Ahmet Varol

Ahmet Varol

Maliki Katliamlarda Hızlı

Maliki Katliamlarda Hızlı

Mezhepçi ayrımcılığa dayalı politikalarını dayatmada silahın tehdit gücünü kullanan dikta heveslisi Nuri el-Maliki’nin IŞİD’i bahane ederek oynadığı oyunların tutması için aynen Suriye diktatörü Beşşar Esed’in başvurduğu yöntemlerle katliam ve yıkım faaliyetlerini de hızlı başlattığı görülüyor.

Bizim bu yazıyı yazmamızdan önce gerçekleştirdiği son hava saldırılarında Irak’ın en büyük petrol rafinerisinin bulunduğu ve kuzeydeki Salahuddin vilayeti sınırları içinde yer alan Bici’yi hedef almıştı.

Saldırı öncesindeki yayın ve propaganda faaliyetlerinde buranın, özellikle de Irak açısından büyük önem taşıyan rafinerinin IŞİD militanlarının eline geçtiği haberleri yayılmıştı. Saldırı sonrasında yapılan resmî açıklamalarda da bu örgüte ait hedeflerin vurulduğu ve onlarca “IŞİD teröristinin” öldürüldüğü, öldürülenler arasında örgütün üst düzey komutanlarının da bulunduğu iddia edildi. Böylece saldırının ve gerçekleştirilen katliamın meşrulaştırılması için önceden hazırlanmış gerekçeden yararlanılmış oldu. Artık kimsenin yapılan katliamı vicdanlarda dahi sorgulamasına, diktatör Maliki’yi haksız çıkarmasına mahal kalmamış oldu.

Fakat olaylara şahit olanların verdiği bilgilere göre saldırılarda iddia edildiği gibi savaşan milislerin kontrol noktaları hedef alınmamış aynen katil Esed’in yaptığı gibi meskûn bölgeler rasgele vurulmuştu. O yüzden öldürülenlerin çoğunluğunu silahsız sivil vatandaşlar oluşturuyordu. Zaten saldırılarda vurulan noktalardan ve yıkılan evlerden çekilen görüntüler, olaylara şahit olanların verdiği bilgiler ayrımcı ve işbirlikçi Maliki rejimi adına açıklama yapanlarının iddialarının tam tersini ortaya koyuyordu.

Bizim bu yazıyı yazmamızdan önce geçen bir buçuk gün içinde gerçekleştirilen saldırılarda sadece Bici kasabasında 112 insanın öldürüldüğü, 72 insanın da yaralandığı haber verilmişti. Eğer sadece Bici şehrinde IŞİD militanlarından 112 kişi öldürülmüş olsaydı, kuvvetli ihtimalle örgütün orada beli kırılmış altyapısı dağıtılmış olurdu. Ama Maliki’nin adamları bu saldırıdan sonra da şehre giremedi ve oradaki büyük rafineriyi geri alamadılar. Demek ki kayıpların genelini belki de tamamını şehrin sivil ve hayatlarını orada idame ettirmek zorunda olan ahalisinin mensupları oluşturuyordu.

Öldürülenlerin ve yaralananların sayısı hakkında verilen rakamlar ise Irak’taki zalim Maliki’nin de aynen Suriye’deki Baas canavarının yaptığı gibi saldırılarında insanları birer birer değil yüzlerle imha ederek yıldırmak ve kendi zulüm rejimini kabullenmeye zorlamak niyetinde olduğunu gösteriyordu.

Saldırılardan sonra Bici halkının can telaşı içinde evlerini terk ederek en azından hayatlarını güvende hissedecekleri bir yerlere sığınmak amacıyla yollara dökülmeleri de vahşet ve katliamda Beşşar Esed’i aratmayan Maliki’nin saldırılarında savunmasız halkı rasgele hedef aldığını ve mümkün olduğu kadar çok kayba neden olarak yıldırma stratejisine başvurduğunu gözler önüne seriyordu.

İşbirlikçi ve hain Maliki’nin askeri uçakları saldırılarında geri almayı başaramadıkları rafineriyi de hedef alarak tesislerinden birinde büyük bir yangına neden oldular. Haberlerde Maliki rejimi uçaklarının özellikle şehre elektrik sağlayan santralleri vurduğu ve bu yüzden halkının tamamen karanlıkta kaldığı ifade edildi. Saldırganların burada hedef gözettikleri ve özellikle şehrin altyapısını tahrip etmeye çalıştıkları anlaşılıyor. Bunda da Maliki zulmüne karşı çıkan ve onun hâkimiyetini istemeyen halkı yıldırma amacı öne çıkıyor.

Hava saldırıları sadece Bici’ye münhasır kalmadı. Bu şehirde büyük bir katliam ve yıkım gerçekleştirildiği için oradaki saldırılar haberlere daha çok yansıdı. Ama hava saldırılarına hedef olan daha başka bölgeler de oldu. Üstelik Maliki zulmünün kontrolünden çıkan bölgelere yönelik hava saldırılarını gerçekleştirenler de sadece onun uçakları değildi. Irak’ın batısında Suriye sınırına yakın yerlere de Esed’in uçakları tarafından saldırılar düzenlendi.

Bahane IŞİD olunca hava saldırılarının ve bu yolla katliamlar gerçekleştirilmesinin de önü açılmış oldu. Gerçekte ise bu örgüt zulüm rejimlerine karşı çıkan ve kendi öz yurtlarında özgürce yaşamak isteyen insanları boyun eğmeye zorlama amaçlı vahşetin gerekçesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Ahmet Varol Arşivi