Cemal Nar

Cemal Nar

Yolsuzluk Şimdi Acil Konudur

Yolsuzluk Şimdi Acil Konudur

Yerel seçimleri atlattık. Önümüzde daha iki seçim var ama, hükümet bunları beklemeden, çok nazik bir konunun üstüne hemen şimdi çok acil olarak gitmelidir.

Nedir mi bu acil mesele?

Yönetimin de içinde olduğu iddia edilen yolsuzluk meselesi.

Muhalefet meydanlarda bundan başka bir konu konuşabildi mi?

Hayır.

Üstelik meydanlarda halk, kendini yöneten idarecilere “hırsız” diye bağırdı. Bu bizim sosyal terbiyemize ters düştüğü gibi devlet geleneğimize de aykırıdır. İtibarı olmayan devlet, halkı yönetemez. Devlet saygınlık ister.

O yüzden hükümet acilen bu konunun üstüne gitmeli ve varsa yolsuzluk yapanları, yoksa devleti iftira ile yıpratanları hukuk önünde teşhir ve tecziye etmelidir. Bu nazik ve hassas konunun daha fazla ertelenir bir yanı kalmamıştır.

Hiç şüphesiz bir devlet başkanından ve tüm yöneticilerden beklenen öncelikli vazife ve sorumluluklardan birisi de devlet malını korumaktır. Biz bu noktada artık emin ve güven içinde olmak istiyoruz.

Devletin malı aslında bizim, yani milletin malıdır. İdarecilerin elinde emanettir.  Ona ihanet, millete ihanettir öncelikle. Sonra da Allah Teâlâ’ya ihanettir. İnanıyorsa tabii. Ama laik devletlerde bu yönetici ve hesap şekli bir şey ifade etmeyebilir. Bu da onların eksik, zayıf, fakir, güçsüz yanlarıdır. Zira aslında en büyük müeyyideyi, yaptırıcı gücü zayi etmişlerdir. Çekeceklerdir cezalarını elbette. inkar kimsenin yanına kâr kalmaz…

Her neyse, bütün sorumlu idareciler ve atadıkları memurları gelir ve giderleri hakkaniyet ölçülerinde toplayıp dağıtmak, kamu mallarını şahsî çıkarlar için kullanmamak, israf ile saçıp savurmamak, kör kuruşun bile hesabını iyi yapmak, zaman ve zemininde de sorulduğunda bu hesabı iyi vermek durumundadırlar.

İslam devletinde “Beytü'l mal” da denilen devlet hazinesi ve İslâm topluluğuna ait bütün mallar, idareciler elinde bir emanettir. Allah'ın ve halkın emanetidir. Bu konuda yapılacak bir ihanet, kuşkusuz, Allah Trala'ya, Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’a ve bütün insanlığa karşı yapılmış bir hainliktir.

İslam, kanun dışı bir geliri kabul etmediği gibi, yasal olmayan bir harcamayı da yasaklar.

Krallık, padişahlık, diktatörlük gibi devletlerde kamu hazinesi, idarecilerin özel malları gibi kabul edilmiş olduğu için, ne yazıktır ki, asıl kaynak olan milletin vergileri alınırken de, harcanırken de zulmedilmiş, israf edilmiş, talan edilmiştir.

Laik demokrasiler dahil, Allah Teâlâ’nın kanunlarına ve Ahirete inancına sahip olmayan insanların ve sistemlerin oluşturduğu ortamlarda, böyle bir zulmün önüne geçmek imkansız gibidir. Çok büyük denetim kurumları oluşturulsa da, yasal kılıflar uydurularak, halkın malları haksız olarak ellerinden alınmış, adaletsiz ve ölçüsüz harcanmış, şahsî çıkarlar için kullanılmış, yağmalanmıştır.

Çünkü ortada insan sorunu vardır her şeyden önce. İnsanın da en büyük sorunu, Allah Teâlâ’nın gerçek iradesini bilememe veya bilse de tanımama sorunudur.

Biz bugün laik bir sistemde yaşamak bahtsızlığında kalmış olsak da, genlerimizde hala dinimizin kanunlarına bağlı kalmak gibi bir değer vardır ve bu değer bedenimizde dolaşarak bizi besleyen kan gibidir. Bu kanın temiz tutulması, en büyük milli iradedir. Bunun icap ettiren gerekçeler de vardır elbette.

Bunları da yazacağız, ama gelecek yazıda inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi