Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

İbo önemli adamdır!

İbo önemli adamdır!

İbrahim Tatlıses deyip geçmeyin.. Nereden nereye, Urfa’da Sorbon vardı da okumadı mı?
çileli bir hayattan sosyetenin içine düştü.
Ben, bizim İstanbul’da gazinolarda iş tutan Urfalıları, biraz Amerikalı zencilere benzetirim..
Tatlıses’in, İstanbul’a ilk geldiği yıllarda, ailesinin dini eğitim alması için Kur’an kursu arayan bir isim olduğunu söylerler.
“Sonradan karanlık işlere bulaştı” dendi.
Şimdi yargılanıyor..
özal suikastında ya da Simavilerin gidip yerine Aydın Doğan’ın gelmesi ile ilgili operasyonda onun da adı geçer..
Dün İbo’nun tutuklandığı haberi geldi.. üsküdar’da patlayan havan mermileri, havayı barut kokusu ile doldurdu..
Hedefte kışla ve belediye vardı.
Bu işten anlayan birine sordum: “Bu bir savaş ilanıdır. İşaret fişeği ateşlenmiştir” dedi..
İster misiniz, bunun arkasından Ergenekon çıksın.. Hem de askeri kanattan birilerinin adı karışsın bu işe..
Cem Ersever’in öldürülmesi ile ilgili iddiayı biliyorsunuz değil mi, Başbakanlık Poligonu..
Polis kuyudan ceset topluyor. Orman yangılarının ardı arkası kesilmiyor, petrol borusu patlıyor..
Peki şimdi sırada neresi var, kim var?..
üniversite, bir prof, bir yargıç! Bir siyasi..
Habere uluslararası bir boyut katalım: ABD’li işgal kuvvetlerinin tutuklanacaklar listesindeki “Karo kızı Hubaş”, Saddam’ın istihbarat başkanı iken, şimdi nerede, ne yapıyor biliyor musunuz? İtirafçı oldu ve Saddam’ın silahlarının yerini söyledi güya. ABD’nin yalanlarına tanıklık etti, aldığı cömert bir bahşişle Amerika’da yaşıyor..
Saddam daha önce İran’a karşı ABD’nin dostu değil mi idi?
Beyaz Saray sözcüsü Mc Lenon, ne oldu, biliyor musunuz, istihbarat bilgilerine dayanarak Irak’la ilgili iddiaların yalan olduğunu açıkladıkları için karı koca cezalandırıldılar..
Yalana ödül, gerçeğe ceza..
Bu arada, ‘El Kaide yaptı’ denilen şarbon saldırısının faili bir ABD'li profesörmüş.. Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI), 2001'de 11 Eylül saldırılarından kısa süre sonra gerçekleştirilen şarbon saldırılarını, ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan bir bilim adamının gerçekleştirdiğini duyurdu.
ABD’de bu saldırılar ilk gerçekleştiğinde El Kaide sorumlu tutulmuştu. Mikrobiyolog Doktor Bruce Ivins, etrafındaki çember daraldıktan ve cinayet suçlamalarıyla yargılanabileceği kendisine açıklandıktan sonra geçen hafta intihar etmişti..
Sahi, 11 Eylül’ü kim yapmıştı?..
Bu da bir başka haber: “İngiliz The Guardian gazetesinden Tany Gold, İsrail’e gitti ve burada Hitler’in akrabası Yahudilerle görüştü” diye başlayan haberin devamı daha da ilginç. Gold’un görüştüğü ‘Yahudi’lerden birisi olan Aharon Shear Yashuv’un babası, Yahudilere soykırım uygulayan Hitler’in en yakınında bulunan bir subayın oğlu.
Yani, buradan çıkan mananın bir adım sonrası, Hitler’in ailesinin Yahudi olduğu. Bu iddia daha önce de ortaya atıldı. Katliamın abartıldığı iddiası...
İsrail’in kuruluşu için Yahudileri Avrupa’dan Filistin topraklarına göçe zorlamak adına bir psikolojik harp tekniği.. Hani birilerini yola getirmek için, Yahudiler tarafından birkaç kişi gaz odasında yakılmış olmasın.. Hakimleri yola getirmek için lojmanlarına el bombası attırmak gibi, ya da Cumhuriyet gazetesinin bahçesine atılan el bombaları gibi bir şey bu. Şimdi Ergenekon tecrübesinin köklerini daha kolay anlıyor insan..
“Yaşamını tehlikeye atarak, çok sayıda Yahudiyi İkinci Dünya Savaşı sırasında soykırımdan kurtaran, ancak savaşın son dönemlerinde Ruslar tarafından tutuklanıp bir daha kendisinden haber alınamayan İsveçli diplomat Raoul Wellenberg'in adını taşıyan Wallenberg Vakfı ile İsrail'deki Türkiyeliler Birliği’nin ortaklaşa yaptığı çalışmayla, Nazi soykırımında Yahudileri kurtaran Türklerle ilgili araştırma” haberleri de işin kreması..
Cumhuriyetin ilk yıllarında İsmet Paşa, babasının geldiği topraklar olan eski Revan hanlığı, o zamanki Erivan’a gitmiş.. İsmet Paşa Erivan’a gitmişse, Menderes de ilk göreve geldiğinde İsrail’in ilk cumhurbaşkanını Ankara’ya davet etmiş. Tabii bu ziyaret gizlice gerçekleştirilmiş..
Zaten biz İsrail’i ilk, Cezayir’i son tanıyan ülke değil miyiz canım..
Neyse, İbo önemli adamdır..
İbo konuşsa aslında Kanada’daki Tuncay’dan daha çok ses getirecek açıklamalarda bulunabilir..
Hatta İbo tek başına Türkiye’nin ufkunu aydınlatacak, devrim nitelikli bir süreci başlatacak önemli bilgilere sahip biri sanki. Bana öyle geliyor.. İbo konuşur mu, dostlarına yaşadıklarını anlatıyor mu, o da başından geçenleri yazıyor mu, ya da ses kaydı filan var mı bilmiyorum..
Tuncay niçin çok önemli biri ise İbo da onun için önemli.
İşte birileri bu sıradan fakat önemli adamların konuşmasından korktuğu için eyleme geçebilir.
Ya da sıranın kendilerine gelmesinden korkanlar harekete geçebilirler..
Ben bundan sonra her gün bir olay bekliyorum..
İstihbarat ne yapıyor bilmiyorum ama, gidişat hiç de iyi değil..
özellikle yeni kadronun görevi devralmasından önce bir şeyler olursa şaşmayalım.
Hayırlısı olsun bakalım. Görün bakın daha neler olacak, neler duyacaksınız neler..
Sonunda herkes layığını bulacak.
Ha! Biliyorsunuz değil mi, Mumcu öldürülmeden kısa süre önce Cumhuriyet gazetesini mahkemeye vermiş, Cumhuriyet’in avukatı da Mumcu için söylemediğini bırakmamış. Mumcu davayı kazanmış ve bir yıl sonra kazandığı tazminat da ailesine verilmiş.. Ve şimdi Mumcu’nun eşi CHP milletvekilidir.. Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi