Cemal Nar

Cemal Nar

Yaşam Tarzına Müdahale

Yaşam Tarzına Müdahale

Artık korkun baylar, bayanlar, yaşam tarzınıza büyük müdahaleler kapıda. Özellikle de siz ey ücra kasabalarda acemi idareciler elinde yaşamak zorunda kalanlar, ya da siz, ey bizim parasızlıktan pek uğramadığımız, ama yabancı turistlerin çırılçıplak cirit attığı sahil yerlerinde yaşayanlar, yaşam tarzlarınıza müdahaleden daha çok korkunuz.


Nerden çıktı bu idareci müftü geyiği dediğinizi duyar gibiyim. İlkdefa www.habervaktim.com’da okuduk. Sonra ulusal basında boy gösterdi. İşte ilginç haber:

“Muğla Bodrum’da camide cübbe ve sarıkla namaz kılmak, Kaymakam’ın talimatı ile yasaklandı. İlçe Kaymakamı Abdullah Kalkan, Merkez Camii’nde namaza gelen birkaç kişinin sakallı ve sarıklı olduğunu görünce, İlçe Müftüsü Mehmet Yiğit’e talimat vererek cübbe ve sarıkla camiye gelinmesini uygun görmediğini, bu durumun engellenmesini istedi.”

20 yıldır ailesi ile birlikte Bodrum'da yaşayan Yusuf Bozdağ, cami yanında dükkanının olduğunu, son üç haftadır sarık ve cübbe ile namaza geldiği için Kaymakam'dan baskı gördüğünü söyledi.

Bozdağ, ilginç şeyler söylüyor: "Bodrum Kaymakamı, Müftü Bey'e, bizimle konuşup 'Cübbe giyen genç cemaat cübbelerini çıkarıp, sakallarını kesip camiye gelsinler. Aksi halde onları Merkez Camii'nde görmek istemiyorum' demiş. Müftü Bey de bizimle konuştu. Sünneti yaşamak istiyorum fakat cübbe giyen cami cemaatinin iş yerlerine polis gelip ifade alıyor. Kaymakam haksız bir şekilde bizi sindirmeye çalışıyor. Eskiden namazdan sonra Kur'an okurduk. Şimdi namazdan sonra cami kapatılıyor. Baskılar üzerine Kaymakam Bey'in makamına kadar giderek kendisiyle görüşmek istedik, fakat bizi kabul etmedi. Karşısına alıp konuşmaya bile tenezzül etmedi. Hâlbuki Kaymakam Bey aynı caminin kapısının önündeki dövmecileri görmezden geliyor. Bu dövmeciler, kadınların açık saçık vücutlarına ulu orta yerde dövme yapıyorlar. Ortaya gayet nahoş görüntüler çıkıyor. Onlara hiç müdahale eden olmuyor" şeklinde konuştu.

Bazıları belki de şöyle söyleyecekler: “Canım, sarık cüppe giymek yasak. Onlar da giymesinler.”

İyi de zihne sorular hücum ediyor ister istemez:

1. Niye yasak?


2. Bu çağda kılık kıyafet yasağı koymak, insan haklarına müdahale değil midir? Yaşam tarzına müdahale değil midir?


3. Hakkı gasbedilen “Müslümanlar” olunca normal, olmayınca anormal midir?


4. Bir yasaktan din ve dindarlar zarar görüyorsa devam etmeli, değilse derhal son vermelidir, öyle mi?


5. Cübbe yasaksa, üniversite ve yargı elemanlarına da yasak. Ama onlar ikide bir cübbeyle sokaklara iniyor, Anıtkabir’e yürüyorlar. Fakat onlara kimse yasak demiyor. Dindar sokakta cübbe ile yürürse yasak, onlar yürürse serbest. Bu eşitsizlik, ilkesizlik, çifte standart içinize siniyor mu?


6. Bu cüppe Avrupaya İslam alimlerinin kıyafeti diye geçti. Çünkü Avrupayı aydınlatan adamlar, İslam medreselerinde yetiştiler ve hocalarını taklit ederek cüppe giydiler. Biz de onlardan aldık. İşin aslını bilseler acaba üniversite elemanları bir daha cüppe giyerler mi?

Ak Parti iktidarına “yaşam tarzımıza müdahale olabilir. Bundan kuşkularımız var” diyenler, şu anda yaşam tarzlarına müdahale edilen vatandaşlarının mağduriyetlerine karşı çıkmazlarsa, ne inandırıcı olabilirler, ne de saygın olabilirler.

Adalet, eşitlik ve özgürlük için çalışalım. Ama sadece kendimiz için değil, herkes için. Üstte olan, “altta kalanın canı çıksın” dememeli, devran nice üsttekileri gün gelir alt eder.

 

Tarih bunun için okunur, tecrübe bu yüzden yararlıdır. (Bu yazı 18 Ağustos 2008 de Habervaktimde kısmen yayınlanmıştır)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi