Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Hoocaaefendi, dinle bu fendi!

Hoocaaefendi, dinle bu fendi!

Ne oldu şimdi.. Evet, bunlar ciddi ciddi AK Parti’nin %30 oy alacağını düşünüyorlardı. Hatta %30’un altına düşseydi, topyekun saldırıya geçeceklerdi..

Sahi AK Parti bu oyu nereden aldı: Nasıl bir ülkedeyiz; çözülmeyecek.. “Geziciler” vermedi. “Çarşı ve diğer taraftar grupları” vermedi. “Malum cemaat” vermedi. “Twitter cemaati” vermedi. “Tape izleyenler” vermedi. “17 Aralık sazanları” vermedi. “Ulusal güvenlik düşmanları” vermedi. “Birleşen muhalefet” vermedi. “Sağın yetmezcileri” de vermedi. Peki kim verdi bu oyu!

Her şeyi derinlerde arıyoruz ya, “derin millet” verdi herhalde..

Akıl, vicdan sahipleri vermiş olmalı. Yoksa herhalde, melekler, cinler gelip oy kullanmadılar..

Birileri çıkıp bir Tv’de, şecaat arz etmiş ve “kutuplaşma olmasaydı %60 alırlardı” demiş. Yani cemaatin çabası ile AK Parti %45’e gerilemiş. Cemaat olmadan bir şey olmuyor ya bu memlekette!. Onlar kaybeden tarafta olamazlar.. Başarıları görülmüyor. O başarıyı, milletvekili seçimlerinde görecekler.. O zaman da herhalde “Biz olmasak %75 alırlardı” diyecekler! Eğer gerçekten AK Parti %60 oy alacaktı da, bunu %45’e çeken irade sizin iradeniz ise, siz kimsiniz ve ne yapmak istiyorsunuz, bu gücünüzün arkasında kim var? AK Parti’ye zarar veren bir güç, kendi yandaşları için neden, nasıl bu desteği sağlayamıyor?

SP’lilerin bir kısmı cemaate, bir kısmı AK Parti’ye gitti. En azından İstanbul büyükşehirde durum böyle.. 2009’da %4.9 oy alırken şimdi 1.4’e düşmesinin bir açıklaması olması gerek.. MHP de öyle.. MHP’nin oyu belli. MHP cemaatten oy almış; MHP özellikle Ankara’da CHP’ye vermiş. CHP, MHP’li birini aday gösterdi ya!

“Erdali” twitter’da soruyor: “2009’da cemaat desteği ile %38 oy alan AK Parti nasıl oluyor da cemaatsiz %46 oy alıyor?” Bu hesaba göre cemaatin oyu eksi 8 çıkıyor.. Toplayın, çıkartın, bölün, çarpın, bu hesabın içinden çıkamazsınız.. Çünki bu piyasada kim kimdir belli değildi..

Twitter’daki en güzel yorum, F. Say’a aitti: “Arkadaşlar panik yapmayın. Sabır. Viskinizi koyun, Samanyolu Tv izleyin. Biraz avangard bir durum olsa da.”

Samanyolu o gün CHP’lilerin, Sarıgül’ün umut ve teselli kaynağı oldu!

Hocaefendi bu seçimi niçin kaybetti, nerede yanlış yaptı? Bence bunun 40 sebebi var.. Yanlış hesap yaptılar, hayal dünyasında yüzüyorlardı.. Kendi yalanlarına hem kendileri inandı, hem de başkalarını inandırdılar.. Şimdi de diyorlar ki: “İktidar %45 aldı! Evet de karşısında %55 var!”

Doğru. Peki CHP’nin karşısında yüzde kaç var, MHP’nin karşısında yüzde kaç var.. Ya hu AK Parti dışındaki partilerin %1’in altında kaldığı bir sürü il var.. Kendi yenilgilerine, çaresizliklerine bir bahane bulmaları gerek, onun için çabalıyorlar.. Herkes seçimden başarılı çıktığını söylüyor. Peki hepsi kazandı ise, kaybeden kim kardeşim!

1-Önce sen bir “cemaat” misin, camia mı, siyasi bir parti mi, ticari bir işletme mi? Nesin sen!

2-MİT’le derdin ne, hükümetle, polisle ne hesabın var? Dışişlerini niçin, kim adına dinledin?

3-Yolsuzluklardan, kayıtdışı paralardan bu kadar rahatsızsan bugüne kadar neredeydin? O bankanın sermayesini nereden ve nasıl buldun? Kendi çevrende o kadar yolsuzluk varken, cemaat kaynaklarının finansal işlemleri hep kayıtdışı yürütülürken, kendi gözündeki merteği unutup, başkasının gözünde çöp aramanın manası ne?!

4-Neden, herkese hoşgörü, diyalog çağrısı yaparken, diğer İslami grublara, hatta içinden geldiğini iddia ettiğin Risale-i Nur grublarına karşı bu kadar yabancı, diyalogdan uzak durdun..

5-Herkes Türkiye’ye dönerken, sen niye hâlâ Pensilvenya’dasın.. O beddua neyin nesi idi!

6-Dershaneler kapatılmayacaktı, okula dönüştürülecekti, neden gerçekleri çarpıtarak, bu işi iktidara karşı bir meydan savaşına döndürdünüz..

7-Koç’la bu yakınlaşmanın asıl sebebi neydi. Malum sermaye grubları ile bir anda kurulan bu samimi  ilişkinin arkasındaki sebeb neydi?

8-Fetullahizm nasıl bir din? Nasıl bir İslam bu böyle.. Cebrail’le tanışmadan… Haşa Allah (cc)’la görüşmeler. Peygamberin okulları ziyaret etmesi, Türkçe olimpiyatlarına gelmesi.. (Haşa) Hz. Meryem’le ilişkisi.. Ve daha neler neler..

9-Bu İran düşmanlığı nereden geliyor.. İsrail’e, Vatikan’a, ABD’ye, İngiltere’ye, batılı ülkelere laf etmiyorsunuz! Hükümeti İran’la ilişkilendiriyorsunuz.. Yetmiyor, mut’a nikahını dilinize taktınız. Bu iş Sünnilerin klasik nikahı ile olmuyor mu? Ya da mut’a ya da nikaha gerek duymadan bu ahlaksızlığı yapanlar konusunda neden sesiniz çıkmıyor.. Hem İran’a bu kadar karşı olup, hem İran’da birtakım Şiilerin yaygın olarak kullandıkları, esasen hayati tehlike karşısında zalimlere ve kafirlere karşı yapılmasına izin verilen takiyyeyi siz nasıl bu kadar yaygın bir şekilde diğer Müslüman kardeşlerinize karşı yapabiliyorsunuz? Sahi yargıda işiniz ne, savcılıklar, mübaşirler, gardiyanlarla ne işiniz vardı!

10-İHH’ya neden bu kadar düşmansınız.. Mavi Marmara konusunda İsrail’e karşı gösterdiğiniz anlayışı ya da 28 Şubat’ta Çevik Bir’e karşı gösterdiğiniz anlayışı o gün Erbakan’a, bugün Erdoğan hükümetine karşı niçin göstermiyorsunuz? Ecevit’e, Kasım Gülek’e, Koç’a gösterdiğiniz hoşgörüden Erdoğan’a hiç yok mu?

11-Sahi, o üniversite, işe giriş sınavlarının sorularının cevaplarını çalıp kendi adamlarına servis edenler, kendi adamlarına her ay bir sertifika vererek, takdirname verip, önündeki kişilere arkası arkasına düşük sicil vererek kendi adamlarını önlerindekinin önüne geçirenler, teşvikleri ve ihaleleri kendi adamlarına verenler kimlerdi?

12-Derin devlet diye, derin devletin içindeki; paralel yapının derin yapıya entegre edilmesine karşı çıkan unsurlar mı tasfiye edilecekti yoksa! Bu şekilde yeşil sermaye ve ılımlı İslamcıları, paralel yapı üzerinden derin yapıya entegre etmek sureti ile derin devleti yeniden yapılandırarak tahkim etmek isteyenler kimlerdi..

13-Diğer ülkelerdeki okullar bir istihbarat ağı ve yeni bir din algısı, yaşam tarzı için bir misyoner okuluna mı dönüştürülecekti yoksa!

Neyse daha birçok soru sıralanabilir, ama şimdilik bu kadar. Zaten yakında dosyalar savcılığa intikal ettiğinde yüzlerce sorunun cevabını önce savcılar arayacak. Cemaatin hesap sormaya kalktığı konulardan, kendisinin hesap vermesi gereken o kadar çok konu başlığı var ki! Hele şu Halk Bankası olayı!. Yolsuzluklardan hesap soracaksan, Sarıgül’le nasıl iş tutarsın!? Bu ne perhiz, bu nasıl bir lahana turşusu mirim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
23 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi