Ziya Müezzinoğlu

Ziya Müezzinoğlu

Kamalak-Erbakan

Kamalak-Erbakan

Bazı dostlar, Saadet Partisini -evet hala- oy oranıyla değerlendirip çeşitli çıkarımlar yapmaya devam ediyor. Ve yine sayılardan yola çıkarak özellikle Erbakan hocanın vefatından sonra partinin artık misyonunu tamamladığını, bundan böyle artık AK Parti’ye katılması ya da siyaset sahnesinden çekilmesi gerektiğini dillendiriyor. Geçmişe ve geleceğe dar bir çerçeveden bakanlara tuhaf görünecek belki ancak söylemeliyim: Şu an Türkiye’deki tek alternatif Saadet Partisi’dir. Evet, bazı yanları eleştirilebilir, evet eksikleri, hataları, yanlışları olabilir ancak Saadet Partisi, Müslümanların iktidar ve para ile imtihanı kaybettiği sıkça seslendirilen günümüzde gelinen nokta ile çıkılan yolun karşılaştırılabileceği önemli bir ölçektir.  Saadet Partisi, Hz. Ömer'e haktan ayrılması durumunda kendisini kılıcıyla düzelteceğini söyleyen cesur yürek ya da en azından onun kınından çekilmiş kılıcıdır.

Saadet Partisinin 4 Mayıs'ta gerçekleştirilen kongresinde genel başkanlık için Mustafa Kamalak’la Fatih Erbakan yarıştı. Erbakan’ın geleceğe yönelik umut verdiğini ve beklentilere cevap verebilecek güçlü bir lider adayı olduğunu düşünüyorum ancak kongredeki konuşmasını kendisini ve hedeflerini anlatmaktan çok babasının kişiliği ve liderliği üzerinden konumlandırmasını, açıkçası soyadı üzerinden liderlik devşirmeye çalışmasını yadırgadım doğrusu. Fatih Erbakan’ın en zayıf yönünün de bu olduğunu düşünüyorum. Necmettin Erbakan gibi büyük bir liderin oğlu olmak elbette önemlidir ancak Erbakan’ın doğup büyüdüğü aile, yetiştiği çevre, tek başına çıktığı yolda milyonlara ve başbakanlığa ulaşan mücadelesi, zihnî, ilmî ve teknik dehası dikkate alındığında Fatih Erbakan’ın en azından şimdilik nerede durduğu ortadadır. Genel Başkan Mustafa Kamalak da kongrede yaptığı konuşmanın son bölümünde işte bu noktaya dikkat çekti. Bugünlerde yedi güzel adamla bir kez daha gündemde olan şairler şehri Kahramanmaraş’ın evladı Kamalak’ın irticalen yaptığı konuşmasının bu bölümü, aynı zamanda muhteşem bir edebi eser niteliği de taşıyordu:
“Şimdi söyleyeceklerim kendi adımadır. Ben bu ülkenin milyonlarca evladı gibi kerpiç bir evde doğdum, milyonlarca evladı gibi tarhana çorbasına kaşık salladım. Gün geldi, dağlarda davar güttüm. Gün geldi Çukurova’da çeltik ektim, ekin biçtim. Anadolu’nun kavruk elli, mümbit yürekli analarıyla pamuk topladım, pancar söktüm. Kışın okul paramı çıkarabilmek için yazın inşaatlarda çalıştım. Varlığı da yokluğu da, hüznü de, sevinci de gördüm. Üniversite hocalığı yaptım, binlerce öğrenci yetiştirdim. Milletvekilliği yaptım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin en itibarlı komisyonlarında görev aldım. Peki şimdi bunları niye söylüyorum? İşte o Mustafa Kamalak Cenab-ı Allah’ın takdiri ve sizlerin teveccühüyle bundan üç yıl önce Saadet Partisi Genel Başkanlığına getirildi. Bütün samimiyetimle söylüyorum, bu görev hayatımın en onurlu ve en şerefli görevidir. Bu süreçte elbette eksikliklerim olmuş olabilir, kusurlarım olmuş olabilir. Ama Cenab-ı Allah şahidimdir ki, takatim yettiğince koşmaya çalıştım. Gücüm yettiğince düzeltmeye, dilim döndüğünce anlatmaya, davamıza hizmet etmeye çalıştım. Bizler öyle büyük bir davanın mensuplarıyız ki, hiç kimse bu davaya şeref ve paye katamaz. Hocamızın dediği gibi, ‘Ancak bu davanın içinde yer alan şeref bulur.’ O yüzden bu davada çaycısından, bekçisine, il başkanından genel başkanına herkes aynı şeref ve payeye sahiptir. Eğer bir gün bana derseniz ki; ‘Ey Mustafa Kamalak, sen bundan sonra bu davanın kapısında bekçi olarak duracaksın’. Eğer zerre kadar tereddüt edersem namerdim. Aynı samimiyet, aynı aşk ve aynı heyecanla o kapıyı beklerim. Çünkü bu kapıdan daha hayırlı bir kapı yoktur. Bu kapıdan başka kurtuluş kapısı yoktur. Hiç şüphe yok ki, Allah sadıklarla beraberdir.”

Yardım et Allah’ım!
Muhakkak ki Allah’tan geldik ve muhakkak ki yine O’na döneceğiz. Akşam saatlerinde Soma’dan gelen haberle yandı yürekler. Kendileri için takdir edilen rızkı yerin metrelerce altında arayan yüzlerce cesur yürek, kurtarılmayı bekliyor.  Allah, hayatını kaybedenlere rahmet eylesin. Çaresizce kendilerine ulaşacak yardım elini bekleyen işçi kardeşlerimize ve onlara yardım etmek için çırpınan kurtarma ekiplerine de yardım etsin. Dualarımız, gözümüz ve kalbimiz Soma’da.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Ziya Müezzinoğlu Arşivi