Faruk Köse

Faruk Köse

Papazlar Türkiye’ye rol biçiyor

Papazlar Türkiye’ye rol biçiyor

Fener Rum Ortodoks Kilisesi Patriği Bartholomeus’un “ekümeniklik” iddiasını fikirden fiile geçirdiğini biliyoruz. İstanbul’da bulunan “Fener Rum Patrikhanesi”nin diğer Ortodoks kiliseleri arasında “onursal önceliği” demek olan “ekümenik” kavramı etrafında Fener Patrikhanesi, bütün Ortodoks kiliselerinin birliğini sağlamaya çalışmakta.

Patrikhane ekümeniklik iddiasında en büyük desteği Yunanistan’dan alıyor. Bu yüzden, Yunanistan’ın İstanbul’un bağrındaki hançeri vazifesini eda etmekten bir an bile geri kalmıyor. Kendini dünya Ortodokslarının liderliği makamında gören Patrikhane’nin, bu kapsamda “Bizans’ı canlandırma”ya çalıştığına dair kuşkuya yer olmayan çalışmalarına şahidiz. Bunun yanında, yaptığı satınalmalarla Fener bölgesinde “Vatikan benzeri bir kurtarılmış bölge” oluşturma çalışmaları da sır değil.

Bugünlerde Rum Patriği Bartholomeus’un önderliğinde İstanbul’da yapılan “Papazlar toplantısı”, aslında “Ekümeniklik iddiası”nın bir yansıması niteliğinde. Nitekim tüm dünya Ortodoksları adına yapılan bu toplantıda Papazlar, Fatih Sultan Mehmed’in kendi parasıyla satın alıp “cami” olarak vakfettiği ve fakat “Osmanlı’ya darbe” yaparak deviren M.Kemal’in emriyle müzeye dönüştürülen “Ayasofya”yı kilise ilan ettiler. Burada garip ve acı olan şu: Onlar bu ilanatı yaparken, “Osmanlı’nın torunları” olanlar ülkenin iktidarındaydılar.

Papazlar toplantısından önce “Aya Yorgi Kilisesi”nde bir ayin yapıldı. Dikkat edin, Atina’da bir tek cami bile bırakılmamışken, başta Girit olmak üzere Yunanistan’ın her yanında İslam’ın bütün izleri silinmişken, Batı Trakya’daki müslüman Türklerin İslami ve insani hakları kendilerini medeniyetin zirvesinde gören Avrupa’nın gözleri önünde çiğnenirken, oradaki müslümanlar kendi müftülerini bile seçemezlerken, burada hiçbir baskı ve kısıtlamaya maruz kalmadan açık olan kiliselerinde ayin yapabiliyorlar. Bu hakikati görmezden gelecek kadar da nankörlük içindeki Patrik, ayinden sonra yaptığı konuşmada bakın neler diyor:

“Türk kamuoyunun bir kesiminde Ayasofya’nın camiye çevrilmesi yönünde bir meyil gözlemleniyor. Kilise olarak biz buna karşı durmaktayız. Bizimle beraber böyle bir olasılık karşısında tüm Hıristiyan dünyası mezhep farkı tanımaksızın yekvücut olup tepkisini ortaya koyacaktır.”

Görüyor musunuz? T.C. vatandaşı olan Patrik Bartholomeus, 14 ülkenin Patriği’nin huzurunda, “zulmen müzeye dönüştürülen Ayasofya Camii”ni “Ortodoks ve Helen dünyasının kutsalı” ilan ederek Türkiye’ye açıkça meydan okuyup dünya hıristiyanlarını “T.C.’ye karşı kalkışma”ya çağırıyor da kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Eğer bir “imam” ya da “müftü”, ülkemizdeki bir “İslami hak”kın elde edilmesi ya da savunulması için dünya müslümanlarını T.C.’ye karşı harekete geçmeye çağırsaydı, bir daha gün yüzü görmemecesine içeri alınmaz mıydı? “Hilafet” kaldırılmadan önce Hindistan’dan gel(diği iddia edil)en “iki adet mektup”un nasıl da “kara propaganda” olarak kullanıldığını hatırlarsak, sanırım demek istediğim anlaşılacaktır.

Papazlar toplantısına gelirsek... Toplantının amacı, “Panortodoks Konsili”nin “teolojik ve teknik prosedürleri”ni görüşmek. Dikkat edin, “Panortodoks” kavramı bile “Ekümeniklik” iddiasının bir yansıması. Zira bu kavram ile, “Ortodoks kiliselerini birleştirme hareketi” ifade ediliyor. Yani bütün Ortodoks Kiliseleri, Fener Patrikhanesi etrafında birleşerek, bir “Ortodoks Otoritesi”,  Katoliklerin Vatikan’ı gibi bir “Ortodoks Birliği” oluşturacaklar.

Dikkat edin, bütün bunlar “dünya müslümanlarının birliği”nin sembolü ve “otorite mercii” olan “Hilafet”in Devletin esas niteliğini oluşturan “Laiklik” gereği kaldırıldığı ve hayat hakkı tanınmadığı Türkiye Cumhuriyeti’nde oluyor! Hilafet’e hayat hakkı tanımayan Laik-Kemalist Devlet, Katolik Vatikan’ı devlet olarak tanıyor, İstanbul’un merkezinde, Fener’de ise “Ortodoks Otoritesi”nin doğumuna göz yumuyor!

Konu İslam olunca haşin ve sert yüzünü göstermekten geri durmayan “Devlet Otoritesi” işte böyle “Fener Ortodoks Devleti”ne göz yumarsa olacağı budur; Fatih Kaymakamı’na bağlı sıradan bir Kilise memuru olan Patrik çıkar, “Eğer Ayasofya camiye çevrilirse bütün hıristiyanlar yekvücut olup karşı çıkarız” diye açıkça tehditler savurur.

Burada konumuz, “Papazların ülkemizde toplantı yapması” değil. Ülkemizle hiç alâkası olmayan gruplar bile gelip toplanabilirler, bunda bir sakınca görmüyorum. Tabiî ki Kilisesi ve cemaati bulunan Ortodokslar da toplanabilirler.

Dikkat çekmek istediğim iki husus var: Biri, Hilafet konusu. Diğeri ise, toplanan papazların, aba altından sopa göstererek, aslen “vakıf camii” olan ve müzeye dönüştürülen Ayasofya’nın aslına döndürülmemesi yönünde “Türkiye’ye rol biçme”ye kalkışması...

İşte itirazım buna.

Madem öyle, şimdi buradan bütün “İslami sivil toplum kuruluşları”na, “cemaatler”e ve “şahıslar”a bir “eylem çağrısı”nda bulunuyorum:

Gelin, her Cuma günü seccadelerimizi alıp büyük kitleler halinde Ayasofya’ya girelim ve Cuma namazımızı Ayasofya’da kılalım. Her Cuma, Ayasofya’yı fiilen Cuma Camii’ne dönüştürelim.

Var mısınız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Faruk Köse Arşivi