Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Kocaeli Gazi Akçakoca Tarih Sempozyumunun Ardından

Kocaeli Gazi Akçakoca Tarih Sempozyumunun Ardından

Divan şiirinin sahikalarından Nedim, İstanbul’u anlatırken, “Bir rengine yekpare acem mülkü fedadır” diyerek ona verdiği değeri anlatır. İstanbul, bizim için Fatih Sultan Mehmed Han’dır, Kanuni Sultan Süleyman’dır, Yavuz Sultan Selim’dir. Aynı zamanda fethin sembolü Ayasofya’dır, Süleymaniye’dir, Sultanahmed Camii’dir. İmparatorluğun kalbinin attığı Topkapı Sarayı’dır, Yahya Efendi Dergahı’dır, Özbekler Tekkesi’dir, Mihrimah Sultan Camii’dir, Atik Valide Camii’dir, Fatih Camii’dir, Edirnekapı Camii’dir, Yavuz Sultan Selim Camii’dir, Yeni Camii’dir.

İşte şu anda dağıldığı 3 kıtadaki topraklarında 45 devletin kurulduğu bir imparatorluğun kalbine girerken, bizi ilk karşılayan ve denizi ilk gördüğümüz Kocaeli (İzmit).

Bu şehir, sizi karşılayıp, “İstanbul’a imparatorluğun kadim şehrine hoş geldiniz!” derken, bacalarından duman tüten fabrikalarına bakıp yanlış bir kanıya varmayınız lütfen. Bu şehir. Osmanlı’nın uçbeylerinin Bizans tekfurlarını dize getirip, İstanbul’un fethine zemin hazırlayan koçyiğitler diyarı Kocaeli’dir! Yani İstanbul, önce Kocaeli’den fethedilmiştir. Bu tarihi hakikatin farkındalığını tüm Türkiye’ye ve insanlığa anlatmak için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Gazi Akçakoca ve Kocaeli Tarih Sempozyumundayız. Büyükşehrin başarılı belediye başkanı İbrahim Karaosmanoğlu kürsüde açış konuşmasını yapıyor, bu konuşmayı sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Sözlerime Cemil Meriç’ten bir alıntı ile başlamak istiyorum.

“Mazinin mefâhirini (iftihar edilecek şeylerini) yaşatmak,

bir millete yapılacak en büyük hizmettir” diyor üstat.

Mazi ile bağımız olacak ki, âtimiz olabilsin.

Zira mazisi olmayanın âtisi de olmaz!

Ecdadını unutanlar, kaynaksız ırmağa, köksüz ağaca benzerler.    

Bir medeniyetin kökü ne kadar sağlamsa,  kaynağı ne kadar güçlüyse; o medeniyet, o kadar uzun ömürlü olur.

Bu noktada bize düşen görev, köklerimizle bağımızı güçlendirmektir.

Anadolu’daki bin yıllık tarihimiz, bin yıl daha devam etsin istiyorsak,

İnsanımız medeniyet çınarımızın altında binlerce yıl daha barış içinde,

huzur içinde yaşasın istiyorsak, köklerimizle olan bağımızı güçlendirmek için var gücümüzle çalışmalıyız.

Değerli dostlarım,

2071’de Malazgirt Zaferi’nin 1000’inci yılını kutlayacağız.
Onun evveli de 10 bin sene öncesine uzanıyor.
Söylemesi çok kolay.
Keşke idrak etmesi de kolay olsa.

Bu bizlere ayan beyan, çok kıymetli bir mirastır.
Medeniyetimizi ve onu inşa edenleri anlamak, anlatmak
ve tanıtmak, bir vazifedir.

Geçmişte yakaladığımız medeniyet seviyesine sadece biz değil,
Bütün dünya hâlâ imrenerek bakıyor.

Türkiye bugün, O yüksek medeniyetin yeniden şahlanması için

atağa kalkmış durumda.
İnşallah 2071’e gelindiğinde,
Dünya yeniden çınarımızın gölgesinde serinliyor olacak.
Buna yürekten inanıyorum.
Cumhuriyetimizin 100’üncü;
Malazgirt’in 1000’inci yılı yaklaşırken,
Tarihinde ilk defa Cumhurbaşkanını kendi oyu ile seçecek olan milletimiz,
sağlam iradeyle, kendi iradesiyle yola emin adımlarla devam edecek.

Tarihe daima güçlü devletlerle mühür vurmuş olan bu millet,
Bu kudreti; evvela Hak’tan,
Sonra da eşsiz medeniyetinden ve kültüründen alıyor.

Ecdadımız, gittiği yerlere sadece köprü, medrese, han, hamam, çeşme götürmedi.
Tohumları sadece toprağa serpmedi.
Gönüllere de serpti.
Fethe; kalelerden değil, kalplerden başladı.
O ulu çınarın tohumlarını ekenlerden biri de Gazi Akçakoca idi.

Karamürsel Alp, Konur Alp, Abdurrahman Gazi, Samsa Çavuş…
Ve tarihe sığamayan nice kahramanlar,
Bu topraklara koca bir tarih sığdırdılar.

Kocaeli’nin günümüz Türkiye’sindeki önemini,
Ben biraz da bu gözle okumaya çalışıyorum.
Bu coğrafya, bu topraklar, bu şehir, bu yöre…
Adeta bir duanın besmelesidir.

Beylikten, Devlet-i Âli’ye giden yolun ilk adımları burada atılmıştır.

Selimiye’yi anlamak için,
Buradaki kıl çadırların düşünü anlamak lazım gelir, diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, 
Osman Gazi’ye silah arkadaşı,
Orhan Gazi’ye lala olmuş büyük bir isimden bahsediyoruz.
Kocaeli’nin manevi sahibi Akça Koca ve diğer Alpler, Erenler...
Bu çekirdek kadro, Ulu çınarın henüz fidan olduğu bir dönemde,
Fetihten fethe koştular, büyük zaferler kazandılar.

Ruhları şad olsun.
Dilerim ki bizlerden de hoşnut olsunlar.

Tarihimizle yeniden barışmak ve millî hafızamızı tazelemek

Amacıyla düzenlediğimiz bu çalışmalarımızı

Karamürsel Alp,

Konur Alp,

Turgut Alp,

Samsa Çavuş ile sürdürecek;

Kurtuluş Savaşımızın destanlaşan kahramanları

Yahya Kaptan’a, Kara Fatma’ya ve diğerlerine kadar getireceğiz inşaallah…

Böylece tarihi ile barışık, tarihi ile buluşan ve

onu objektif olarak değerlendiren bir nesil yetiştireceğiz…

Bugün, bunun için buradayız.
Onları layıkıyla anlatmayı, tanıtmayı istiyoruz.

Değerli dostlarım,  

Tarihi ve kültürel mirasımıza hassasiyetimiz bundan ibaret değil.

Diğer yandan mimari eserlerimize de sahip çıkıyoruz.

Biz büyükşehir olarak
tarihi mirasımızı ihya etmek için ilk günden bu yana büyük bir gayretle çalışıyoruz.
Göreve geldiğimizde 1923’ten beri Kocaeli’de sadece 17 eserin restore edilmiş olduğunu tespit ettik.

Bu çok büyük bir eksiklik, tarihimize ve kültürümüze karşı yapılmış çok büyük bir ihmaldi.

Hemen kollarımızı sıvadık, çalışmaya başladık.

kaderine terk edilmiş, yıkılmaya yüz tutmuş Sırrı Paşa Konağı’nı

Portakal Hafız Mescidi’ni,

Osman Hamdi Bey Evi’ni,

İzmit’le özdeşleşmiş Saat Kulesi’ni,

Hülasa 10 yılda 65 eseri ihya ettik.

Tarihi Kentler Birliği’nden Uygulama Ödülü aldık.

Şimdi de Gazi Akça Koca’nın türbesini ve etrafını kendisine yakışır bir

Şekilde restore etmek için hızlı bir çalışma başlattık.

Değerli misafirler,
Pek çok üniversiteden kıymetli tarihçiler aramızda.
Yaptıkları çalışmalarla geçmişe ışık tutacaklar.
Bize Kocaeli’mizi ve abidevî şahsiyetlerimizi anlatacaklar.

Sempozyumun, tebliğlerin ufkumuzu açacağına yürekten inanıyorum.

Kocaeli Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi,
Bu sempozyum için çok gayret etti.
Her iki kuruma ve emeği geçenlere teşekkür ederim.
Bu yıl Akça Koca Tarih Ödülü’nün ilki verilecek.

Yapmış olduğu titiz çalışmalarla kültür mirasımıza son derece değerli katkılar sağlayan

Aynı zamanda bir Kocaelili olan Ahmet Nezih Galitekin Beyefendi’ye

çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor, kendisini tebrik ediyorum.

Değerli konuklar,

Bugün Akça Koca Anı Evi’nin de açılışını yapacağız.

Anı evinde Kocaeli’nin 3 dönemi tanıtılacak.

Akça Koca ve Osmanlı Döneminde Kocaeli,

Millî Mücadele döneminde Kocaeli ve

Cumhuriyet dönemine ilişkin muhtelif sergiler anı evimizde

Ziyaretçilerimizle buluşacak.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları da
Kıl Çadırların Düşü isimli tiyatro oyunuyla bu kültür hamlesine katkı sağladı.

Emeklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyor,

Bu akşam yapılacak olan gala gösterimine hepinizi davet ediyorum...

“Bu yıl, çoluk çocuk nereye gitsek?” diye düşünen ailelere tavsiyem, doooğru Kocaeli (İzmit). Gözlerinizi kapatın, fabrikaları görmeyin, (ki onlar da lazım) bu şehir bir tarih ve kültür şehri. Tarihi eserleri ve yapılarını görmekten büyük keyif alacaksınız. Ayrıca insanlarımızdaki bu şehir için “sanayi şehri” değil, “tarih ve kültür şehri” algısını yerleştirmek için belediye ve valiliğe çok önemli bir görev düştüğünün de altını çizmeliyim.

Haydi, Kocaeli’ne!

Orada size hizmet için bekleyen güler yüzlü bir kadro olduğunu hatırdan çıkarmayın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi