Mehtap Yılmaz

Mehtap Yılmaz

Ekmeleddin! Kendini ne diye tekmeleddin?

Ekmeleddin! Kendini ne diye tekmeleddin?

Bedduacı Gülen’e gaiplerden haber geldi!

Kovulmuş melekler kulağına bazı tüyolar fısıldadı.

“Aydın”lık müjdeler verdi!

Ve “F”, ışığa doğru koştu.

Kendisi kadar yeşil…

Kendisi kadar Brutüs…

Kendisi kadar Neocon…

Kendisi kadar barkodlu…

Kendisi kadar el…

Kendisi kadar tuzakçı…

Kendisi kadar kof-cüppeli…

Kendisi kadar altı köşeli bir “yıldız” arıyordu.

Yeryüzü iktidarının “Arş-ı âlâ”sının eteklerine yüz-göz sürüp, acizliğini itiraf etti.

Kendisine “İhsanoğlu” gibi bir oğul bahşetmesi için yardım istedi.

Burnunu silerek ağladı, sızladı…

İnledi, dinledi…

Meleklerle istişare etti(!).

Meşhur “cin”lerine sordu.

Savruldukça, Demirel’e tutundu.

Acıktıkça Yahudi lobilerine avuç açıyordu.

Derken muradı oldu.

Çatı adayı buldu.

İşte karşısındaydı.

Ekmeleddin İhsanoğlu ve sihirli lambası!

Baş müridi Kılıçdaroğlu’nun sevinci tavan yaptı! Öforik bir sazanlamayla “Ekmeleddin’in sihirli lambasını” kaptığı gibi bağrına bastı.

Yazık… “Ekmeleddin’in sihirli lambasından” cin çıkıp, R.Tayyip Erdoğan’ı yenecek ve tu-KK’lı CHP’yi kurtaracak sandı.

Bu “hekzagramik”  proje, şeytanın avukatı Aydın Doğan’ın da aklına yattı. Hemen okşayıp çatıya astı.

Yoktu bu üçünün birbirinden farkları.

Zira hepsi, aynı networka bağlı.

Her neyse…

Fitne örgütün, “F” tipi kafasızlığına uyup Sarıgül’ü pörsüyenler, bu kez “Ekmeleddin’in sihirli lambasına” atladılar ve olan oldu.

Lamba çalışmadı.

“Fiş”e takılınca, CHP’de sigortalar attı.

Afyonu patlayan, patlayana derken çatı çatırdadı.

Gülen’in hekzagramik projesi, Aydın Doğan’ın pillelemesiyle bile çalışmadı.

Acaba Gülen, o meşhur sopasını alsa, güttüğü “cin”lerini bağıra çağıra sopalasa, Ekmeleddin’i ite-kaka tekmeleddirse,  sihirli lambasını üfleye-püfleye çalıştırırlar mı?

OĞLUM İHSAN!

Diyarbakır’lı şair Kadri Göral’ın yöresel ağızla yazılmış bir şiiri vardır:

“Oğlum Ehsan!
Ana heyran Nasılsan?
Ne haldasan?
Biz seni aramasak sormasak, ne arisan ne sorisan”

Aynen bu ana üslubuyla diyorum ki:

Kendini ne diye bu kadar Tekmeleddin İhsan?

Kendine ne ettin Ekmeleddin?

İngiltere’de ekildin, Suud’i-İsrail’de dikildin…

Babanın oğlu olmayı değil, beslemeliği tercih ettin.

Mis gibi Ekmeleddin iken, kendini Gülen’in ve Aydın Doğan’ın müflis projesine malzeme edip bir güzel Tekmeleddin!

Kaşıkla topladığın namını, CHP&Gülen ittifakının kuklası olarak kepçeyle ziyan ettin.

Esad zalimine diktatör diyemediğin için…

Mısır’daki darbeye, “darbe” diyemediğin için…

Sisi’nin zulmüne ses çıkaramadığın için…

Bu toplum iradesi cinayetine “gizli onay” verdiğin için…

CHP’lilere yaranmak uğruna, başı açık eşinle poz verecek kadar, kompleksli bir hafız olduğun için…

Ne İsa’ya, ne de Musa’ya yaranabildin.

Bilim adamı olabildin belki ama toplumda kabul görmedin, göremedin.

İtibarın olsun diye küresel güçlere eğildiğin için, toplum nezdinde muteber olma şansını yitirdin!

Allem ettin-kallem ettin, kendini Çatı Aday diye kabul ettirdin ama biliyorsun ki, o çatıyı rüyanda dahi göremeyeceksin!

Üstelik çatıya yükseleceğini sanırken çukura alçaldın, yerin dibine geçtin.

Şimdi ister Çatı aday ol, istersen vazgeçtim de!

Lakin kimseye sitem etme!

Ne ettiysen, kendi kendine ettin.

Acınacak haldesin.

Zira babanın hatırasını pert, kendini rüsva ettin.

Baba katilinle aynı safa geçip, adamın kemiklerini sızlattın. Ruhunu darmadağın ettin!

 “Büyük Cihattan, Frenk Fodulluğuna” yuvarlananların akıbeti böyle hazin olur işte!

Otur ve düşün, “kendime ne yaptım” de, “kendim ettim, kendim buldum” de, hatta melankolik takıl bence.

Altı köşeli hafızsın ya neyleyesin Kuran’ı?

Sen otur Cem Karaca dinle!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehtap Yılmaz Arşivi