Cemal Nar

Cemal Nar

Kim Neye Güveniyor? 5

Kim Neye Güveniyor? 5

Önceki yazımın sonunda “Aslında benim aklıma başka bir şey takılıyor” dediğim husus şudur: Bu kavgada her iki taraf da acaba neyine güveniyor ve ne bekliyor?

Ak Parti’yi söylemeye gerek yok, halkın % 50’nin desteğine ve iktidarda oluşuna güvendiği malumdur. Üstelik bunun devam edeceği beklentisindedir. Seçimler sonunda vaziyet yine aynısı olursa, devletin bütün imkanlarını kullanarak bu “parelel devlet örgütü”nü bitireceği ve ardından güzel günlerin geleceği inancındadır. Muhtemelen de böyle olacaktır. Şimdilik vaziyet bunu gösteriyor.

Hoca Efendi’ye gelince, acaba o nesine güvendi de bu kavgaya girdi ve sonuçta ne bekliyor?

Ben bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Bu da normaldir aslında. Çünkü onun gücünü ve silahlarını tam bilmiyorum. Ama kaç defa yazdım bunu, bence yanlış yapıyor bu kavgayı başlatmakla. Hem kendisine hem de cemaatine telafisi mümkün olmayacak kadar büyük zararlar ve kayıplar veriyor. Ama en büyük zararı ümmet olarak biz çekiyoruz. Asıl kayıp da bu galiba!

Acaba ona gözlemleri ve duyumları şöyle bir fikir mi veriyor? “ABD, İsrail ve Batı, demokrasi ve hukuk alanındaki sorunlar nedeniyle Başbakan'ı desteklemeyecek, Erdoğan kurtlara kuşlara yem edilecektir, onun yerine kendi hareketi desteklenecektir. Yurt içende de halkın Ak Partiye olan sevgi ve desteği bitirilecektir. Kendisi de yetiştirdiği elemanlar aracılığı ile gelip devleti ele geçirecek.”

Peki, bu Ak Partiye olan sevgi ve destek nasıl bitirilecek ve gelip kendisinin devlete oturması nasıl sağlanacaktır?

Kanaatimize göre üç beklentisi olabilir:

Emniyet ve Yargı'daki görevden almalar, halkın ve memurların hükümete olan sevgi ve desteğini bitirecektir. Bu arada bütün TÜSİAD, sol, Kemalist, laikçi, terörist ve gayr-ı memnun kesimler iş birliğine giderek hükümeti gözden düşüreceklerdir. Belki bu büyük koalisyon tarafından Gezi türü ayaklanmalar başlatılacaktır. Hükümet ya bıkıp usanarak, ya da korkarak istifa edecektir. O zaman 28 Şubattaki gibi bir hükümet kurulacaktır.

Bu olmazsa barış süreci gıdıklanacaktır. Başbakan, Barış Süreci'yle amaçladığı noktaya varamayacak, “vatanı ve şehitleri satan adam” görüntüsü ile kazandığı itibar ve sevgi tam tersine dönecektir.

Bu arada ayyuka çıkan yolsuzluklar Başbakanı çok kötü vuracaktır.

Bu nasıl olacaktır?

M. Fethullah Gülen Hoca “Bir yolsuzluk olduğu muhakkak. Bunu herkes kabul ediyor” dediğine göre demek ki bu konuda elinde çok ciddi ve güçlü belgeler ve dosyalar var. Zaten bunun varlığı da öteden beri konuşulmaktadır. Anlaşılan cemaatin elinde üzerinde “çalışılmış” başka çok dosyalar da var. Eğer bu doğruysa bu iş için yalnız başlarına çalışmadıkları belli. İşin içinde yerli ve yabancı istihbaratlar ve örgütler de var demektir.  Yerli yabancı medya güçlerinin desteği de alınmış gibidir.

Sanırım seçimler sürecinde her gün bir dosya açılacak ve medya yeri göğü inletecek. Gerekirse tıpkı 1977 seçimlerinde olduğu gibi, iktidar partisinden her gün bir çeşit istifalar sağlanacak. Halk bu yolsuzluk iddialarına inandırılacak. Ak Partiden desteğini çekecek. O da iktidarı kaybedince kendini doğru mahkemede bulacak. Hakimler zaten hazır, onları bekliyor iştahla…

Hep “cek, cak”lar üzerine oturan bu plan tutar mı?

Hiç zannetmiyorum.

Peki, bu plan tutarsa ne olur, tutmazsa ne olur? Ülke bundan ne kazanır veya ne kaybeder?

Gelecek yazıya bırakalım isterseniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi