Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

1001 tanık, 1001 sanık!

1001 tanık, 1001 sanık!

Erbil Tuşalp’in bir zamanlar böyle bir dizi kitabı vardı, 12 Eylül’ü anlatan: “12 Eylül Tutanakları: 1000 Tanık”
Ergenekon’da ise 1001 tanık ve 1001 sanık olması gerek..
“İddianamenin eki gelecek” deniyor. Ekinde de sanık sayısı sınırlı olacak.
Deniyor ki, Ergenekon gibi daha 40 tane örgüt var..
Savcılık, tüm Türkiye’den ihbarlar yağdığını söylüyor..
İddianamenin ekinde yer alan belgelerdeki iddiaların her birinin ayrı ayrı soruşturulması, doğru ise sorumlular hakkında davalar açılması gerek.
Bu, savcıların görevi. Birinden talimat almaları da gerekmiyor.
O zaman 1001 sanıklı ve 1001 tanıklı davalara hazır olun..
Henüz birileri, bu işin üzerinin örtüleceğinden emin. Onun için “ser verip, sır vermeme” taraftarı.
Birileri, bu işin üzerine gidilmez, içerdekiler dışarı çıkar ve intikam için hesap sormaya başlarlarsa diye, konuşmaya yanaşmıyor..
Bu işin üzerine ciddiyetle gidileceği ve hesap sorulacağı kanaati çete mensupları tarafından da kabul görecek olursa, örgüt, göreceksiniz, çözülecektir..
İlk duruşmadan sonra bu işin akıbetinin ne olacağı belli olur.
Birileri darbe yoluyla da olsa bu işin üzerini örtse bile, artık internete düşen bu milyonlarca sayfalık belgeleri kimse toplumun zihninden silemez ve bu işin hesabı sorulmadıkça da bu tartışma bitmez..
Gelinen noktanın bir adım ötesi, muvazzaflara dayanıyor. Siyasiler ve bürokratlar, basın mensupları, iş adamları, sözde sanatçılar ve sözde STK aktörlerine dayanıyor.. Akademisyenlere dayanıyor..
Ankara ve İstanbul’daki bazı vakıf üniversitelerini araştırın bakalım, işin içinden neler çıkacak?.
Sabancı suikastının faili gerçekten Koç’un adasında mı saklandı? Bunlar, şuyuu vukuundan beter hadiseler..
Bu kadar iddia, bilgi, belge ortaya döküldükten sonra, hiç kimse bunu toplumun hafızasından silemez ve bu işin üzerini örtenler milletin yüzüne bakamazlar..
Kimi yüksek yargı yöneticilerinin ve bazı baroların, bu olaylar, iddialar karşısındaki sessizlikleri size garip gelmiyor mu? En ufak bir hadisede cübbelerini giyip Anıtkabir’e yürüyenler şimdi neredeler?
Sezer’in sessizliği de ilginç değil mi?
Görünen o ki, birileri bu işi burada lokalize etmeye, çevreye yayılmasını önlemeye çalışıyor.. Ama artık bu mümkün değil.
Ya bu iş bugün, hemen şimdi, sonuna kadar gidilerek sonuçlandırılır ya da 10’larca yıl biz bu konuyu tartışmaya devam ederiz. Birileri, korku ve panik içinde yaşar, tehditler, şantajlar, suikastlar devam eder.
Bu işe madem başlandı, bitirilmeli.
Bu saatten sonra bu kadroları elinizden kaçırırsanız, bunlar yabancı istihbarat örgütleri ve mafiaların kontrolüne girerler..
Bu insanlara da yazık. Aslında bu işin tetikçileri, kuryeleri de bu kanlı ve kirli oyunun birer kurbanı.. Onlara da yazık.
Zaten bu işin bugüne kadar çözülmemesi yanlıştı. İşler bu noktaya geldikten sonra bu işler çözülemezse, herkes için daha vahim sonuçlar doğuracak bir kargaşaya dönüşebilir..
Bu işi tek bir Ergenekon davası ile görmek mümkün değil.
Bu davaya konu olan belgeler ışığında bir çok eski davanın da yeniden açılması gerekir..
Ergenekon davasında o kadar çok yer, olay, insan ismi, kod adı, iddia yer alıyor ki, bunların hepsini bir arada düşünmek pek kolay değil.
Keşke bütün bu iddianame ve ekleri, coğrafi bir tabanda, zaman ve tema koordinatlarında ilişkilendirilebilecek uzamsal bir veritabanı üzerinden hakimlerin istifadesine sunulsa.
Bu, şu anda kamuda yoktur sanırım. Ama zor bir şey de değil.. Kısa sürede bu veritabanı oluşturulabilir ve e-yargı için, benzer çok kabarık dosyaları ve sanıkları olan davalar için doğru karar vermek açısından hakimlere sunulan bir fırsat olur.. Sanıklar da ilişkilendirildikleri konularla ilgili savunma yapmakta zorlanacaklar gibi geliyor bana.
Adaletin doğru tecellisi için bu veritabanının büyük önem taşıdığını düşünüyorum..
Yeni açılması sözkonusu olan ilişkili davalar açısından da savcılığın bu veritabanını kullanması mümkün olabilir..
Bu şekli ile bu dava uzun sürer..
Dava başlayana kadar ek belgelerdeki bilgilerin tartışması bitmeyecek galiba. Dava açıldıktan sonra da zaten ek iddianame ile bir kere daha bu konu yeniden tartışmaya açılacak.
Tek başına Sarıkız olayındaki yer, olay ve isimleri birbiri ile ilişkilendirmek bile oldukça zor bir hadise.
Bakalım bu işin altından nasıl çıkılacak.
Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi