D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Eskişehir bozgunu!

Eskişehir bozgunu!

Seçim bozgunundan söz etmiyoruz. Fakat sözünü edeceğimiz konuda başarılı olunsa idi, seçimin sonucu da farklı olabilirdi...

Malûm, bir ülkede tek başkent olur. Fakat ülkenin bazı şehirleri bir takım vesilelerle, sebeplerle “başkent” ilan edilebiliyor.

Mesela 2010’da İstanbul “Avrupa Kültür Başkenti” idi...

Elhak, İstanbul Türkiye’nin siyasi başkenti olmasa da, bir çok alanda başkentlik iddia edebilir. Mesela, ekonomide, kültürde...

Avrupa Birliği her yıl bir tane, son senelerde daha fazla şehri “kültür başkenti” ilan ediyor. Seçilen şehrin kültürel hayatını ve kültürel gelişimini sergilemesi için böylece bir fırsat oluşturuluyor.

İstanbul bu fırsatı iyi değerlendirdi. Çok sayıda faaliyet yapıldı, bazı kalıcı eserler ortaya konuldu, bir hayli kitap yayınlandı…

Türkiye’de henüz hiç bir şehir İslâm Kültür Başkenti ilan edilmedi.  İslâm Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (ISESCO) böyle bir seçim yapıyor. Benim hatırımda Necef, Bakü ve Halep kalmış..

Gelelim Türk Dünyası Kültür Başkenti’ne…

2010 yılında İstanbul’da düzenlenen “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 10. Zirve Toplantısı” sırasında her yıl bir şehrin “Türk Dünyası Kültür Başkenti” ilan edilmesi oy birliği ile kabul edildi. İlk seçilen şehir, Kazakistan’ın yeni başkenti Astana. 2012 Astana’nın yılı idi. Astana’da bir hayli göz doldurucu faaliyet yapıldı. Ardından Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi. Aslında bu Eskişehir için bulunmaz bir fırsat. Bilhassa kendini tanıma ve tanıtma açısından.

Tabii ilân etmek yetmiyor… İçini doldurmak gerekiyor…

Böyle zamanlarda iki karar süreci vardır. Birincisi bürokratik. Böyle bir faaliyet bürokratik yapılarla ve kafa ile asla yapılamaz…

İkincisi, bürokratik müdahaleyi en aza indirip işi bilenlerin süreç üzerinde etkili olması.

Eskişehir’de bunun hiçbir şekilde yapılamadığı kesin.

Türk dünyası ile ilgili kim ne yapıyor?

Bunun araştırmasının bile yapılmadığı, dökümünün dahi çıkarılmadığı ortada. Örneği yakından verelim, inandırıcı olsun. Türkiye Yazarlar Birliği 1992 yılından beri, Türk dünyasına yönelik çok sayıda faaliyet gerçekleştirdi.

Bir tanesinden söz edeceğiz: Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni 1992’de Bursa’da başlatıldı, ardından Almatı (Kazakistan), Aşgabad (Türkmenistan), Girne (Kıbrıs), Strazburg (Fransa), Akmescid (Kırım), Üsküp (Makedonya), Bakü (Azerbaycan), Prizren (Kosova) ve nihayet geçen sene Bişkek (Kırgızistan)’de yapıldı. Her defasında 25 kadar ülke ve bölgeden şairlerin, edebiyat ve ilim adamlarının katıldığı böyle bir organizasyon yapan başka bir kuruluş varsa, söyleyin biz de bilelim.

Türkiye Yazarlar Birliği, Türk dünyası Kültür Başkenti uygulamasının hiç bir kademesinde ve sürecinde yok!

Neyse “olmasa da olur, önemli olan organizasyonun başarılı olmasıdır”, denilebilir. Biz de öyle düşündük. Fakat ortada başarı sayılabilecek görünür işler de yok!

Yok efendim “Türk dünyası alışveriş günleri” imiş!

Dramı komediye çevirmek diye buna denir.

Ne sıradan vatandaşın ne de konunun taraflarının ilgisini çekmeyen bir sürü sıradan faaliyet. Elbette içlerinde bir iki tane ele geleni vardır.

Yıl bugünlerde bitti. Bir yıl, büyük paralar harcanarak (çarçur edilerek) heba edildi.

Bakın alâkasız işlerden birine: Birden ve aniden Türk Dili Konuşan Ülkeler Yazarlar Birliği diye bir kuruluşa vücut verildiği ilan edildi. Kim ilan etti? Haberlere bakılırsa, Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin kıdemli başkanı, Türkiye’den temsil gücü olmayan bir dernek ve Kırgızistan’dan fazla bilinmeyen bir kuruluşun yöneticisi. Ha bir de vali bey!

Her şeyi anladık da, valinin bu dernekleşmedeki rolünü anlayamadık!

Valilik, faaliyetler sona ermeden bir de dünya dilleri konuşan yazarlar birliği kursa da memleketimiz böyle mühim bir kurumdan mahrum kalmasa!

Ha sırada, Türk dünyası STK’ları toplantısı var.

Arkadaşlar lütfen ciddi olalım! Türk dünyasında sivil toplum kuruluşu nerelerde bulunur?

Türkiye’yi bir kenara bırakalım. Beş cumhuriyetten Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’da kısmen vardır. Ya Özbekistan ve Türkmenistan’da?

Bir şehri Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan etmek kolay. Asıl zor olan o şehri ciddiyetin başkenti yapmak!

Gelelim baştaki konuya: Şehir sizin ciddiyetinizi görmezse, elbette seçimini ona göre yapar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi