Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Hayatımızda neler değişti?

Hayatımızda neler değişti?

Günümüz insanı, lüks arabalar ile gezmenin, şeref tribününde oturmanın, yüksek bir kürsüden vaaz etmenin, medyada boy göstermenin, seçkinleştirilmiş semtlerde yaşamanın kendisi için bir üstünlük olduğunu kabul ederek yoksul ve mahrum kesim üzerinde baskı kuruyor. İnsan unutan varlıktır, bir emanetçi olduğunu unutup, dünyaya karşı aşırı bir meyil geliştiriyor. Ne yazık unuttuklarımız kayıplarımızdır ve kayıplarımız arasında tevazu ve kanaatkârlık ilk sıralarda yer alıyor. Ama nedense mülkümüzden bir şeyler eksildiğinde hemen hareke geçerken, verdiğimiz manevi kayıplar konusunda silik ve cılız kalıyoruz. Hâlbuki sahip olduğumuz hiçbir şey bize kaybettiklerimizi geri veremeyecektir. Çünkü değerler dünya kökenli değildir ve nefislerini putlaştıranların dünyasına uğramazlar…

Dünya zıtlıkları bir arada barındırıyor. Bir tarafta, insanları küçümseyen ve kendini dev aynasında görenler yer alırken diğer tarafta, başlarını semaya kaldırmış umut dileyen yoksullar vardır. Onlar varoşların çamurlu bahçelerinde kendi dünyalarını yaşarlar. İmanlarını kuşanmış, sabır, tahammül ve tevekkülle Allah’a dua ederler. Öyle ya bankada paraları yok ki israf etsinler, başkalarının hakkını yemeyi öğrenmemişler bilmemişler ki, haksızlık etsinler, zengin değiller ki insanlara tepeden baksınlar, güçleri yok ki tahakküm kursunlar… Ve bu insanları her gördüğünüzde bir yandan terk edildikleri yoksunluğa üzülür bir yandan da aslında korunmuş arınmış olduklarını düşünürsünüz. Elbette Müslümanlar mal mülk düşmanı değillerdir burada sözümüz serveti Allah’ın rızasına uygun kullanmayanlara, hak yiyen ve bu konudaki hassasiyetlerini kaybedenleredir.

Peki, ne oluyor da bu gün kendini dindar muhafazakâr kabul edenler, yoksulluk ve geri kalmışlık kompleksinin etkisinde derme çatma bir hayat yaşıyorlar? Çağa dair yakalayamadıkları nedir bu insanların? Elinde tutamadığı maddi gücün, kalbindeki iman ve şahsiyetinde taşıdığı onurdan daha fazla değerli ve güçlü kılan nedir? Elbette bu soruların cevabını sadece bu dünyanın geçici kurguları ile ya da ölümlü bir varlık oluşumuzla açıklayamayız.

Misaller bizim yol üzerindeki işaret taşlarımız olsun ve bir misalle bitirelim:

Afrika’da mukim olan, at kavminin kibri: Yüksek kuleler inşa ederlerdi dev cüsseleri kibirlenmelerine sebep olurdu. Ama daha sonra bu kibirleri onların ve taştan medeniyetlerinin sonunu hazırlamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi