Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Militer demokrasi

Militer demokrasi

Eskiden yok idi, işbu rivayet yeni çıktı! Demokrasinin halksızını da, militer olanını da gördük!

Bunlar darbeci de değil aslında; “Baltacılar”ın, ABD’deki Siyonist lobinin, İsrail’in, Siyonist çetenin arkasına saklanmış katiller sürüsü..
İnsan, “ekmel-i mahlûkat, eşref-i mahlûkat olarak yaratılmıştır”. Sonra bir bebekten bir katil üreten sistem devreye girer, o insan denen canlı “belhum adal”a dönüşür. Hayvandan da aşağı olur. Artık gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpleri var hissetmez..
Mısır şu anda MOSSAD, CIA ve MI5 ajanlarının denetiminde yönetiliyor..
Tony Blair’i bile inandırmış Nobel ödüllü darbeci Baradey, “Mısır halkı demokrasi ile yönetilecek olgunlukta değildir” ve “askeri bir yönetim işbaşına gelmezse Mısır’da kaos ve karmaşa yaşanır” yani demokrasi dedikleri helvadan put, Mısır halkı gibi, Müslüman halklar için geçerli değil. Bunların sırtından sopayı eksik etmeyeceksin..
Türkiye için de aslında aynı şeyi düşünüyorlar.. Bugün Gezi’dekilerin ya da demokrasi diye sokağa dökmeye çalışanların kafasında hayal ettikleri yarın senaryosunda aynı sözler vardır.. Bizim Gezi zekâlılar celladını alkışladıklarının farkında değiller, bizim anti-kapitalist ve Marksistlerin kapitalist baronların borusunu öttürdüklerinin farkında olmadığı gibi. Gezi’nin karargâhının sponsoru kimdi derdiniz?.. Unutmayalım; “ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç otağı!” Her çevreci geçinen sadece çevreci, her demokrasi ve insan hakları savunucusu görünen kişi demokrat ve insan hakları savunucusu değildir. Belki bu değerlere karşı görevlendirilmiş bir ajan olabilir. Sisi denilen adam, değerlerini koruması gereken halkını emperyalizme peşkeş çeken, halkına ihanet eden, halkının kendine emanet ettiği silahı efendisine çeken, aşağılık bir asker bozuntusu. Cumhurbaşkanı seçtikleri adam, Hıristiyan görünümlü bir Yahudi ajanı.. Anayasaya ihanet eden Anayasa Mahkemesi Başkanı, olmayan anayasaya yemin ederek askerler tarafından cumhurun başkanı ilan edilen bir kukla.. Cumhursuz bir Cumhurbaşkanı!
Baradey, halksız bir demokrasinin başbakanı olacakmış.. Mason, bilim adamı görüntülü Amerika’nın Truva atı, CIA’nın Mısır’daki siyasi komiseri..
Haksız ve halksız bir demokrasi nasıl oluyormuş görün!
Mısır’da yaşanan hezeyanlar sadece bu aşağılık cuntanın trajikomik davranışları değil; İsrail, Amerikan, İngiliz, Alman ve Fransız entelijansiyasının karanlık ve kirli çehresini de sergiliyor..
Kuşkusuz bu ülkelerdeki herkes bu kadar ahlâksız, akılsız bir oyunun parçası değil; ama onlar da bu çirkin, kanlı ve kirli oyun karşısında sessiz kalıyorlar..
Çin ve Rusya sanki ABD ve Avrupalıların deşecekleri Mısır’dan kendine çıkacak payı bekleyen akbabalar gibi etrafta dolanıyorlar. Bu cinayetin medya üssü, sanki Paris gibi.. İngiltere temkinli. Amerika gırtlağına kadar batmış! Almanya, Avrupa adına rol üstlenmeye hazır..
En zavallı durumda Suudi Arabistan tabii.. Zavallı Vehhabi Nur Partisi verilen sözlere kanmış. Vakıf ve Şeriat Bakanlığı’nı ele geçirip herhalde Ezher’e ayar vermeye çalışacaklardı. Bu alçakça darbeye Ezher Şeyhi’ni de alet ettiler. Bu feraset yoksulu zavallı da, muhtemelen darbe sürecinde Ezher’i elde tutmak için güçlüden yana durma ihtiyacı duymuştur. Sina’daki Bedevi Araplar bile Ezher Şeyhi’nden hakka ve halkına daha sadık ve feraset sahibi çıktı!
Be hoca! “Zalimlere yaklaşmayın, sonra ateş size de dokunur” denmedi mi? Hani haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytandı. Bel’am diye kime denir be hoca?
Neyse , bu süreçte Mısır’ın karanlık yüzleri aydınlandı. Kim kimdir ortaya çıktı.
Devrim karargâhı, tam da George Orvel’in “Hayvanlar Çiftliği”ne döndü.. Vahşi Baltacıların girip çıktığı, siyasi cinayet planlarının yapıldığı; hazinenin, İhvan’ın ve darbe karşıtlarının mal varlıklarının yağmalandığı bir sırtlanlar kampına döndü. Bu anlamda “Dingo’nun ahırı” hafif kalıyor.. Karargâha sadece MOSSAD, CIA ve MI5 ajanları elini kolunu sallayarak girip çıkıyor. Muhalefet eden generaller karargâhta göz hapsinde tutuluyor..
Baradey, Amerikalılar adına emirler verip, talimatlar yağdırıyor.. Amerikalılarla sağa sola gidip geliyor. Bir “Kaçtı” deniyor, bir başbakan ilan ediliyor, sonra başbakanlık açıklaması geri alınıyor..
Karargâhta tam bir kargaşa hâkim. Kimse birbirini dinlemiyor.
Sahadaki asker ve polislerin, istihbarat elamanlarının karargâhla bağlantısı büyük ölçüde kopmuş durumda..
Amerikalıların, İngilizlerin, Yahudilerin kafaları oldukça karışık!
Kesin olan bir şey varsa bu darbeci kadronun bu aşamadan sonra ülkeyi yönetemeyeceği.
Bu arada Erdoğan’ın Gazze ziyareti için geçiş koridoruna ilişkin belirsizlik her an diplomatik bir krize dönüşebilir.. Yine Mursi’nin eşi ve çocuklarının da gözaltına alındığı ve nereye götürüldüğü bilinmiyor. Türkiye, BM ve/veya darbecilerle iyi ilişkiler içindeki ülkeler üzerinden, kadın ve çocukların güvenli bir yere nakli konusunda bir girişim başlatabilir..
Bu batılılara şunu söylemek gerek: “Kılavuzu karga olanın burnu işte böyle pislikten çıkmaz..” “Karga besleyenlerin gözlerini sakınmaları gerek.”
Yine batılı entelijansiyanın şuna artık bir karar vermesi gerek: “Zararın neresinden dönerseniz kardır..” “Gelecek günler sizin için geçen günleri aratacak..” Böyle giderseniz..
Bu cuntayı desteklemeye devam ederseniz, İslâm dünyasında ve Afrika’da, Asya’da, Latin Amerika’da patlama noktasına gelen öfke size yönelir.. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olursunuz..” Kendi evinizde rahat oturamazsınız, sizi kendi yurdunuzda vururlar. “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denmiştir. “Zulm ile abad olunmaz!”
Mısır’da sadece darbeciler değil, Batı ve ABD de kaybetti.. İsrail kaybetti.. Suudi Arabistan ve Suriye de kaybetti! Suudi yönetimi, kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor.. Korunmaya çalıştığı tehlikeye kapılarını açıyor.. Ne demişler: Kendi düşen ağlamaz.. Ne yaparsan elinle o da gelir seninle.. Biz yaptıklarımızla ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşırız ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun! Durmak yok, yola devam. Zira “herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır..”
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi