Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Rüzgâr ekiyorsunuz, fırtına biçeceksiniz!

Rüzgâr ekiyorsunuz, fırtına biçeceksiniz!

Evet “Kriz cini, krizi yönetenlere hizmet eder”..

“Kontrollü bunalım stratejisi” bu mantıkla, kargaşadan, düzen çıkarma illüzyonudur! Kriz cinini kontrol edemezsiniz, kriz cini karşı tarafın huddamı olur ve sizinle savaşır!
Kriz merkezleri cini şişeden kaçırdılar..
Malum mediayı gördünüz, Gezideki bir olaya mikrofon tutup, seslerini yükselterek, dünyaya duyurdular. Basit bir olayı dev merceklerle dünyanın gözüne soktular. Bunlar da kendini dev sandılar.. Birçok profesyonel rol aldı bu oyunda. Su gibi para harcadılar. Birileri bu iş bitti sandı..
Şimdi bakıyorum da, batı basınının bu işin bu kadar üzerine gitmesi, Der Spiegel’in manşeti birilerinin uyanması için şok etkisi yaptı.
Neydi CNN (ABD), BBC (İngiltere), Reuter (Fransa) ve Der Spiegel’i (Almanya) aynı noktada buluşturan şey! Bunların ortak paydası neydi! Marksislerle, anti kapitalist Müslümanları KOÇ ile bir araya getiren neydi aceba! Çevre aşkı mı sadece! İnsan hakları mı?
Suriye’yi, İsrail’i, ABD’yi, İngiltere’yi, Fransa’yı, Almanya’yı aynı konuda birleştiren bu derin operasyonun arkasındaki derin sır kafaları karıştırmaya başladı..
Bana kalırsa bu saatten sonra Aleviler de Kürtler de, en az Sünniler ve Türkler kadar oynanan oyunun farkına vardılar..
Birileri hâlâ Gezi parkı, Topçu Kışlası, AVM’ye takılıp kaldı..
Kimileri 3. Köprüye de karşı, yeni havaalanına, kimi Kanal İstanbul’a karşı.. Sen nasıl boğazlar sözleşmesini by-pass etmeye kalkışırsın.. Boğazlar üzerindeki vasayat rejimini kırmaya çalışırsın.  Kimi HES’lere karşı, kimi nükleer santrallara, kimi termik santrallara kimi barajlara karşı!
Türkiye’ye karşı bu uluslararası komplo ile karşı karşıyayız..
Terörü bitireni bitirirlerdi değil mi?
Bugün Türkiye’nin tek ve en önemli gündem maddesi bu.. Türkiye bu konuyu konuşuyor ve tartışıyor.. Tartışmanın yönü değişti. Ramazan boyunca da bu konu konuşulmaya devam edecek.. Hafızalar canlanacak, bilinçler tazelenecek!
“Cemaat” ümmetin küçük bir parçasına indirgenmişti. Şimdi camide buluşan ümmet konuşacak!
Bu işin arkasında ulusalcı maskeli Türk Sovyeti var.. Kemalist maskeli Maoistler var! Faiz lobisine ulaşmak için önünüze yığılan bu engelleri aşmanız gerekiyor.. Neo İslamcılar, ılımlılar, İrancı “hışımlılar” hepse bu arada duruyor..
Aslında bütün bu olanlar Erdoğan dönemindeki demokratikleşme ortamında filizlenen hareketler. Bunlar bindikleri dalı kesiyorlar.. Özgürlük ortamında bıtıraklar güllere, karanfillere, lalelere imkan vermiyor.
Özgürlük ortamında İstiklal Caddesinde yürüyüş yapanlar, cinsel özgürlük yanlıları..
Aslında Erdoğan giderse, gelen gideni aratır, o gelenler bunların hakkından gelir.. Bindikleri dalı kesiyorlar bir bakıma.. Kendi cellatlarına ip bulmak için çırpınıyorlar bir bakıma..
“Son pişmanlık”lar hiçbir zaman kimseye fayda vermemiştir..
Birileri bindiği dalı kesiyor aslında, ama farkında değil..
Bunlar en fazla %20! Eğer yüzde 20’lik bir kesim bunu yapabiliyorsa ve bir iktidarı devirebiliyorlarsa, %60’lık bir kesim o %20’liklerin iktidara taşıdıkları kesime ne yapabileceğini hiç mi düşünmez bunlar. Kendi açtıkları yoldan başkaları da yürürse, bu işin sonu nereye varır hiç düşündüler mi? Rüzgâr ekenler, fırtına biçeceklerini de hesaba katmaları gerekir..
Alman, Amerikan, İngiliz, Fransız mediası ve onların ajanlarının dümen suyuna girip Alman bir piyanistin nağmeleri ile coşanlar, Mehter takımı ile Gezi’ye çıkacak  Kasımpaşalıları da hesaba katmaları gerekir.. Onlar da özgürlük haklarını ve demokratik taleplerini dillendirmek için Gezi’ye çıkacak olurlarsa, “halk Taksim’i işgal eder, sonra vatandaş kendine çadır kuracak yer bulamayabilir..”(!). Kasımpaşalılar da Beyaz Türkler kadar bu memleketi seviyor ve onlar da bu memleketin evladı.. Eğer iktidara sivil ambalajlı bir muhtıra ve dayatma içine girecek olurlarsa, açılan kapıdan geçip, Gezidekilerin taleplerinin tam aksi taleplerini iktidara dayatmaya hazır yüzbinler kapıda bekliyor. O zaman birileri de AKM’yi işgal edip, önüne çadır kurup, AKM’nin yerine cami temeli atılmadan Taksim’den inmeyebilirler..
Aslında bütün bu olanlar, hep söylüyorum ya, kim kimdir öğrenmek için çok iyi bir fırsat oldu. Bizim katlanmak zorunda kaldığımız bu işler, bizden sonrakiler için olduğu kadar, bölgedeki ülkeler ve halklar için de iyi bir ders, bir baht kaynağı oldu. Dostumuzu - düşmanımızı bir kere daha ve yakından tanıma fırsatını bulduk..
Selâm ve du ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi