D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Korkmuyoruz!

Korkmuyoruz!

Dün İstiklâl Marşı’nın TBMM’de milli marş olarak kabul edilişinin 93. yıldönümü idi. Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin bir çok şehrinde bu hatırayı yaşatmak ve büyük şairi Mehmed Âkif’i anmak üzere toplantılar düzenlendi. Ankara’da bu toplantıların değişmez mekânı Taceddin Dergâhı’dır. Mehmet Âkif’in İstiklâl Marşı’nı yazdığı küçük kerpiç Ankara evi, bu sayede yıkımlardan kurtulabilmiştir. Kendisi kurtulduktan başka, çevresindeki yapıların da kurtarılmasına, ihyasına vesile olmuştur.

Burada 35 yıldır yapılan toplantıların başlığı “İstiklâl Marşı’nı yazıldığı yerde okumak”tır. Dün bir defa daha İstiklâl Marşı yazıldığı yerde okundu!

İstiklâl Marşı “Korkma” hitabıyla başlar!

Mehmet Âkif İstiklâl Marşı’ndan önce yazdığı Berlin Hatıraları şiirinde de aynı hitabı kullanmıştır. Mehmet Âkif Berlin’dedir, aklı fikri ise, Çanakkale cephesinde... Çanakkale’nin düşmesi demek İstanbul’un, Osmanlı Devleti’nin başkentinin, Hilafet merkezinin düşman eline geçmesi demektir.

Mehmet Âkif şiirin bir bölümünde aydınların dilinden Çanakkale’de çarpışan askerlerimize seslenir:

Halîfe ordusunun en muazzam evlâdı,

Ki pâk alınları İslâm için son istihkâm.

Hudâ rızâsı için ey mücâhidîn-i kirâm!

Sebâtı kesmeyiniz, çünkü, sâde sizde ümîd;

Dönerseniz ebediyyen söner gider Tevhîd,

Harîm-i Hak yıkılır savletiyle evhâmın.

O elde tuttuğunuz yer hayât-ı İslâm’ın

Yegâne ukdesidir. Yâd ayak basarsa eğer,

Olur meâlimi dînin bir anda zîr ü zeber!

Ümîdi sizde kalan üç yüz elli milyon can

Pâk alınları İslâm için son istihkâm olan Halife ordusunun büyük evlatları sebatı keserse, ric’at ederse, yabancılar İslâmın son yurdunu ele geçirirecek, dinin belirtileri yerle bir olacaktır...

Söz uzar gider ve“Hudâ rızâsı için ric’at etmeyin!..” hitabından sonra işte o “Korkma” cevabı gelir. Bu cevabı veren cephede çarpışan askerlerdir:

-Korkma!

Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;

Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!

Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-i nâmûsun?

Meğer ki harbe giren son nefer şehîd olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa;

Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar,

Taşıp da kaplasa âfâkı bir kızıl sarsar;

Değil mi cephemizin sînesinde îman bir;

Sevinme bir, acı bir, gaaye aynı, vicdan bir;

Değil mi cenge koşan Çerkes’in, Lâz’ın, Türk’ün,

Arab’la, Kürd ile bâkîdir ittihâdı bugün;

Değil mi sînede birdir vuran yürek...Yılmaz!

Cihan yıkılsa, emîn ol, bu cebhe sarsılmaz!

Berlin’de yazılmış olan şiirin altında, 18 Mart 1915 tarihi vardır. Mehmet Akif, 6 yıl sonra bu sefer Ankara’da aynı hitapla İstiklâl Marşı’nı yazar.

Tarihimizin en korkulu günleridir. Bir taraftan Kuva-yı Milliye-Kuva-yı Nizamiye çatışması vardır. Meclis, gayri nizami kuvvetler olan Kuva-yı Seyyare’yi düzenli orduya katma kararı almıştır. Fakat bu öyle kolay uygulanamaz. Öte yandan Yunan kuvvetleri Anadolu içlerine doğru yürümektedir. Tam bu sırada Sevr’i imzalatmaya muvaffak olan, fakat uygulatmaya muvaffak olamayan İngilizler Londra’da Türkiye’ye baskı yapmak için bir konferans toplamıştır...

Mehmet Âkif işte bu şartlarda “korkma” diye başlayan İstiklâl Marşı’nı yazmıştır...

93 yıl sonra, manzarayı karanlık görenlere tavsiyemiz: İstiklâl Marşı’nı okuyun ve korkmayın, üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi