M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Müslüman Çoğunluk Hangi Konularda Sarsılmaz bir Birlik İçindedir?

Müslüman Çoğunluk Hangi Konularda Sarsılmaz bir Birlik İçindedir?

MÜSLÜMANLARIN büyük çoğunluğu hangi konularda fikir birliği ve ittifak içindedir?.. Düşündüm taşındım ve aşağıdaki konuları buldum. Bilmem bunları bendenizle paylaşır mısınız?

Birinci ittifak: Birleşmemek, ittihad yapmamak konusunda…

İkincisi: Beş vakit namazı kılmamak.

Üçüncüsü: Beş vakit namaz kılan hür ve mukim Müslüman erkeklerin büyük kısmının cemaate katılmamaları.

Dördüncüsü: Bilhassa sabah namazlarını kılmamak, kılıyorsa camiye gitmemek suretiyle mabedleri boş bırakmakta.

Beşincisi: Faizden-ribadan kaçınmamak. Az faizli kredi caizdir mealindeki bâtıl fetva ve ruhsatların gölgesinde riba lağımlarının tufanları içinde yaşamak konusunda da büyük bir ittihad ve birlik vardır.

Altıncısı: Tek bir ümmet çatısı altında birleşmemek, binden fazla irili ufaklı, hepsi birbirinden kopuk cemaatler, klikler, sektler, gruplar, parçalar, hizip ve fırkalar halinde yaşamak ve bu yüzden zelil, rezil, zebun ve sefil olmak.

Yedincisi: İttihad etmemek konusunda ittihad etmiş Müslümanlar, başlarına bir İmam-ı Kebir seçip ona biat ve itaat etmemek konusunda da tam bir birlik ve beraberlik halindedir.

Sekizincisi: Bin yıllık millî yazımızla Türkçe okuma ve yazma öğrenmeme konusunda da yüzde 99’a varan güçlü bir ittihad sergilenmektedir.

Dokuzuncusu: Müslümanların büyük ittihadlarından biri de Cuma ezanı okununca dükkanlarını, bürolarını, iş yerlerini, atölyelerini, lokanta ve pastanelerini kapatmamak konusundadır. Halbuki Kur’an, Sünnet, icma, Şeriat bu konuda alış verişin durdurulmasını ve Allahı anmaya seğirtilmesini âmirdir.

Onuncusu: Müslümanların çok büyük kısmı bir defa değil, on defa değil, yüz defa değil, binlerce defa aldatılmaya hazır olmakta çelik gibi bir birlik arz etmektedir.

On birincisi: Yakın tarihteki acı hadiselerden, zulümlerden ibret almamak, derlenip toparlanmamak, tedbir almamak, tek bir Ümmet halinde kadrolaşmamak, yan gelip yatmak; düşmanlar uyumazken, gafil Müslümanlarda, yatakta ve ayakta uyumak konusunda büyük bir birlik görülüyor.

On ikincisi: Zengin, varlıklı Müslüman aileler; istidatlı, vasıflı, çok zeki, idealist oğullarının yeterli kısmını dindar subay, dindar öğretmen, kaliteli hademe-i hayrat (din görevlisi) olarak yetiştirmemekte sarsılmaz bir birlik oluşturmaktadır.

On üçüncüsü: Biraz hürriyet gelip siyasal ve sosyal ortam Müslümanların lehine gelişince

bu mübarekler yayılmakta, yan gelip yatmakta, gel keyfim gelde sımsıkı birleşirler.

On dördüncüsü: Müslümanların büyük kısmı, ellerine imkan, fırsat, para geçince (paraları yetmezse haram faizli kredi alarak) çılgınlar gibi israfta, lükste, aşırı tüketimde, saçıp savurmakta, imkanlarını aşan masraflar yapmakta, 60 bin liralık bir otomobil pekala işini görecekken 160 bin liralığını almakta birleşmişlerdir.

On beşincisi: Birkaç cemaat dışında, Ehl-i Sünnet Müslümanlarının çok büyük bir kısmı, ilmihallerini doğru şekilde öğrenmemek konusunda güçlü birlik arz etmektedir. (Soru: Allahın on dört sıfatını sırasıyla sayınız ve manalarını söyleyiniz?.. Bu soruya cevap veremeyen her Müslüman cahillik ve öğrenmezlik birliğinin sâdık bir üyesidir.)

On altıncısı: Sünnetlerin ve edeblerin en kolayı ve zahmetsizi olan, erkeklerin namazları takke veya imame ile kılmaları sünnetini ihmal etmekte, bu konuda tehavün göstermekte de çoğunluk ittifak halindedir.

On yedincisi: Büyük çoğunluk birbirini sevmemekte, yardımlaşmamakta ittifak etmiştir.

On sekizincisi: Müslümanların çoğunluğu gıybet, tecessüs ve nemime konusunda çok sağlam bir ittifak içindedir. (Bunları yapmamak konusunda mı, yapmak konusunda mı?)

On dokuzuncusu: Emr-i maruf ve nehy-i münker farzını ihmal ve terk etmekte, Müslümanların büyük çoğunluğu ittifak halindedir.

 

(İkinci yazı)

Sayın Şarbaya Açık Mektup

SAYIN Şarbay!.. Bir yığın masraf ederek davul çalarak, reklam yaparak tantanalı bir toplantıda malum ve mâruf reformcuyu konuşturmuş, alkışlatmış, ödüllendirmişiniz.

İnterneti açınız ve bu zatın ne kadar ağır tenkitlere uğramış olduğunu görünüz. O, icazetli bir fakih olmadığı halde, ya kendi re’y ve hevası ile, yahut birtakım şazz ve geçersiz rivayetlere dayanarak yanlış ictihadlar yapmış, bâtıl fetvalar vermiş ve doğru yol, ana cadde, Sevad-ı Âzam olan Ehl-i Sünnet İslamlığını dinamitlemiştir.

Ehl-i Sünnetin kalelerinden biri olan mübarek bir şehirde böyle bir kimseyi konuşturmak, alkışlatmak, ödüllendirmek Müslüman mahallesinde salyangoz satmak değil midir?

İcazetli bir Ehl-i Sünnet hocasını, yazarını veya ziyalısını konuşturmak yerine niçin bu aykırı zatı seçtiniz acaba?

Türkiyede Ehl-i Sünneti yıkmanın İslamı yıkmak demek olduğunu bilmiyor musunuz?

Böyle bir etkinlik yapmadan önce niçin bilenlere sormadınız, istişare etmediniz.

Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) “Danışmayan nâdim=pişman olur” buyurmuşlardır.

Ülkemizde, Ehl-i Sünneti yıkıp, onun yerine AB standartlarına uygun Şeriatsiz, fıkıhsız, cihadsız, Protestanlaştırılmış bir İslam türetmek isteyen birtakım reformcular ve modernistler var. Sizin konuşturup alkışlattığınız kimse bunların önde gelen en tahripkâr ve ziyankâr dört kişisinden biridir.

O kişiyi siz cebinizden masraf ederek mi getirttiniz?.. Halkın parasını böyle negatif kültür faaliyetleri için harcamaya ne hakkınız var?

Yazımı okursanız, bana öfkeleneceğinizi tahmin ediyorum. Öfkelenmeyin, size çok büyük bir iyilik ediyorum. Çünkü sizi uyarıyorum. Henüz vakit ve imkan varken, önceki hatânızı telâfi için muhterem, icazetli, faziletli, ihlaslı bir Ehl-i Sünnet büyüğünü şehrinize davet ederek ona doğruları söyletiniz.

Bu millet Farmason Afganî’nin peşinden giderek değil, Ehl-i Sünnet imamlarının=önderlerinin, ulemasının, fukahasının, mürşidlerinin, meşayihinin, ziyalılarının izinden giderek kurtulabilir.

Ehl-i Sünnet yıkıcılığı ve dört fıkıh mezhebi düşmanlığı İslamı tehdit eden en büyük tehlikedir.

İslama ve Müslümanlara bid’atçilerden, mücessimeden, Mutezileden, Necdîlikten, reformculuktan, modernizmden, Afganîcilikten, Fazlurrahmancılıktan, Sünnet düşmanlarından hayır gelmez.

Tarihin kaydettiği en büyük ve en âdil cihan devleti ve barışı olan Osmanlı devlet-i aliyyesi Ehl-i Sünnet İslamlığına dayanan bir devletti.

Sayın Şarbay!.. Sizi tekrar uyarıyorum: Yanılan ve sapıtan cahillerin vebali sizin üzerinize olacaktır.

Ehl-i Sünnete doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde zarar vermek cezasız kalmaz. Taraf-ı ilahîden sille ve tokat yiyebilirsiniz.

Lütfen hatânızı telafi ediniz.

Selamlarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi