Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Iskaladık

Iskaladık

Dün Menderes’i kabri başındaydım, Ezanın aslına döndürülmesinin 63. Yılı.. Menderes’in her işine, sözüne katılmasam da, bir iyiliğin karşılığında şükran borcum vardı. Ardından Sakarya’da bir toplantıya katıldım ve İstanbul’a döndüm. Kazlıçeşme’ye yetiştim.

Gezi olayı bizim için pahalı ve iyi bir ders oldu.. İnsan aklının, öfke ve kıskanlıklar, tutkuyla, ön yargılarla nasıl körleşebileceğini de yaşadık.
Dün çocuklarımız üniversite sınavındaydı, ama benim asıl kaygım, hem gençler ve hem de aileleri, sanki kendilerinin de içinde oldukları büyük sınavı unutmuş gibi davranmaları idi.
Aslında biz hepimiz sınavdaydık. Yaptıklarımızla ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızla. Bir hesap günü, din günü vardı, imtihana çekilecektik.
Çocuklarının üniversite sınavını kazanmak için çalıştığı kadar, biz ilahi imtihanı kazanmak için çalıştık mı, ders kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’i okuduk mu, anladık mı, gereğini yaptık mı?
Gençlerimiz hayata dair, dine dair birçok şeyi bilmiyorlar, bilmediklerini de bilmiyorlar, öğrenmek gibi bir çabaları da yok ne yazık ki? Media ve internet gözlerine taktığımız bir at gözlüğü gibi sanki. Sanal bir dünyada yaşıyorlar sanki.. Futbol, moda akımlar, zevk. Hayatın anlamı bu mu olmalı bizim için.. Önemli çabalar ve manevi değer pek önemsenmiyor sanki.. ICANN anlaşması, 3. lig bir futbol takımının başarısı kadar bile yer almadı basında. Bilim adamları ya da sector bu olayın üzerinde durmadı nedense.. ICANN’ın ne olduğunu bile bilmeyen bir gençlik sözkonusu.  Umutları öfkelerinden büyük olsaydı, Türkiye bayram yapardı. Basın da görmedi bunu, STK’lar da. En son haber: BTK Başkanı Acarer, ‘’Siber güvenlik tatbikatında Türkiye ‘üs’ olacak’’ dedi. Kimsede tık yok!
Siber güvenlik bir müzik grubunun ya da futbol takımın adı değil çünki.. Bizimkiler sadece savaş oyunları oynuyor. Sanal isyan, kırıp dökme eğitimi alıyor sadece herhalde..
İnterneti sanal isyandan gerçek bir isyan damıtmak için megafon gibi kullanıyor.
Yine geçen gün, Erdoğan Kağıthane’de Türkiye’nin en büyük arşiv binasının açılışını yaptı, kimin umurunda.
Birileri için tarih sadece övgü ya da sövgü kitabı ise arşive ne gerek var. Onlar tarihi bir söylence sanıyor.. Ama tarih tanıklıklar, arşivlerle değer kazanır..
Arşiv binası açıldı, inşallah belgeler de taşınır ve sonra yurttaşların arşivlere ulaşmaları sağlanır.
Bizim gençler neden “Arşivler açılsın” diye gösteri yapmazlar?
Çünki bilmezler, bilmediklerini de bilmezler. Onların bilgileri değil, hayallerinde bile bunun ne anlama geldiği ile ilgili bir ayrıntıya yer yok!
Tarihi çevre, kültürel çevre, doğal çevrenin en alt katmanıdır doğal çevre..  Onu anladıklarını sanıyorlar.
Hani bir halk deyimi var ya “beni bir tek sen anladın, onu da yanlış anladın” diye.. Gençler çevreyi anladıklarını sanıyorlardı, onu da yanlış anladılar sanki!
Özgürlük dediler, onun da suyunu çıkarttılar.. Demokrasi zannettikleri şey
 Aslında demokrasi değildi, onu da anlamadılar..
Yaygın bir cahillik var toplumda.. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olan, kafalarını kiraya vermiş, sürüleştirilmiş kalabalıklardan söz ediyoruz. Eskilerin dediği gibi, bir kısmı diplomalı cahiller bunların, cehaletin bu kadarı demek ki, ancak eğitimle mümkün oluyormuş!
Biyonik robot haline getirilmiş, mankurtlaşmış, terminatöre dönüştürülmüş insanlar sözkonusu büyük şehirlerde.. Sanal kıyamet ortamlarından çıkıp sokağa inmiş insanlar dolaşıyor sanki sokaklarda.. Sistematik geri zekalı üretiyor bu yapı.. Anlatsan da anlamıyorlar.. Anlamak istemiyor çünki. Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar.. iki yumurtayı kırıp karnını doyurmayı beceremeyen, masasının, yattığı odasının çevresini toplamaktan aciz çocuklar aleme nizam vermeye çalışıyor, sokağa çıkıp tencere-tava çalarak devrim yapacağını sanıyor.. Birileri de bunları alkışlıyor. “Laf ile verirler aleme binlerce nizamat, bin seyyie bulunur hanelerinde” diye boşuna denmemiş demek ki.. Demek ki tarih tekerrür etmeye devam ediyor ve birileri de ibret almamaya..
Dinden, ahlaktan, gelenekten bağımsız, aklı karışık, hedonic, ego santirik bir nesil geliyor, ey ahali, duyduk duymadık demeyin. Taksim bu neslin ayak sesleridir..
Birileri Gezi parkında ağaç için orada idi, birileri o kadar duygusal değildi, “sen Gezi parkında ağaç mı sandın, hadi gel” diye twit attı, şimdi bir başkası, Gezi parkı olaylarında ölen yaralanan insanlar üzerinden insanları meydanlara çağırıyor, 19 gündür estirilen terörü bir kenara bırakıp, yağma ve linç girişimleri, kalkışmayı es geçip.
Bunun adı da insan hakları ve demokrasi aşkı oluyor!
Hay Allahım Sen akıl ve sabır ver..
Selâm ve dua ile..
NOT: İran seçimlerinin kesin sonuçları geldi. Son durum şöyle: 11. Dönem Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sonuçlarına göre, 50.483.192 seçmenden 36.704.156 kişi oy kullandı. Geçerli oy sayısı 35.458.747. Ruhani oyların 18.613.329’nu alarak Cumhurbaşkanı seçildi. Seçimlere katılım %72.7 oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi