Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Kuyumcular bağırdıkça bankalara altın geliyor…

Kuyumcular bağırdıkça bankalara altın geliyor…

Geçen yıl bankaların altın hesapları açısından pek hareketli bir yıl olmadı. Altın toplama etkinlikleri sektöre bir hareket getirse de kıymetli maden depo hesapları Mart-Kasım döneminde 165 tonlarda dalgalanıp durdu.

Bankaların çeyrek, yarım, tam vb. gibi Cumhuriyet altını satabilmelerinin önünü açan BDDK tebliğinden sonra tabiri caizse kuyumcular karıştı. BDDK önüne siyah çelenk koymalar, otoritelere ciddi ithamlar, bankalara ürünlerini kullanmama tehditleri gibi etkinliklerin arasında güldüren bazı tepkiler bunlara renk kattı, PTT’nin altın satmasına tepki gösteren kuyumcular odasının “25 bin kuyumcu gerekirse ev ve iş yeri telefonlarını kapatır” açıklaması bunlardan biriydi…

Bankaların altın ürününe odaklanmalarını protesto için yapılan bu çıkışlar inanılmaz bir reklam oldu bankalar için. Bankaların altın işinde bu denli ürün çeşitlendirmesi olduğundan, bunca farklı altın projelerinin olduğundan haberdar olmayan geniş bir kesimde farkındalık oluşturuldu kuyumcular tarafından. Geçen yılın son ayından itibaren bankalardaki altın hesapları keskin bir yükselişe girdi. İlk kez bankalardaki altın miktarı 20 milyar TL’yi geçti.

2012 genelinde bankalarda 165 ton olan ortalama altın miktarı hızla artmaya başlayarak Şubat sonunda 220 tona yaklaştı. Kuyumcuların vitrinlerine “altınlarınızı bankalara götürmeden önce bize getirin, değer tespiti yaptırın” yazıları asmalarından sonra Aralık-Şubat üç aylık dönemde 55 ton gibi ciddi bir altın artışı oldu bankalarda. Tüm bunların ana nedeni tabi ki güven unsuru. Yılların birikimlerinin değerlendirileceği yahut korunacağı kurum seçimi söz konusu olunca kuyumcu mu-banka mı ikileminde insanlar bankaları seçiyorlar. Bankalara ne kadar kızsak da aralarında etik dışı çalışmayanlar yüzünden onlara ne kadar tepkili olsak da konu güven olunca, rağbet görmeleri anlaşılır oluyor.

Bundan sonra ne olur? Binlerce ton altın halen evlerde iş yerlerinde saklanıyor ve bu durumun normal olmadığının herkes farkında. Bunları saklamak için kiralık kasa vb gibi saklama maliyetine de çoğu kişi sıcak bakmıyor. Bu altınları kaydi altına çevirmek isteyenlerin sayısı günden güne artıyor doğal olarak bu yüzden. Altına yatırım yapanlar kaydi altına yönelmeye devam edeceklerdir.

Vergilendirilmiş kazançla bu işi yürütecek kurumlara otoriteler her zaman daha sıcak bakacaklardır. 2011 verilerine göre gelir vergisi veren kuyumcuların aylık ödediği vergi miktarı 127 TL (yüz yirmi yedi TL) , kurumlar vergisi veren kuyumcuların ödediği vergi miktarı ise aylık 71 TL (yetmiş bir TL) İyi kazanıp asgari ücretliden az vergi vermek, rekabet ortamı oluşunca da kuyumcuların “altın işine bankalar girerse vergi kaybı olur” açıklamalarını anlamak gerçekten zor.

Rekabet iyidir. Kazananların vergi vermesi iyidir. Vergi verenlerin rekabete girmesi daha da iyidir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Deniz Arşivi