M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Her An Sınav Veriyorsun

Her An Sınav Veriyorsun

Her an, her dakika, her saat, her gün, her ay, her sene ve bütün bir ömür boyu imtihan edildiğini hiç unutma. Unutursan zararlı çıkan sen olursun.

İki kâtibin var, yazıp dururlar yaptıklarını. Sen kendini başıboş mu sanıyorsun?

İyiliklerini, hayırlı işlerini yazarlar; sakın onları sildirecek kötülükler yapma.

Önce zarar hanene yazılacaklara bakalım:

Yalan söylemek, halkı aldatmak… İftira ve gıybet etmek… Laf getirip götürüp insanları birbirine düşman etmek… Hiç duymadın mı, nemmamlık derler buna.

İçinde nefs-i emmâre denilen büyük bir düşman vardır, ona her uyduğunda kaybedersin.

Yine, sana mahsus bir şeytan vardır, ona uyduğunda da kaybedersin.

Şeytan kaba sofuları, ucuz dindarları şöyle kandırır:

Namaz mı kıldın, İblis’in sana: “Sofum, ne iyi ettin de şu namazı kıldın, hezar ahsente sana…” der. Sen gurura ve ‘ucba kapılıp “Hakkın var Şeytan bey, doğru söyledin be!..” dersen belânı bulursun.

Peki ne diyeceksin Şeytanına:

“Yıkıl git be mel’un!.. Ben Rabbime layık namaz mı kılabiliyorum?..”

Şu, lüks mü lüks, pahalı mı pahalı, gösterişli mi gösterişli, israflı mı israflı otomobiline binen Firavun ikinci Amnofis kılıklı herif bu oto yüzünden imtihanı kaybeder.

Beriki, “Yiyiniz içiniz lakin israf etmeyiniz” mealindeki ayetteki yasağı her gün çiğneyerek imtihanı yitirir.

Kimisi emanetlere hıyanet ederek… Emanet ne demek?... İşler, vazifeler, memuriyetler, makamlar, mevkiler, başkanlıklar, hizmetler…

Yaz geliyor, karıncalar yuvalarından dışarı çıktı. Bilerek veya gaflet ile ezip öldüreceğin her karınca imtihandır, imtihan. Peki ne yapacaksın? Azamî dikkat gösterip onlara kıymayacaksın. O küçücük karıncanın bir Yaratanı Rabbi vardır. Onu öldürürsen razı olmaz, onu korursan razı olur ve sana rahmetiyle muamele buyurur.

İmtihan sorularından biri her şeye ibret gözüyle bakmandır. Şair “Bir örümcek götürür hakka beni” demiş ama imtihanı kaybetmiş. Sen örümceğe bakarak Hakka götüren yolu bulabilir ve imtihanı kazanabilirsin.

Gözlerinle hep imtihan olunuyorsun. Başkalarının karılarına, kızlarına şehvetle bakarsan, göz zinası yapmış olursun ve sınavı kaybedersin.

Kendi karına, kızına, anana kötü bakılırsa çok fena; başkasınınkilere kötü bakılırsa mahzuru yok. Eşek mantığı!..

Para, altın gümüş dolar Euro, mal imtihanı. Yaman imtihan, çetin imtihan.

Haram kazanç elde edersen, haram yer, haramla şişersen çok kötü olur sonun senin.

Rüşvet almak da haram, vermek de…

Riba kazançları haram.

Tacir misin, müşteriyi aldatarak, kandırarak yaptığın alışverişlerden kazandıkların haram.

Şeriatın bâtıl satışlar dediği muameleler ziyan ziyan ziyan.

Otomobille gidiyorsun, burnunu sildiğin kağıt mendili otoyola attın. Kimse görmedi mi sanıyorsun, Kiramen Kâtibin melekleri görür ve yazar.

Park yerinden çıkarken acele ettin, arkadaki otomobile biraz zarar verdir. Aman kaçıp gitme. Sahibini, bul, camına bir kart koy, onunla helalleş.

Pikniğe gittin, akşam dönerken yemek yiyip eğlendiğini mekanı çöplük gibi bıraktın. Kırık bir not yazılır sana.

Siz ailece yer içerken, hainler ve zalimler tarafından ormana atılmış bir kedi geldi ve acı acı miyavlayıp bir lokma yiyecek istedi. Sen kışşşt pis kedi git git dedin kovdun, kedi imtihanını kaybettin. Zavallıya bir iki lokma bir şeyler yedirseydin, iyi not alırdın. Kuzum senin aklın bu küçük ve basit şeylere hiç ermiyor mu?

Biraz da iyi şeylere gelelim:

Sabah vaktinde kalkar, namaz kılarsın, ihlasla kıldıysan iyi not alırsın…

Namaz kılmak için camiye gidersen, daha fazla not alırsın.

Hür ve mukim bir erkek farz namazlarında cemaati hep terk ederse kötü not alır.

Herkes uyurken sen, namaz kıldığın için ‘ucba kapılırsan kötü not.

Yolda bir tanıdığına rastladın, selam verdin, halini sordun, tebessüm ettin. Notun artar.

Bazen iyi not almak ne kadar kolaydır. Metroda yaşlı birine yer verirsin, not… Parktan geçerken, önceden cebine koyduğun bulgurları kuşlara atarsın not. Arada bir esnaf lokantasına giderken, dar gelirli birini yanına alırsın, not.

Öfkeni tutar, kavga çıkmasına engel olursun, not.

Allah dostlarına sevgi ve hürmet beslersin, not… Deccallara, Kezzablara, Süfyanlara buğz edersin, not.

Sakın onları seveyim ve tutayım deme, notların gider. İmanın bile tehlikeye girer.

Şeriatın emir ve yasaklarına riayet etmek, sana imtihanı kazandırır.

Açıkta, açıkça, küstahça, utanmadan arlanmadan devamlı olarak işlediğin fısklar fücurlar sana imtihanı kaybettirir.

Günahlarına, kusurlarına, noksanlarına, edeb ve terbiye dışı hareketlerine üzülüp ağlamazsan sonun iyi olmayabilir.

Sakın sahte sofuluk taslamaya kalkma. İnsanları aldatabilirsin ama Allah’ı aldatamazsın.

Miden büyük düşmanındır. Doyduktan sonra yediğin her lokma israftır, günahtır, notunu kırdırır.

Sakın azıp kudurup, paran var diye adam başı bir yemeğin üç yüz lira olduğu mekanlara gitme.

Sakın mübarek Ramazanlarda, içkili ve fuhuşlu mekanlarda papaz yahnili iftar ziyafetleri tertipleme.

Mütevazı ol, sakın gururlanıp kibirlenme. Gurur imtihan kaybettirir. Nefs-i emmâreni zincirle, alabildiğine alçak gönüllü ol.

Riya sana imtihan kaybettirir. Sen ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün.

Aklından bir an bile çıkartma: Bu dünya bir imtihan dünyasıdır.

Kaybedersen işin bitiktir. Kazanırsan, ebedî mutluluğa erersin.

Hayırlı başarılar…

* (İkinci yazı)

Her Gün Yeni Yangınlar

Hergün yeni fitne yangınları çıkartılıyor. Birtakım gazete ve tv’ler yangınların üzerine neft döküyor. Birileri yangınları genelleştirmek istiyor.

Toplum yangın dedikoduları ve dumanları sarhoş olmuş vaziyette.

Üzülüyor muyuz, yoksa meraklanıyor muyuz?

Her yerden fitne haberleri geliyor.

Toplumu ayakta tutan bütün kurumlar ve değerler dinamitleniyor.

Bu kurumların birincisi ailedir.

Yeni Medenî Kanun’da ailenin reisi yok. Reissiz aile elbette çökmeye mahkumdur. Aile çökerse ülke de çöker.

Din Türkiye’yi ayakta tutan birinci değerdir. Onu da, planlı programlı ve sinsi sabotajlarla içten çökertmeye çalışanlar var.

Gerçek İslam Medreseleri açılıp, vasıflı güçlü icazetli ulema ve fukaha yetiştirilmeden, bunlar halkı uyarıp, bilgilendirip, aydınlatmadan din ayakta duramaz.

Bırakın hamaset edebiyatını… Endülüs nasıl çöktüyse biz de öyle çökebiliriz.

Tasavvuf tarikatları, Şeriat dairesi içinde kalarak halkı irşad ve ıslah etmezse din elbette sarsılacaktır.

İslam dinini Avrupa Birliği norm ve kıstaslarına göre değiştirmek ve yenilemek isteyenlerin faaliyetlerinden kaç Müslümanın haberi var?

Ehl-i Sünnet itikadına göre Allah’ın on dört sıfatını sayabilecek Müslümanlar yüzde kaçtır?

Yıllardan beri camileri kadınlarla doldurmak için çırpınan bazı Diyanetçiler, erkek Müslümanları mabetlere çağırmak için niçin yoğun propaganda ve dâvet yapmıyor?

İlahiyat Fakültelerinde, Ehl-i Sünneti yıkıp, onun yerine Mutezile bid’at mezhebine hortlatmak isteyen kaç taqiyyeci militan profesör vardır?

Fazlurrahmancılar nasıl çalışıyor, şimdiye kadar ne gibi tahribat yapmıştır?

Kur’an ve Sünnet Müslümanları birleşmeye, tek bir Ümmet olmaya çağırıyor ama günümüzde birleşmenin edebiyatı bile yapılmıyor.

Dinî kesimde her yıl kaç yüz milyar dolar toplanıyor, harcanıyor?

Zekatlar nasıl toplanıyor, nasıl harcanıyor?

Kurbanlar kurbanlar ah kurbanlar!..

Dini alet ederek birileri nasıl krallar gibi yaşıyor?

Türkiye Müslümanları hangi hain planlarla dünyevileştiriliyor?

Kimler, İslamdan Şeriattan kopmuş masonik bir Mevlevilik türetmek için uğraşıyor?

Erkeklerle birlikte dönen şu kadın ve kız semazenler bidatini ve dalaletini kim çıkarttı?

Mübarek mi’rac kandilinde çalgı eşliğinde kadın ve kızlara ilahiler okutanlar ve kadın erkek karışık binlerce seyirciye dinletenler ne yapmak istiyor?

Müslüman toplum gırtlağına kadar ribaya batmıştır. Bunun sonu nedir düşünen var mı?

Sus be adam, biraz da iyi şeylerden bahsetsene be!..

Marmaray ray ray ray… Gökdelenler… AVM’ler… Dev havaalanları… Holdingler… Moldingler… Otoyollar… Lüks ve şaşaalı otomobiller… Etilerde bir lokanta adam başına üç yüz liraya yemek yeniliyormuş… Al sana iyi şeyler!

Ramazan yaklaşıyor… Mübarek ayda gelsin şenlikler etkinlikler…

İçkili, fuhuşlu, israflı, fısklı ve fücurlu otel ve restoranlarda papaz yahnili iftar ziyafetleri.

Sabah namazlarında camiler boş…

Bazı camilerin WC’leri (Men women) darphane gibi para kesiyor.

Hoparlörler bangır bangır… Müslümanlar bin parça…

Şeriat elden gitmiş, din elden gidiyor…

Şadırvanlardan sular şar şar akıyor.

Hizmetler, himmetler, uçanlar, koşanlar.

Suriye ve Mısır Müslümanları bizden daha dindardı.

Ancak ölümcül bir kusurları vardı: Birlik halinde değildiler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi