Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bosna

Bosna

Birkaç gün için Bosna’daydım.. IUS’da bir konferansım vardı. “Değişen dünya ve Müslümanların süreçteki sorumlulukları” üzerine.. Ve bu vesile ile Bosna’nın belli merkezlerini tekrar görme fırsatım oldu..

Bir şekilde hayat devam ediyor.. Savaşın izlerini hâlâ her yerde görmek mümkün.. Ekonomik sorunlar, işsizlik, bürokrasi, rüşvet devam ediyor, ama bu arada güzel şeyler de oluyor.. Yeni binalar yapılıyor, yeni iş alanları açılıyor.. Adım başı Türkiye’den gelen bir grubla karşılaşıyorsunuz. Her yerde Türkiye’den gelen mallar var.. Yabancılar da var ama, nereye bakarsanız bakın Türkiye’yi göreceksiniz..
TİKA Bosna’da da çalışıyor. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı da orada! İHH, İlim Yayma, MTTB, cemaat ve daha birçok vakıf, dernek buradalar.. Gökyüzüne bakın, her saat başı Türkiye’den bir uçak geliyor nerede ise.. Uçaklar hep dolu.. Sanki İstanbul’la Sarayova arasında bir hava köprüsü kurulmuş gibi.. Dünyası, Tarihi, Kültürel mirasın korunması için devlet, işadamları ve Bosnalı Müslümanlar el ele.. Öğrenciler de bu sürecin bir parçası.
Ama gerçek şu ki, henüz yolun başındayız. Düne göre birçok şey daha iyi gözükse de, daha gidilmesi gereken uzun bir yol var..
İşsizlik ve ekonomik sorunlara rağmen herkes sigara içiyor. Alkol tüketimi fazla. Aile çözülüyor.. Dahası esrar kullanımı giderek yaygınlaşıyor..
Güzel bir haber, bizdeki Tv dizileri burada tartışılsa da, orada farklı bir etkiye sahip. Herkes tarihte ne olduğunu anlamaya çalışıyor. İslam, Osmanlı, Türkler, Türkiye, en çok merak edilen konular.. Hırvat’ı Sırp’ı bunu merak ediyor. Ve Saraybosna’da en fazla Müslümanlaşan halk Sırplar!
Bu konuda bazı öğrenci grubları, işadamları güzel bir örneklik yapıyorlar..
Bizim Çilek Mobilya Bosna’da.. Aslında İnegöl neden hepbirlikte, daha önce gidenlerin rehberliğinde Bosna’da büyük bir merkez açmazlar?! Kerestelerini neden Bosna’dan almazlar? Ya da alıyorlarsa ben bilmiyorum. Bosna’ya yarı mamul gönderip, burada imalatı tamamlayıp, tüm bölgeye satabilirler de..
Bosna’nın balı meşhur mesela. Cevizi, bademi.. üzümü, keçi sütü de bol mesela. MADO keçi sütünü Bosna’da üretemez mi? Hayvancılık da var. Et ve et ürünleri, deri ithal de edilebilir, işleme tesisleri de kurulabilir..
Kuşkusuz burada iş yapmak çok da kolay değil. Rejim, bürokrasi, rüşvet temel sorun. Batılılar öyle bir düzen kurmuşlar ki, insanı canından bezdirir.. Yetişmiş insan bulmak zor.. İş anlayışları farklı..
Tamam Bosna’ya, bölgeye mal satalım ama, buradan da mal almamız, buralara yatırım yapıp istihdam oluşturmamız gerekiyor..
Buraya gelmek istemeyenler için bir sürü bahane bulmak kolay. Ama her şeye rağmen buraya daha sık gelmemiz gerekiyor. Buraya kitap göndermemiz, burada radyo – tv yayınlarına ağırlık vermemiz gerekiyor.. Bosna’dan zeki çocukları Türkiye’ye getirip, yetiştirip tekrar ülkelerine göndermemiz gerekiyor.. Yoksa işler daha da kötüleşebilir..
Bosna’da yardım alacağınız üniversitede okuyan birçok, dil bilen, kafası çalışan, sizin için yardımcı olacak zeki genç çocuk var.. Aslında okul masrafları için onların da bu tür eğitimlerini aksatmayacak işlere ihtiyaçları var. Bosna küçük bir ülke. Bu gençler sizin için birçok şey yapabilirler.. En iyisi siz hemen ilk fırsatta bir Bosna’ya gidin.. Bizim Rintur, 10-15 kişilik mikro grublar için bile, sizin istediğiniz zamana tur ayarlamak için bir proje başlatıyor..
Gerçekten ciddi ahlaki sorunlar var.. Batının hemen yanıbaşında, komünizmden yakasını kurtarmış, farklı inanç ve düşünce akımlarının etkisi altında kalan bir topluluktan söz ediyoruz. Cahillik, fakirlik ve ahlaksızlık her yerde ciddi bir sorun..
Hırvatlar ve Sırplar için de aslında aynı sorunlar sözkonusu.. Gitmişler Mostar’da tepeye dev bir haç dikmişler.. Böylece Mostar’ın kendilerinin olduğunu zannediyorlar. Kimsenin o haçı gördüğü yok.. Samimi dindarlar için de bu bir utanç vesilesi. Çevresi mayınlarla korunmuş, bir zulüm abidesi olarak tepede duran dev bir haç. Ama şehrin merkezinde on binlerce insan savaş günlerinde bombalanan Mostar Köprüsünü görmeye geliyor. Kimsenin başını kaldırıp haça filan baktığı yok.. Hemen 200 metre ötedeki köprünün üzerinden araçlar dışında geçen hemen hemen kimse yok..
Mostar Köprüsünden geceleri o haça baktığınızda, ayın belli günleri ve saatinde o haçın üzerinde gökyüzünde bir Hilal beliriyor..  Aliya o acı günlerde haçın tepesinde parlayan hilali görünce tebessüm etmiş.. Haçın bir zulüm abidesine dönüşmesi, o inanç mensupları için ne acı bir şey aslında.. İşkence altında kurbanlarına haçı öpme teklifinde bulunanlarla aynı anlayışı paylaşıyor olsalar gerekir bunlar.. Övündükleri şey, utanca dönüşüyor bir anda..
Bosna kolay bir ülke değil, ama yine de gitmemiz ve bir şeyler yapmamız gerekir. Allah rızası için bunu yapanların işini Allah (cc) kolaylaştıracaktır.  Allah’ın rızasından kaçanların işini ise sarpa sardıracaktır.. Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek istemektedir.
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi