Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Demokrasiyi CHP’ye borçluymuşuz!

Demokrasiyi CHP’ye borçluymuşuz!

Kamusal alanlarda başörtüsünü serbest bırakan düzenlemeyi mahkemeye veren kim? CHP…
Başörtülü milletvekiline itiraz eden kim? CHP…
Neymiş efendim, “Meclis’in saygınlığına gölge düşüyor”muş…
Yahu, Meclis çatısı altında bir sürü galiz ifade kullanıyorsunuz saygınlığına gölge düşmüyor da, başörtüsüyle mi düşüyor?
Gölgesiz bir başörtüsü bulalım o zaman; tekstilciler işbaşına!

¥
Bir de “Türkiye’ye demokrasiyi biz getirdik” diye övünür bu CHP’liler…
Demokrasi demek, Avrupalı kıyafetine girmek demekse…
Demokrasi demek, Latin alfabesiyle okuyup yazmak demekse…
Demokrasi demek, bikini giyip sahilde güneşlenmek demekse…
Demokrasi demek, Ezan-ı Muhammedi’yi susturmak demekse…
Demokrasi demek, cami satmak ya da kiralamak demekse…
Askeri darbeleri alkışlamak demekse…
Siyasi icraatlarından dolayı bakan ve Başbakan asmak demekse (Adnan Menderes ve iki bakanı)…
Havalimanına barajlara, köprülere, bulvarlara, otoyollara karşı çıkmak demekse…
27 yıllık kesintisiz ve muhalefetsiz iktidarında hiçbir yatırım yapmamak demekse…
Haccı-umreyi yasaklamak demekse…
İstiklal Mahkemeleri kanalıyla yargısız infaz yapmak demekse…
Yokluk, kıtlık, yoksulluk, kuyruk, karne demekse…
Parti kapatmak (Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Demokrat Parti) demekse…
“Milli Şef” rejimi kurup her şeyi denetim altına almak demekse…
Medyayı susturmak, Takrir-i Sükûn Kanunu’yla ağızlara kilit vurmak demekse…
“Varlık Vergisi” adı altında azınlıkları ötekileştirmek demekse…
İnsanların inanç, ibadet ve kıyafet özgürlüğüne karışmak demekse…
Ders kitaplarına din aleyhtarlığı sokuşturmak demekse…
Elhak doğrudur, Türkiye’ye demokrasiyi CHP getirdi!

¥
Girmeyeyim bu netameli konulara diyorum ya, kışkırtıyorlar...
Demokrasi kim, CHP kim?..
Kesintisiz ve alternatifsiz iktidar olduğu dönemde (950 öncesi) baskı var, şiddet var, jandarma-polis copu ve tahsildar korkusu var…
Faşizm tutkusu, Nazizm hayranlığı var…
Daha yakın geçmişinizde, darbelere çanak tutmak, 27 Mayıs darbesinden (1960) 27 Nisan e-muhtırasına kadar tüm darbe ve müdahaleleri alkışlamak var…
Şimdilerde ise Silivri’de yargılanan darbecilerle Ergenekoncuları korumak/ kollamak var…
Üniversiteli kızların başını cebren ve hile ile açtırmak için, Hitler’in toplama kamplarından esinlenmiş “ikna odaları” kurmak var (kurucusu Nur Serter CHP milletvekili değil mi?)…
“Kürt milliyetçiliğini bana ‘ilericilik’ ve ‘bağımsızcılık’ diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğerde gördüremezsiniz” (CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler) diyerek eski faşizan alışkanlıklara dönmek var…
Bunları da bırakalım… Biri çıkıp bana söyleyebilir mi acaba, 27 sene süren kesintisiz ve muhalefetsiz iktidarından günümüze ne kaldı?..
CHP’nin Türkiye’de bir dikili ağacı neden yok?..
Neden cumhuriyet döneminin bütün yatırımları “cumhuriyet düşmanı”, “gerici”, yobaz”, “mürteci” olarak tanımlanan başbakanlar tarafından Adnan Menderes, Süleyman Demirel (sonradan ulusalcılaşsa da), Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapıldı? (Aha da Marmaray)…
Şu halde kim cumhuriyete daha fazla hizmet etmiş oluyor? Palavra üretenler mi, icraat yapanlar mı?
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde” (Ziya Paşa).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi