Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

“Ayıptır - yazıktır - günahtır”

“Ayıptır - yazıktır - günahtır”

Böyle demokrasi olmaz!.
Hiçbir ulusalcımız karnı doyuncaya kadar darbe yapmayacak mı?
üfürükle şişirilmiş bir Türk büyüğü, hiçbir meseleye çözüm getirmez, amma her konuda höykürürdü:
"Ayıptır-yazıktır-günahtır!.."
Maalesef her olumlu olumsuza çevrildi, değiştirildi, örselendi..
Artık "Ulusalcı şahdamarımız" ilan edilen "Senfoni medeniyeti" bile gözden düşürüldü..
Müsebbipleri utansın..
Senfoni nağmeleri tavana doğru yükselirken heyecanını tutamayıp ‘İşte medeniyet’ diye kükreyen önderler, hurdalığa atıldılar..
Uğur Mumcu'yu kim öldürdü, niçin öldürdü, kimlerden emir aldı, çorap söküğü gibi sökülecek galiba..
Ve sonra:
Tamamen birbirine bağlı addedilen Orgeneral Eşref Bitlis'in bir suikasta kurban gittiği de gündemde yerini aldı..
çok kurcalıyorlar gizli perdelerin altını..
Korkarım ucu, 27 Mayıs darbesine kadar uzanacak..
Menderes'i ve iki bakanını alelacele astıran "zinde güçler" Ergenekon fırtınasının dışındalar mıydı, yoksa başlangıçta mı yer aldılar?..
"Keyfimize göre darbe yapmamıza mani oldular" şikâyetinde bulunan değerli yarının Türk büyüğü zevata acımaktan uykularım kaçtı..
Ah ah!..
Namlı bir Türk büyüğü olacaktım da, siz o zaman görecektiniz benim caf / cuflamamı..
Ya da ünlü bir avukat olacaktım. Meccanen Ergenekon davasına müdahil olacaktım..
Şans yok bende kardeşim..
"İstismarcı" diye kınanan ulusalcı dernekler hele bir yürüsünler, hele bir tavırlarını sergilesinler, hele bir "Ordu Göreve" davetiyesi çıkarsınlar da görün bakalım..
Ne vardı yani rutin hale gelmiş darbelerden birisini de yeni yetme çocuklar yapsalardı..
Şener amcanız yok, amma Türkan abulanız, Tuncay yeğeniniz, kalpaklı gazileriniz(!) yerli yerinde durmaktalar..
"Cumhuriyet kadınları" ilanihaye suskun kalacak zannedenler, aldandıklarını görecekler..
Pankart hazırlama dönemine girildi efendiler..
Meşe ağacından yapılmış sopalara bağlanan pankartlar mızrak misali havaya kalktığında şu sözlerle çınlayacak şehirler:
"Hepimiz Ergenekoncuyuz.."
Duymadınızsa duyun da yüreklerinize soğuk sular serpilsin..
Ergenekon sanıklarının iddianamesini hazırlayan savcılar hakkında her zanlı, dava açacakmış..
Oh be ne güzel haber!..
Bilahere karar veren hakimler hakkında açılacak davaların neticesini heyecanla bekliyorum..
Ağızlarını açtıklarında "hukuk" lagalugası yapan, "Saygılı olunuz" ihtarı çeken zevat, bu sefer savcıları, hakimleri mahkemeye vererek cezalandırma tehdidinde bulunuyorlar..
Peki savcılar ve hakimler ne yapmalılardı?
Biz ne bilek beğim? Orasını Ergenekon avukatları bilir..
Biraz türkü dinleteyim size:
Atımı bağladım nar ağacına
Dolaştı bıyığım dar ağacına..
Olmadı.. çünkü vatansever güçlerin ileri gelenlerinde bıyık yoktur..
Nasreddin Hoca'nın kalburlara yaptığını yapın derim..
Hoca, yere düşen kalburun kasnağına basınca diz kemiğine çarpmış ve felaket bir acı çekmiş.. Ayağa kalkarak duvardaki kılıcı kınından sıyırmış, ilanı harp ediyor:
"Ulan ne kadar kalbur varsa çıksın karşıma.."
Buyurun, ne kadar savcı ve hakim varsa çıksınlar erkekçe Ergenekon çetelerinin ve onların onursal avukatının karşısına..
İncitmeyin darbeci çocukarı..
"Ayıptır-yazıktır-günahtır!.."
================
Her kafadan bir ses çıkar lay, lay, lay,
ölmüş, bitmiş, mahvolmuşuz vay, vay, vay,
Bilen varsa açıklasın herkese;
Şu karşıda şaha kalkan hangi tay?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi