M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

İstanbul Nasıl Olmalı?

İstanbul Nasıl Olmalı?

(Hayalî notlar…)

1. Şehrin bugünkü yirmi beş milyon nüfusunun beş milyona indirilmesi için çalışmalar başlatılacaktır.

2. İstanbul’un tarihî sur içi bölgesi en kısa zamanda (Beş on sene içinde) bir müze şehir haline getirilecektir.

3. Şehre göç mutlaka durdurulacak, ters göç başlatılacaktır.

5. Dev şehir küçültülürken adalete, insafa, ahlaka aykırı hiçbir haksızlık ve zulüm yapılmayacaktır.

6. Sur içinde yıkılacak iğrenç ve şahsiyetsiz beton binaların yerine İslam-Osmanlı mahalleleri kurulacak, anıt binalar yapılacaktır.

7. Sadece sur içinde en az on adet Gülhâne parkı gibi park yapılacaktır.

8. Öyle harika, öyle füsunkar, öyle güzel bir şehir kurulacaktır ki, bütün dünya onu seyr etmeye, birkaç günlüğüne olsa de havasını teneffüs etmeye koşarak gelecektir.

9. İstanbula en az on beş milyon kitaplık bir kütüphane yapılacaktır. Binasında Selçuklu mimarisinden ilham alınacaktır.

10. İstanbul kültürünü, edebini, görgüsünü, nezaketini yaşatmak için ne lazımsa yapılacaktır.

11. Şehrin bütün yol kenarlarına zeytin ve portakal ağaçları dikilecektir. (İklim değiştiği için artık İstanbulda narenciye ağacı yetişiyor ve meyve veriyor.)

12. İstanbul İslam aleminin kültür şehri haline getirilecektir.

13. İstanbulda en az beş yüz çeşit geleneksel sanat eseri üretilecek, gerekirse vaktiyle Padişahların feth edilen şehirlerden İstanbula sanatkar getirip yerleştirmeleri gibi dünyanın her yanından sanatkarlar ve zanaatkarlar celb edilecek ve atölyeler açılacaktır. Başlangıçta, teşvik için bunlardan vergi alınmayacaktır.

14. İstanbul tekrar Dersaadet, Âsitâne, Darül-Hilafe, İslambol haline getirilecektir.

15. İstanbulda eski Mekteb-i Sultanî ve İngilteredeki Eton koleji gibi beş erkek ve beş kız mektebi açılacak ve dünyanın her yerinden kabiliyetli talebe kabul edilecektir.

16. İstanbul Farabî’nin Medine-i Fâzılası gibi erdemli bir şehir haline getirilecektir.

17. İstanbulda bütün dünyaya örnek olacak millî kültürümüze uygun modaevleri açılacaktır.

18. İstanbulda rantçılığa, mafyalara, haram spekülasyonlara, rüşvete, haram komisyonlara, ihalelere fesat karıştırmaya, kara ve kirli para birikimine, fuhşa, kumara, türedilere en ufak fırsat verilmeyecektir. Bu konuda Singapur örnek alınabilir.

19. İstanbul Türkiye’nin resmî olmasa bile gerçek başkenti olacaktır.

20. Yere bir kibrit çöpü, bir kürdan, bir kağıt mendil, bir tek kabak çekirdeği kabuğu atana bile caydırıcı çok ağır cezalar verilecektir. (Singapurda öyledir…)

21. İstanbul temiz, medenî, güvenli, yaşanılabilir, ahlaklı bir şehir olacaktır.

22. İstanbul Türkiyenin medar-ı iftiharı olacaktır.

23. Yeni İstanbulun yolları ve kaldırımları en az iki yüz sene bozulmayacak, çökmeyecek, çatlamayacak şekilde yapılacaktır. (Romalıların yolları iki bin sene ayakta kaldı!..)
 
 

(İkinci yazı)

Madalyonların Arka Yüzleri

Sadece bir yüzü olan bir madalyon düşünülebilir mi? Madalyonlar hep ikiyüzlüdür. Madalyonu anlayabilmek için iki yüzüne de iyice bakmak gerekir.

İnsanlar genellikle madalyonların işlerine gelen yüzüne bakarlar, işlerine gelmeyen öteki yüzüne bakmak bile istemezler.

Öteki yüzüne bakmayanların saf cahil olanları vardır. İnsan kılıklı şeytanlar da vardır. Müslümanlar için birkaç örnek vermek istiyorum:

*Bütün okullardaki mecburî din dersleri:

Bu madalyonun bir yüzü ne kadar iç açıcı ve parlaktır. Yavrularımıza, gençlerimize din ve ahlak kültürü veriliyor; onların iyi Müslüman, iyi insan, iyi vatandaş olarak yetişmesi sağlanıyor…

Bir de bu mecburî din dersleri madalyonunun, okullarda okutulan din dersi kitaplarını ele alarak arka tarafına da bakınız. Besmelesiz din kitapları… Kitabın ilk sayfasında kocaman bir Paşa resmi. Onun karşısında Paşanın Gençliğe Beyannamesi. Buram buram laiklik ve resmî ideoloji kokan o biçim bir din kitabı!

Madalyonun arka tarafına bakınca mecburî din derslerinin ne büyük bir aldatmaca olduğunu anlarsınız.

*Türkiyede İslamın yükselişi madalyonu:

Bir yüzünde pıtrak gibi çoğalan yeni camiler… Sayıları binleri aşan İmam-Hatip mektepleri… Kur’an kursları… Tesettürlü kadınlar ve kızlar… Ne güzel ne güzel…

Öbür yüzde pek güzel olmayan motifler görürsünüz. Cami binaları yapılıp durur ama günlük vakit namazlarını kılma oranı yüzde ondur. Hele sabah namazlarında ibadethanelerde pek az cemaat vardır… Binlerce İmam-Hatip mektebi içinde beş vakit namazın bütün öğrencilerin katılımıyla cemaatle kılındığı kaç mektep vardır acaba?.. Kur’an kurslarının eğitimi yeterli midir?.. Başları örtülü kadın ve kızların kaçta kaçı şer’î tesettüre uymaktadır, kaçta kaçı şeytanî tesettürlüdür?..

*Müslüman medyanın durumu ve hali:

Bir yüzde maşaallah bir sürü gazete, dergi, TV var. Lakin öbür yüze bakarsanız bazı islamî gazetelerin gerçek bayi satışının pek düşük olduğunu, büyük rakamların taşıma suyla elde edildiğini anlarsınız.

*TC’nin İsrail ve beynelmilel Siyonizmle olan münasebetleri:

Madalyonun bir yüzünde Siyonist zulme karşı cesur çıkışlar görürsünüz, arka yüzünde ise İsrail ile ticarî ve iktisadî faaliyetlerin tam gaz yürüdüğünü görürsünüz. Nasıl olur bu iş?.. Madalyondur iki yüzü vardır pek âlâ olur.

Daha nice madalyonlar vardır. Bir yüzünde siyasî iktidarla büyük bir cemaat arasındaki münasebetler normaldir, öyle büyük ve vahim ihtilaflar yoktur. Arka tarafına bakarsanız büyük bir çekişme görürsünüz.

Hangi madalyonun bir tarafına bakar, öbür tarafına bakmazsanız, durumu tam olarak öğrenemezsiniz.

Birileri madalyonların sadece bir tarafını gösterirler, öbür tarafını göstermezler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi