sesi geliyor arkadan. Okey süper.. Vatan sevgisini anlatan şiir yarışması açmıştık. Gelen şiirlerin çoğu internetten alınmış.. Diğerleri de bir değer ifade etmiyor..

Şimdi herkes vatan sevgisini konu alan bir kitap okuyacak ve kendi düşüncelerini anlatan bir şiir yazacak.. Yarışmayı bunun için bir ay daha uzatıyoruz.. Ve ardından “Türküm.. doğruyum..” Sonra sınıf sınıf “anlaşıldı” sesini duymak için Birinci sınıflar anlaşıldı mı? 2. sınıflar anlaşıldı mı? Olmadı daha gür bir şekilde “anlaşıldı” diye duymak istiyorum!. Ve ardından güç ve kalabalık bir ses: Anlaşıldı… Hah şöyle! Okudukları şeylerin çoğu yalan-yanlış şeyler aslında. Fayda ya da pedogojik kurallar, demokratik çoğulculuk filan kimsenin umurunda değil..

Din, tarih, yurttaşlık bilgisi.. Sabahtan akşama kadar laiklik, Cumhuriyet konuşuruz, ama kimse bunların anlamını bilmez.. Sivil ile siyasal arasındaki farkı da bilmeyiz.. Demokrasi ile Cumhuriyet arasındaki farkı da.. Bilmediğimizi de bilmeyiz. Sonuçta cehaletin böylesi ancak eğitimle mümkün! Atatürkçülükten söz edenlere hangi Atatürk diye sormak gerek..

Bunların okudukları matematik-geometri ile bilardo ya da satranç bile oynanmaz.. Matematik ya da geometrik düşünmeyi bilmiyor çocuklar. Sadece formül ezberliyorlar, Bu genç zihinler, ucuz Çin malı, işportada satılan basit hesap makineleri gibi kullanılıyor.. Kitap okumamamızın bir sebebi de okulda sürekli olarak okutulan saçma sapan kitaplar.. Ve tabii fikri suç, fikir adamını potansiyel suçlu, kitabı suç aleti gibi gösteren zihniyetin de payı var bunda..

Üniversiteye girmek için, okuldaki bu zulüm, bu işkence yetmiyor, bir de dershaneye para verip çocuğunuzun tam bir biyonik robot haline gelmesi için uzman pedogoglara teslim etmeniz gerekiyor.. Bu öğretmenlerin çoğu da, uzun zaman aynı yalan-yanlış şeyleri tekrarladıkları için kendileri de inanmaya başlıyorlar bu yalanlara ya da vicdanları, zekaları tembelleşiyor. Farkı fark edemiyorlar..

Şuuraltları onları esir alıyor.. Sorgulamıyorlar artık.. Ekmek belasına bu zalim eğitim sisteminin misyonerliğine devam ediyorlar.. Eğitimbirsen’li kardeşlerime hatırlatıyorum, bu iş sadece başörtüsü ya da okullarda mescid açmakla halledilecek bir mesele değil.. Biyonik robotla, sistematik geri zekalılar yetiştirdiğinizin farkında mısınız?! Birkaç kişi bunların arasından sıyrılıp çıkıyorsa, inanın onlar da imalat hatası! Sanattan anlamıyor bu çocukların çoğu, felsefeyi çok can sıkıcı buluyorlar..

“Kariyer yapmak” dedikleri, iyi maaşlı bir iş bulup yan gelip yatmak! Mesela bunların hemen hiçbiri dergi okumazlar.. STK ve odaların etkinliklerini merak edip katılmazlar üniversiteli gençlerin çoğu! Üniversite kampusundaki ciddi bir konuyu bile cansıkıcı bulup cafede oturup çay içmeyi yeğlerler..

Dersten çıkan bir gence soruyorsunuz, “hangi dersten çıkıyorsunuz?” “Vallahi bilmiyorum, ben arka sıralarda oturuyordum” diyor. Kız arkadaşı yanında ya da arkaya oturup arkadaşı ile chat yapmış. Dersin adını bile bilmeyen öğrenciler var.. İnsanın vicdanı, şuuraltı, aslında birçok şeyin farkında..

Ama vicdan zonklaması bastırıla bastırıla, artık aklın ve vicdanın sesi duyulmamaya başlıyor.. Yoksa dışarıdan baktığınızda bu yanlışlar hemen fark ediliyor. Ama ilköğretimde, merdivene çıkıp, yazımın girişinde anlattığım konuşmayı yapan öğretmen ne yaptığının farkında değil. O uçakta, uyarı anonslarını yapan hostes kız gibi, kendinden öncekilerin yaptıkları şeyi yapıyor..

Yoksa bir kastı yok. Yaptığının farkında da değil. Onun gerçekliğini sorgulamıyor zaten.. Onu denetleyen müfettiş de aynı yanlışın bir parçası.. Bazı müdürlerin odasında 6 tane Atatürk resmi.. Masada bir büst..

Biri asmış, kimse çıkaramıyor.. Rejimin ikona’sı sanki.. Bahçede, koridorda, salonda her yerde o var. Atatürk köşeleri kimsenin ilgisini çekmese de, hâlâ zorunlu. Ehliyet kurslarında, Kur’an kurslarında, öğrenci yurtlarında bile.. Yaşadığımız sorunlar biraz da bu yanlış eğitimden kaynaklanıyor sanki.. Yoksa boşuna eğitilmişlerin daha fazla suça bulaşması boşuna değil.
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi