Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Sen Ne Nankör Şeysiiin!

Sen Ne Nankör Şeysiiin!

“İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!”  

Açıklama:

İnsan garip bir varlık… Başına bir sıkıntı geldiğinde Allah ile beraber bütün taptıklarını, gücüne güvendiği tüm varlıkları bir çırpıda unutarak tam bir tevhid örneği sergiler… Çünkü bilir ki o büyük sıkıntıdan ancak ve ancak Rabbi kurtarır;

“Rabbine yönelerek O'na yalvarır…” Rabbine yalvarmasıyla Allah’ın birçok isim ve sıfatlarına da iman ettiğini ispat etmiş olur. Allah’a yalvarmaları demek;

-    Allah’ın herkesi her an işittiğine iman etmek demektir.

-    Allah’ın herkesi karıştırmadan gördüğüne iman etmek demektir.

-    Allah’ın her şeye gücü yettiğine iman etmek demektir.

-    Allah dilerse musibeti kaldıracağına iman etmek demektir.

-    Allah ile beraber başka varlıkların devreye konmaması tam bir tevhid demektir.

-    İsabet eden musibet günün herhangi bir saatinde olabilir. Bu, Allah’ın uyumayıp ve uyuklamadığına iman etmek demektir. Aksi halde musibet gece isabet ettiğinde yalvarmak için sabah beklenirdi.

-    İnsanın Allah’a yalvarması demek kendisinin güçsüz olup Allah’a muhtaç olduğuna iman etmesi demektir.

Allah-u tealaya tam bir tevhidle yönelen insan istediğine ulaşır;

“ Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince…” Sıkıntının boyutu, cinsi ve büyüklüğü ne olursa olsun o sıkıntının kalkması bir ni’mettir… Sıkıntısının giderilmesi şükrün kapısını aralar… Fakat gelin görün ki insan çabucak unutan bir varlık. Hele de iman kalpte yer bulamamışsa sıkıntı gider gitmez ‘Rabb’ unutulur;

“… Önceden yalvarmış olduğunu unutur.” Bu unutkanlık dünyadaki hiçbir unutkanlığa benzemez. Bu unutkanlık affedilir cinsinden olmayan bir unutkanlıktır. Bu unutkanlık cezasız kalmaz. Bu unutkanlık beraberinde affedilmeyen günahlara davetiye çıkaran bir unutkanlıktır. Okuyalım;

“Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar…” Aman Allah’ım!!! Az önce sıkıntısını giderip kendisini rahata kavuşturan rabbini unutması yetmediği gibi hem dosdoğru yolda olup rabbine kulluk yapan insanları saptırmak ister hem de affedilmeyen şirk belasına bulaşır…

Ya rabbi sen seni unutturacak günahlardan bizi koru! Amin.

Sıkıntısının giderilmesi Allah’a daha çok kulluk yaptıracakken Allah’ı unutması tam bir nankörlük örneğidir. Bir insan nasıl olur da unutur! Sıkıntı anında neden insan rabbini unutmaz? 

Rabbini unutup nankörler sınıfında olanları Allah nefisleriyle baş başa bırakır… Ölüm kendilerine gelinceye kadar hayatlarına nefisleri yön verir;

“(Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin!” nankörlük eşittir küfür… Küfür eşittir ebedi cehennem… 

İnsanın küfür içinde olması ve küfrünün kendisini rahatsız etmeyecek boyutta olması, hatta bu küfründen zevk duyması kolay kolay küfürden çıkaramayacaktır kendisini… Ya rabbi sen bizleri küfrün karanlığından koru!

Küfür içinde eğleneduran insanlar cehennem ismini duydukları halde tat aldığı küfürleri kulaklarını sağır gözlerini de kör ettiğinden anlayamayacaklardır… Oysaki az önce Rablerine yalvararak dua etmişlerdi…

Her ne kadar kâfirlerden misal verilmişse de biz müslümanlar bu ayet-i kerimeden adımıza dersler çıkarmamız lazım. Başımıza sıkıntılar geldiğinde rabbimize yalvarmayı öğrenip sıkıntımızın gittiği zaman da şükürlerimizi aralıksız telaffuz etmeliyiz. Gerek dille gerek başka salih ameller işleyerek.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Feyzullah Birışık Arşivi