Faruk Köse

Faruk Köse

Ak Parti’yi devirmenin formülü

Ak Parti’yi devirmenin formülü

Gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor ki, “Gezi Parkı” üzerinden koparılan fırtına, aslında “Ak Parti Hükümeti”ni alaşağı etmek için kurulmuş bir “derin kumpas”ın ürünü. Tek hedef AKP Hükümeti’ni devirmek değildi elbette; akabinde ülke yeniden bin yıl sürmesi hayaliyle kurgulanan “28 Şubat karanlığı”na, belki daha beterine hapsedilecekti. “Yerel ve küresel ayaklar”ı ve “uluslararası bağlantılar”ı olan “derin organizasyon” böyle istiyordu.

İçinde yerel ve küresel ölçekte etkin ve yetkin olan “iş-finans-sermaye güçleri”nin, “medya”nın, “istihbarat örgütleri”nin, “toplumun dikkatlerini çekip kanalize edebilecek şöhretli isimler”in, “terör örgütleri”nin, “dinli-dinsiz çevreler”in, hatta “paramiliter güçler”in ve hatta “politikacı”ların bulunduğu bir “derin organizasyon”, sıradan ve meşru-masum bir “çevre duyarlılığı” üzerinden “derin operasyon”a kalkıştı.
Bu “derin kalkışma”da “yerli ve yabancı organizatörler”in elbirliği içinde çalıştıkları besbelli. “Büyük bir medya patronu”nun ve “büyük bir işadamı”nın mekânlarında hemen her gün toplantılar yapıldığı artık meçhul değil. İşadamlarını tek tek çağırıp, “safını seç, bizden misin, onlardan mı?” diye tercih dayatan bu organizatörlerin, “kalkışma”nın başarısı için gerekli “dış bağlantılar”ı da sağlamış olmanın rahatlığıyla, kesenin ağzını sonuna kadar açtıklarını gösteren emarelere her geçen gün yenileri ekleniyor.
Başlangıçta eylemlerde görev alan, ama gerçeği farkedince ayrılan bir doktorun anlattıkları bunu destekler nitelikte. “Orada kurulan tedavi merkezi Numune Hastanesi’nden daha donanımlıydı” diyen, adını öğrenemediğim doktor, “istediğimiz her tıbbi malzeme, belirttiğimiz rakamın belki yüz, belki bin katı olarak anında geliyordu” diyor. Aslında kendisinin “ulusalcı” olduğunu, ama gördüklerinin “ulusal çıkarlar”la bağdaşır bir seyir takip etmediğini fark ettiğinden oradan ayrıldığını söyleyen doktorun anlattıklarını, Divan Otel’den çıkan tıbbi malzemeler de doğruluyor.
Bilinenleri tekrarlamaya gerek yok. Ama özetle söylemek gerekirse, bunların ilk hedefleri, “küresel derin sermaye”nin “BOP Eşbaşkanı” sıfatını vererek, “İslam Coğrafyası”nı talan etme projelerinde kullanmak için destekledikleri, ancak -Allah’ın takdiri ile- kendisini bu çemberden sıyırmayı başardığı görülen Başbakan Erdoğan’ı bitirip, “AKP Hükümeti”ni devirmekti. Çünkü sonraki hedeflerine ulaşabilmeleri buna bağlıydı.
Ancak “ilahi murad” böyle olmasa gerek, Başbakan “uyanık ve basiretli” çıktı da durumu kontrol altına alabildi. “Kalkışmacılar”ın “AKP Hükümeti”ni devirme ukteleri de içlerinde kaldı, yüreklerine oturdu.
Duygusal milletiz ya, duygusallığım tuttu, onlara acıdım; yardımcı olayım diyorum. AKP ve Hükümet, toplum nezdindeki itibarını hakediyor mu etmiyor mu, burası ayrı bir fasıl. Buna girmeden, “AKP ve Hükümet karşıtı oluşumlar”ın, AKP’yi nasıl devirebileceklerine dair o çok istedikleri formülü burada onlara vermek istiyorum. Dedim ya, acıyorum onlara; yırtınıp duruyor garibanlar!
Formül gayet basit. AKP’yi devirmek için; evvela “halktan biri” olacaksınız. Bunun için “halka rağmen”ci zihniyeti terk edeceksiniz. “Halkın tercihleri”ne saygı duymayı ve hazmetmeyi öğreneceksiniz. “Halkın inanç, duygu ve düşünceleri”ne sövmeyi bırakıp kendinizi buna göre değiştireceksiniz. Ülkeyi “tek parti faşizmi”nin yaşandığı döneme döndürme mürteciliğinden vazgeçecek, artık “medenileşecek”siniz. “Küresel derin güçlerin taşeronluğu”nu bırakacak, “Batı emperyalizminin formları”nı terk edip öze dönerek kendinizi sine-i millete teslim edeceksiniz. “İş yapabilirlik”inizi ispatlayacak, laf değil iş üretmeyi, sözünüzle ve işinizi bir tutmayı öğrenecek; “dosdoğru” olacaksınız. “Küresel oyunlar”ın taşeronluğunu, “derin kalkışmalar”ın sözcülüğünü, “millet iradesine karşı oluşumlar”ın hamiliğini yapmaktan vazgeçeceksiniz. Müslüman milletin istediği gibi bir “adam” olacaksınız!
“AKP’de bunlar var mı?” diyecekseniz zahmet etmeyin, icraatla destekli “algı” böyle.
Ne dersiniz, bunları yapabilir misiniz?
Yapacağınızdan kuşkuluyum. Zira sizin, “halkı adam yerine koymayan” ve “toplumu özünden koparıp dönüştürmeyi esas alan” bir siciliniz var. Siz “halk gibi”, “halktan” olamazsınız. “Halkın inanç, duygu ve düşünceleri”ni anlayamaz, paylaşamazsınız. “Halkın inaç ve değer yargılarına karşı savaşmak” sizin bir numaralı varlık nedeniniz; hatta sizi fikri, ideolojik ve iktisadi olarak besleyen ana kaynak...
Ne dersiniz, bunları değiştirebilir misiniz? Sizde bu değişimi sağlayacak “iman”, “izan”, “insaf”, “idrak”, “basiret” ve “duyarlılık” var mı? Eğer bunu başarır, üzerine de “+1” koyabilirseniz, o zaman Ak Parti Hükümeti’ni devirebilirsiniz.
“Yok, bu bize göre değil” diyorsanız, boşuna debelenip kendinizi de yormayın, halkı da huzursuz etmeyin. Çekilin bir köşeye, “tarihin bir noktasındaki bir zaman diliminde, zora dayalı olarak elde ettiğiniz iktidarın avuntusu” ile tatmin olmaya çalışın.
Yoksa verem olursunuz, yazık olur size! Ağlatmayın beni, gülünecek halinize!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Faruk Köse Arşivi