Cemal Nar

Cemal Nar

Mısır Bir Aynadır Dünyaya

Mısır Bir Aynadır Dünyaya

Mısır’da bir darbe oldu ve saflar hemen ayrıştı, açıklık kazandı. Darbeyi destekleyenler, zil çalıp oynayanlar ve gıpta ile bakanlar. “Bir zamanlar biz de böyleydik. Maalesef şimdi bizde böyle güzellikler olmuyor” diyenler.

Öbür yanda kan ağlayanlar. “Hani demokrasi diyordunuz? Hani sandık diyordunuz? Helvadan put mu bunlar? Acıkınca yemeyi demek mideniz kaldırıyor! Yazıklar olsun size, ey ilkesiz insanlar!” diyenler.

Bütün dünya bu konuda şimdi iki kısımdır:

Birincisi Batı ve Batılılaşmış zavallılar kesimi. Bunlar seviniyor. “Bizim çocuklar kurtuldu” diyorlar. Açıktan darbeyi desteklemiyorlar, mırın kırın ediyorlar, yani “endişeliyiz, aman dikkat, itidalli olun, kan dökülmesin, iç barış korunsun” gibi beylik laflarla işi geçiştirmeye çalışıyorlar. Aslında bal gibi destekliyorlar.

İkincisi ise, emekleri heba olan, oyunun kurallarına göre galip geldikleri halde hakları gasbedilen, çoğunluk oldukları halde azınlık muamelesi gören Müslümanlar.

Şimdi şu sözlerimiz dikkatle dinlenilsin ve lütfen iyi anlaşılsın. İtirazı olan varsa okusun, araştırsın.

İslam ülkelerinde Batılılaşma hareketleri sonucunda bir nesil ortaya çıktı. Bu nesil İslam Dini'nin hukuk kısmını reddediyor, inkar ederek, çirkin görerek atıyor. Bunun yerine insan elinden çıkma kanunları kabul ediyorlar. Bunun adına da “laiklik” veya yanlış da olsa “sekülerleşme” diyorlar. Şimdi bu kesim batıl rejimlerin ve pozitivist, tanrı tanımaz, din dışı eğitimin sayesinde azımsanmayacak kadar bir sayıya ulaştılar.

İnanmayan araştırsın, biz burada yıllardır yazıyoruz; İslam bölünme, parçalanma kabul etmez. Kur’anın bir kısmını alıp bir kısmini almama yetkisi yoktur insanda. Ya dinin tamamını alır, kabul ve tasdik eder, “Müslüman” olur. Ya da bir kısmını almaz, beğenmez, reddeder, o zaman da “kafir” olur. İnanmayan açsın ilmihal kitaplarını, okusun. Veya güvendikleri bir alime sorsun.

Şimdi İslam dini dört bölümden meydana gelir: 1- İman 2- İbadet 3- Hukuk, yani şeriat, 4- Ahlak.

Şimdi bir kişi bunların tamamına iman eder, tasdik ederse, Müslümandır. Bir veya birkaç bölümüne iman eder, diğerlerini reddederse, mesela İslam’ın hukuk, fıkıh, muamelat, helal haram da denilen “Şeriat”ını tasdik edip kabullenmezse, yani reddederse, kesinlikle dinden çıkar, mürted, yani kafir olur.

Şimdi Batıdan tercüme edilen veya yetkililerin yaptığı din dışı hukuku İslam kabul etmez. Bir Müslümanın da kabul etmemesi gerekir. Ama şartlar onu zorlarsa, zorlama bitinceye kadar pasif direniş, sivil itaatsizlik yapabilir. Ama dahilde isyan çıkarmaz, kan dökmez..

Burdan şuraya gelmek istiyorum; Batılıların müdahalesi ile oluşan hükümetlerin politikalarıyla İslam dünyasında sayıları gittikçe artan bir laik, seküler, liberal kesim vardır. Bunlar dinden çıktıklarını, kafir olduklarını bilmezler. Hatta kendilerine “kafir” desen belki üzülür, karşı çıkarlar. Ama Müslümanlarla ve din ile alay etmekten, onların dini yaşama talepleriyle dalga geçmek ve en tabii haklarını engellemekten de vaz geçmezler. İçki içmeyi, zina etmeyi, namahremlerin dans etmesini, tesettürsüzlüğü çirkin görmezler. Görenleri de aşağılarlar. Bütün bunlara rağmen, hala kendilerini “Müslüman” sayarlar.

Şimdi Batı dünyası bunların arkalarındadır. Batılı devlet ve başta ordu olmak üzere devlet kurumları bunların yanındadır. Batı, gerçek Müslümanların iş başına gelmesini istemez. O zaman onlar cidden kendilerine rakip olacak ve sömürülerine karşı çıkacaktır.

İşte bu yüzden Mısır’da darbeyi desteklerler. Suriye’de muhalefeti desteklemez, Esed’e dolaylı dolaysız destek verirler.

Neden mi?

Çünkü o zaman İhvan-ı Müslimin iktidar olur. Laiklik ve Batılılaşma politikaları biter.

Ey Müslümanlar! Verilen bir iman küfür savaşıdır. Küfrün taraftarlarının kafaları nettir. Ama görüyoruz ki Müslümanların kafaları net değil, çok karışıktır. Bunun altında yatan ise cehalettir.

Öyleyse en önemli ödev, cehaleti ilim ve imanla gidermek ve gerçek bir Müslüman olarak netlik kazanmaktır. Sonra da o kimliğin gereğini ihlasla yapmaktır. Bunu yapamadığımız sürece vay bizim başımıza gelenler!

Mısır’lı Müslümanlara sabır ve itidal diliyorum. Öfkeye kapılmadan hidayet ve istikameti iyi tayin edebilirler inşallah.

Son bir not. Ezher üleması darbeye destek vermiş. Mısır'da ordunun geçici cumhurbaşkanı ilan ettiği Adli Mansur, bir Hristiyan imiş. Böylece 1400 yıl sonra Mısır'a ilk defa bir Hristiyan başkan olmuş.

O darbe Ülemalarına soruyorum; hani Müslümanları kafir yönetemezdi? Bu haramdı? Müslümanların buna izin vermemesi gerekirdi? Darbeden ve başınızda bir Hıristiyan olmasından utanmıyor musunuz?

Demokratlar bu lafıma hiç itiraz etmesinler, Batılı demokrat ülkeler de Mısır’da İhvan’ın iktidarını görmek istemediler ve güçlerini kullandılar.

Kısasa kısas haktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi