Faruk Köse

Faruk Köse

MH Bülent Arınç’ın neyi oluyor?

MH Bülent Arınç’ın neyi oluyor?

Ergenekon darbecilerinin Cumhurbaşkanı adayı olup, yargılandığı dönemde “ölümcül hasta, yerinden kımıldatılması bile hayati tehlike oluşturur” denilen, ancak çıkar çıkmaz sergilediği “hareketli mobilizasyon” ile turp gibi olduğu, “ölümcül hasta” raporunun ise bir “yargıya çalım atma taktiği”nden ibaret olduğu anlaşılan MH, -her ne hikmetse- farklı kesimlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor.
Mesela bu kapsamda, 26.09.2013 tarihli yazıda, “MH ile Cemaat arasında nasıl bir ilişki var?” diye başlıktan sormuş; “yerel seçimler”in ve “Cumhurbaşkanlığı seçimi”nin yaklaştığı, AKP’de “üç dönem kuralı” gereği birçok “ağır top”un “oyun dışı”nda kalacağı “kritik bir dönem”de, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıktığını izhar eden Cemaat’in önemli bir mensubunun, üzerinde “Ergenekoncuların Cumhurbaşkanı adayı” etiketi bulunan ve Ergenekon davasından yatan biriyle görüşmesinin/ziyaretleşmesinin ciddi şüpheler uyandıracağını vurgulamıştım.
Bizde maalesef “soru sormak suç”muş gibi algılanıyor. Sen şüphe uyandıracak her türlü “davranış”ta bulunacak, “söz”ü söyleyecek, “tutum”u sergileyeceksin; ama ben niye böyle yaptığını soramayacak, oluşan “istifhamlar”ı, olası “kanaatler”i yazamayacağım. Bu da ne yazık ki bize ait yanlışlardan. Ama ben yine de “işkillendiğim hususlar”a dair istifhamları yazmaya devam edeceğim. Yanlışsam biri çıkıp düzeltsin, doğruysam yanlış yapan kendini düzeltsin diye...
Bunu yaparken de ne kimseye tarafım, ne de kimsenin karşısında... Bu yüzden, istifhamı falanca oluşturunca soracağız da filanca oluşturunca susacağız mı? Hayır, yok böyle bir şey. Nitekim aynı mevzu ile ilgili olarak Bülent Arınç’ın MH’yı ziyaretinin manzaraya kattığı karmaşayı da dile getirmek iktiza ediyor.
“Ülkenin içinden geçtiği kritik ve zorlu süreç” ağırlığını ve şiddetini yaşatırken, bir de duyuyoruz ki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ergenekon davasından yatıp çıkan MH’yı ziyaret etmiş.
Şimdi, “Ergenekon Davası”, Hükümet’i devirmeye çalışan bir “Terör Örgütü” davası olarak kayıtlara geçti. Adı üstünde, ETÖ, yani “Ergenekon Terör Örgütü”... Yani bu örgütün hedeflerinin başında Başbakan Erdoğan, AKP ve Hükümet vardı. MH ise, bu örgütün Cumhurbaşkanı adayı olarak davaya dahildi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, kendilerine karşı yapılanan bir Terör Örgütü’nün üyesi ve Cumhurbaşkanı adayı olduğu iddiasıyla yargılanıp hapis yatan birini niye ziyaret eder? Bunu açıklayacak makul ve lüzumlu nasıl bir gerekçe olabilir? Üstelik, sürekli kamuoyunun gözü önündeki bir politikacının bu ziyaretinin basından gizli yapılmasının nedeni nedir ve Sayın Arınç, MH ile bir saat baş başa ne konuşmuş olabilir?
Güya bu bir “geçmiş olsun ziyareti” imiş... Allah aşkına, bir geçmiş olsun ziyareti bir saat mı sürer ve niçin gizlice yapılır? Üstelik de rakibin olan ve sana kasteden bir örgütün üyeliği iddiasıyla hapis yatmış birini ziyaret eden Sayın Arınç’ın, bir saatlik baş başa görüşmenin arkaplânında neler olduğunun “makul, mantıklı ve lüzumlu gerekçeler”ini kamuoyuna göstermesi, özellikle de Ergenekon yapılanmasından en çok muzdarip olan kendi seçmen tabanına bunu açıklaması gerekmez mi?
Dahası var. MH’ya bir dizi övgüler sıralayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile MH arasındaki dostluğun da “çok eski”ye dayandığını ve hatta, AK Parti’nin, kurulma çalışmalarının bir kısmının MH’ya ait otelde yapıldığını öğreniyoruz.
Her ne kadar Arınç görüşmenin gizli olmadığını söylese de, bu sözleri işkillenmemizi engellemiyor. Sayın Arınç diyor ki: “Ama buna ‘gizli, sanki yasal olmayan bir şeyler yapılıyor’ gözüyle bakılmasın.”
Tamam, elbette bu ziyaret yasal olmayan bir eylem değil de, hikmetinden sual olunmayacak kadar masum da gözükmüyor.
Çünkü MH, bildiğimiz kadarıyla Bülent Arınç’ın yakını/akrabası değil ve AKP ile davalık olan Ergenekon’un da Cumhurbaşkanı adayı. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkan Cemaat de MH ile görüşmüştü. Arınç’ın da Cemaat’e yakınlığı üzerinde duruluyor. Peki, bütün bunları bir araya getirdiğimizde, üstüne bir de AKP’nin Tüzüğündeki “üç dönem kırgınlığı”nı eklediğimizde, oluşan manzara sizi de şüphelendirmez mi? Yani böyle bir ziyaret görmezden gelinebilir mi?
Bu nasıl bir “tiyatro”dur anlamış değilim. “Senarist”in finali nasıl yazacağı da merak ve endişe konusu. Bu esnada objektiflerin üzerinden eksik olmadığı şahısların, söylediklerini de, yaptıklarını da çok defa tartıp sonra adım atması gerekmez mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Faruk Köse Arşivi