Haber kaynakları “Türkiye’nin Seçimi” dese de, öncesi ve sonrasıyla bu seçim bana göre “Dünyanın Seçimi” olmuştur.

Türkiye’deki bir seçimin dünya ile ne ilgisi var, hele hele mahalli düzeyde yapılan bir seçim dünyanın umurunda mı, diyeceksiniz.

Dün değildi, ama bugün dünyanın umurunda ve büyük de ilgisi var.
***
1977 yılından bu yana yurtdışına gidiş-gelişleri olan ve dünya kamuoyunu az-çok takip eden bir kişi olarak yerel olmasına rağmen bu seçim, dünya ölçeğinde önceki seçimlerden daha çok ilgi ve yankı uyandırmıştır.

Neden mi? 

Kısaca özetleyeyim.

Eskiden “Ortadoğu” denince akla sadece İsrail ve Filistin gelirdi. Dünya basını ve ajanslar Ortadoğu’da hep bu iki ülkeden söz ederlerdi.

Buna bağlı olarak bazen Mısır, bazen de Suudi Arabistan haberlerde öne çıkarılır, ara sıra da İran, Irak ve Suriye gündeme taşınırdı.

Ya Türkiye?

Abartmıyorum, dünya bir yana batılı ülkelerin çoğunda bile Türkiye’nin haritadaki yerini bilen insan sayısı yakın zamana kadar oldukça azdı.

***
Ama şimdilerde Türkiye, dünyanın en çok dikkat çeken ve takip edilen ülkesi haline geldi. Türkiye’siz bir Ortadoğu düşünmek artık mümkün değil.

Geçmişteki tarihi misyonunu hatırlayıp bugün bölgede ve dünyada diplomatik ataklarla sesini yükselten ve İslam ülkelerini uyandıran bir Türkiye ile küresel güçlerin ilgilenmemesi düşünülemez.
 
Yerel seçimlerin hemen sonrasında, İslâm coğrafyasında yaşayan Müslümanların, Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlardaki Türklerin, sanki kendi ülkelerindeki liderleri kazanmış gibi Tayyip Erdoğan’ın başarısını sokaklarda kutlamaları, bu ilginin nereden kaynaklandığını göstermesi bakımından mânidardır.

Başbakan’ın “Balkon Konuşması”nda Türkiye’deki vatandaşlarından ayrı olarak Türk ve İslam dünyasındaki kardeş ve soydaşlarına ayrı bir paragraf açıp özellikle onlara hitap etmesi boşuna değildir.

ABD başta olmak üzere, AB ülkeleri, küresel sermaye, Siyonist, Sosyalist ve marjinal gruplar, faiz lobisi, Pensilvanya ve bunların Türkiye uzantıları ve hatta dünyadaki bilumum Erdoğan karşıtları tek cephe halinde bu seçimlerde aktif rol oynadıkları halde bekledikleri sonuca ulaşamamaları, bu seçimlerin “Türkiye’nin seçimi” değil, “Dünyanın Seçimi” olduğunu haklı kılmaktadır.

Nitekim, Türkiye dışındaki Müslüman coğrafyanın ve Türk dünyasının Türkiye’deki heyecana ortak olması ve Erdoğan’ın başarısını coşkuyla kutlaması da, bunu göstermiştir. 

***
Türkiye Başbakanı şimdi, ülkesi üzerinde oynanan kirli oyunları bir bir bozma girişimlerini sürdürürken, bundan sonra da gelmesi muhtemel kalleşçe salvolara karşı müteyakkız olmalıdır.

Bunu yaparken, aynı zamanda yolsuzluk ve hırsızlık iddialarının üzerine cesaretle giderek halkının kendisine verdiği güveni daha da sağlamlaştırmalıdır.