M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Tarikatlar Açılmalıdır

Tarikatlar Açılmalıdır

Tasavvuf tekkelerinin, zaviyelerinin, dergahlarının kapatılması, zikrullahın yasaklanması; temel insan haklarına, âdil hukuka, millî kimlik ve kültüre, din ve inanç hürriyetine aykırıdır ve Türkiye’nin varoluşuna ağır bir darbe indirmiştir. Böyle bir karakuşî yasak sadece Türkiye’nin değil, İslam dünyasının ve bütün insanlık âleminin de zararına ve aleyhine olmuştur… Bir ara CHP rejiminde Mason locaları kapattırılmış idi, lakin onlar, M. Kemal’den sonra açılmış, tarikat yasağı ise sürdürülmüştür… İslam Türkiye coğrafyasına tasavvufla girmiştir. Tasavvuf gidince, büyük boşluk, anarşi, kaos olmuş; toplumun temelleri sarsılmıştır. Eskiden tarikatlar, Şeyhülislamlığa bağlı Meclis-i Meşâyih tarafından kontrol ediliyordu. Kürt, Alevî açılımından bol bol bahs edildiği, gayr-i müslim cemaatlerin vakıflarının iade edildiği, eski kiliselerin devlet tarafından restore edildiği, hattâ yeni kiliseler inşa edildiği günümüzde, tasavvuf tarikatlarının da serbest bırakılması gerekir. Ehliyetsiz, liyakatsiz, icazetsiz kimselerin bu sahada din istismarı yapamamaları için, Diyanet’e paralel (Diyanetin içinde değil) bir Meşayih Meclisi kurulmalıdır. Hiçbir arivistin, sömürücünün, ahlaksızın, münafığın, ehliyetsizin ve icazetsizin, şeyh taslağının; dini, tasavvufu, tarikati alet ederek şahsî veya siyasî nüfuz ve menfaat temin etmesine izin ve fırsat verilmemelidir. Şeriatsiz tarikat ve tasavvuf olmaz. Bugünkü zalimane yasak devam ederse Türkiye’nin çözülmesi ve dağılması durdurulamaz. Tarikatlar ve tasavvuf yasak ama eski tekke binaları restore ediliyor ve vakıf şartlarına riayet edilmeksizin birtakım derneklere veriliyor. Vakfiyelerde lânet şartı vardır. Bunların çiğnenmesinin devletin, ülkenin, halkın üzerine büyük uğursuzluklar getireceğini ve yıkıma sebebiyet vereceğini bilenler bilir.

* (İkinci yazı)

Gaflet

GAFLET GAFLET GAFLET!.. Her yeri gaflet sisleri kaplamış. Her tarafta gaflet tuzakları. Milyonlarca gaflet kurbanı. Her yer karanlık, her yer gaflet… Nur sadece Kur’anda, sahih imanda, Sünnette, Hikmette…

Soluduğumuz havada deccal, süfyan, kezzab tozları öylesine kesif ki, nuru görmemizi, nura doğru yürümemizi zorlaştırıyor.

Haram yeme öylesine yaygın hale gelmiş ki, gözler görmez, kulaklar işitmez, kalpler hissetmez olmuş.

Benlik putperestliği…

Enaniyet, nefsaniyet, hodbinlik.

İnsan bir kere lükse, israfa, aşırı tüketime, saçıp savurmaya alışmaya görsün, bir dahi kolay kolay kurtulamaz.

Televizyon ekranlarından gaflet akıyor Müslüman hanelerin harimine.

Meclis’te sille tokat dövüşen gafiller.

Partiye zarar gelir diye doğruyu söylemeyen gafiller.

Cemaat-İktidar savaşı dedikoduları gafleti.

Bütün holiganlıklar, militanlıklar, fanatizmler gaflet yüklü.

Mideleri dolu, gönülleri boş gafiller.

Otomobiliyle, markalı lüks giysileriyle, mobilyalarıyla, yemek yedikleri lüks ve pahalı lokantalarıyla övünen ve kibirlenen beyinsiz gaflet heykelleri.

Ey gafilân, ey câhilân!..

Güneşin doğmasına bir saat var. Büyük şehirde ezanlar okunmaya başladı. Gaflet öylesine yoğun ki, binde bir Müslüman bile camiye gitmiyor.

Ehl-i İslam’ı gaflet öyle sarmış ki, Suriyeden, Mısırdan ibret alıp birleşmiyorlar.

Zina riba bina… Her tür fuhşiyyat, azgınlık… Âşikâre işlenen fısk fücur… Bunca münkeri nehy için gerekli irade, şuur, hareket yok. Gaflet gaflet gaflet.

Benim cemaatim… Benim baronum gafleti.

Şeriat elden gitmiş, din elden gidiyor, gafiller gaflet içinde keyf sürüyor.

Gaflet gaflet gaflet, oh kekâh! Gaflet o kadar koyu ki, 125 desibel şiddetindeki hoparlörler uyarmaya yetmiyor. Kulaklarının dibinde kös çalınsa uyanmaz onlar.

En koyu gaflet tilki gibi kurnaz rantçılarda. Yanacaklar ama yine de haram rantlardan vaz geçmiyorlar.

Rüşveti alan da Cehennemlik, veren de ama gafiller yine de alıp veriyorlar.

En büyük, en kara gafiller, bildikleri ile `âmil olmayan sözde alimler.

500 öğrencili İmam hatip mektebinde sadece 100 çocuk namaz kılıyor. Gaflet gaflet gaflet…

Peygambere (Salat ve selam olsun ona) hakaret edilince pek sesleri çıkmayan ama baronlarına fiske vurulunca yeri göğü inleten gafiller.

Cemaatini dinin üzerinde gören gafiller.

Dinleri para, kıbleleri karı olan gafiller.

Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışan gafiller.

Zındıkları, münafıkları, fasık ve facirleri, riyakârları imam ve rehber edinen gafiller.

Son seçimlerde din düşmanlarına oy veren muhteris gafiller.

Vakıf mallarına göz diken kuduz gafiller.

Ölenlerden ibret almayan yaşayan mevtalar.

Gaflet hezar gaflet…

Yâ Rab, bizi gafletten kurtar.

Bunca gaflet ile Suriye ve Mısıra benzemeden…

Ah hidayet rüzgarları esse de şu gaflet bulutlarını dağıtsa.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi