Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Ergenekon: Endişe ve umut

Ergenekon: Endişe ve umut

Ergenekon davasının sonucu ne olacak? Bu soru bile Türkiye'nin geleceğine dair umut ve endişeleri tek başına anlatmaya yeter.

çünkü, Ergenekon davasının sonucunda, ya bir şer şebekesi hükmünü devam ettirecek, ya da gerçeklerin Türkiye'sine kavuşacağız.

Karşımızda adeta bir ahtapot var. Bu ahtapot kaç kollu bilemiyoruz. Her gün yeni belgelerle, hiç umulmadık yerlerde kolları çıkıyor. Ekimde başlayacak dava, demokratikleşmenin koruması altında sağlıklı götürülebilirse, hiç tahmin etmediğimiz insanları, bu işin içinde görebiliriz.

Ergenekon davası, elimizden gitmekte olan ülkemizi tekrar asli sahiplerine verebilir. Bu ülkenin asli sahipleri, sıradan vatandaşlarıdır. Kendi işinde, gücünde, ülkesinde huzur, barış ve adalet içinde umutlu yaşamak isteyen dürüst insanlardır. İddiasız, hesapsız, sadece inandıkları gibi yaşamak isteyen insanlar... Yaşam tarzları farklı, inançları farklı, görüşleri, düşünceleri farklı ama bu farklılıktan, düşmanlık üretmeyen, birlikte yaşamak isteyen insanlar... Ergenekonculara bir bakınız. İnsan tiplerine bir bakınız. önce bunlar çok rahat cinayet işleyen, cinayet işleten tipler. Birilerini sevmiyorlar, yetmiyor; onları düşman ve hain ilan ediyorlar. O da yetmiyor, bu düşmanların ortadan kaldırılmasını istiyorlar. Sadece kendileri gibi düşünenlerle oturup kalkıyorlar. Aralarında bir hiyerarşi oluşturuyorlar. Her katman, kendisini karar verici ve uygulayıcı zannediyor. Kendi âlemlerinin kralı oluyorlar.

En önemli özellikleri, şefkat ve merhametleri hiç yok. Kinleri biriktikçe, daha çok düşman üretiyorlar. Daha çok düşman, ortadan kaldırılacak daha çok insan demek. Bunun için ise yönetimi ele geçirmeleri gerekiyor. Tek yol biliyorlar: Kaos, kargaşa ve isyan çıkartarak, Silahlı Kuvvetler'in, ülke yönetimine el koymasını sağlamak. Ardından, düşman ilan ettiklerini tasfiye, yok etmek, etkisiz kılmak suretiyle otoriter ve içine kapalı bir Türkiye'yi yapılandırmak. Bin yıl iktidarda kalmak... (Hatırlayınız, bir emekli genelkurmay başkanı, "28 Şubat bin yıl sürecek." demişti.)

İşte bunun için ülkenin gazetecilerini, yazarlarını, akademisyenlerini faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldırıyorlar. Düşman kamplar oluşturmak için bu cinayetleri "dinci"lerin üzerine yıkıyorlar. Polis kayıtları ve MİT belgeleri ile oynuyor, belli medya elemanları ile bunları servis ediyorlar. Kamuoyunu yanıltıyor, masum insanları boy hedefi haline getiriyorlar.

Ergenekon, bugün büyük bir şer şebekesidir. Acımasız, merhametsiz, kan dökmekten hiç çekinmeyen bir şebeke bu.

Ergenekon davasını hafife alanlar, sulandırmak isteyenler, hedef saptırmaya çalışanlar, sonunda çok utanacaklar ve çok zor durumda kalacaklar. Bu dava ile Türkiye, geriye dönülmez bir yola girmiştir. Yeni Türkiye'nin geleceği Ergenekon davası ile belirlenecektir. Bu kolay olmayacaktır. Ergenekon'un hâlâ devlet içinde vazife yapan elemanları direnecektir. Yeni provokasyonlar olacaktır. Kolay değil, yüz yıllık, yüz elli yıllık bir ezber bozulacaktır.

Ergenekon'un içinde yabancı servisler var. Gizli mahfiller, lobiler var. Ergenekon'un asıl çehresi "gayri milli"dir. Hedef; milli unsurların; milli irade yolu ile Türkiye'nin yarınlarını belirlemesinin önüne geçmektir. Hedef; demokrasi ile İslam'ı, 21. yüzyılda birlikte götürebilen, yaşatabilen bir örneği, doğduğu yerde bitirmektir. çünkü bu örnek, kendini dünyanın efendisi görenlerin, jandarmalık edenlerin hayallerini, planlarını bitirir. Savaşsız bir dünyayı, silah tüccarları ister mi? Ahlaklı bir dünyayı, insan tacirleri, uyuşturucu baronları ister mi? Huzurlu, barış dolu bir dünyayı, kin ve nefretle dolu zalimler ister mi?

Ergenekon davası, sadece Türkiye için değil, insanlık için, dünya barışı için bir çıkıştır. Bu davanın sonucuna dair endişelerimiz var ama, umutlarımız daha fazla...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi