Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ramazan sonrası

Ramazan sonrası

Ramazan’dan sonra ne olacak göreceğiz.. Her sene olduğu gibi İsrail yine saldırdı.. Kaçırılıp öldürülen Filistinlileri bahane ederek Filistinli bir genci kaçırıp, yakarak öldürdüler..

İsrail bölgede yaşanan olayları da bahane ederek bir yandan Gazze’ye saldırıyor, öte yandan Kudüs’te terör estiriyor.. Ve bu arada tam da Mısır darbesinin yıldönümündeyiz..

İsrailli askerlerin Filistin’de yaptığını Mısır polisi ve yargıçları İhvan’a yapıyor bu arada..

İslam karşıtları aynı cephede buluştu.. Bu arada Ekmel bey, derin diplomatik zekası ile, Filistin’de, Kudüs’te yaşanan olaylar karşısında Türkiye’nin arabulucu rolünü sürdürebilmesi için tarafsız kalması gerektiğini söyledi.. Bir yanda Irak’ta IŞİD terörü, öte yandan, eskiden yoğ idi, iş bu rivayet yeni çıktı dedirtecek bir Hilafet ilanı ve iddiası atıldı ortaya..

Ramazan Bayramı öncesi Kadir gecesi var. Çok dua edelim. Bayram sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak..

Bölgeyi zor günler bekliyor.. Uzun sürmez Irak’ta kan gövdeyi götürür.. Orada bir Şii Sünni hesaplaşması yaşanacak gibi gözüküyor. Yine bir Selefi-Sufi hesaplaşmasına dönebilir bu iş.  Beraberinde bir de Arap-Kürt çatışması büyük bir fitneye sebeb olabilir..

Bu fitnenin asıl sorumluları ise İran ve Suudilerdir, tabii İsrail ve ABD’yi, İngiltere’yi hesaba katmazsak.. Ama unutmayalım ki, Şeytanın varlığı günah işlememizin bahanesi olamaz..

Çatışma 4 bölgede yoğunlaşacak gibi.. Bağdat siyasi merkez olarak önemli.. Musul petrol açısından önemli. Basra savunma ve dışarıya açılan bir kapı olarak önemli ve Necef-Kerbela bölgesi, Şiiler için kutsal bir bölge olması sebebi ile önemli..

Kuveyt’in durumu çok kritik.. Hem Selefiler, hem de Şiiler, durum kimin lehine gelişirse gelişsin, ele geçirme ya da geri çekilme için her an Kuveyt’e girebilirler..

Tabii bu arada İran ve ABD’nin ne yapacağına bakmak gerek.. Suudiler sınır bölgesine asker gönderdiler ama bir başarı şansları yok. Ayrıca buna karar verecek olan zaten kendileri değil, İngilizler.. Ancak görünen o ki, bu ateş sadece Irak’ta kalmayacak ve Kuveyt’i yakmayacak. Bu çatışma her an Suudi Arabistan’a sirayet edebilir ve Suudi Arabistan en az 5 parçaya bölünebilir. Bu süreç, Suud ve Şeyh hanedanının sonu olabilir..

Suud ve Şeyh ailesinin arkasında fazla ağlayacak kimse olduğunu sanmıyorum.. Zaten Suudi kralı gidip Sisi’yi alnından öptükten sonra İslam dünyasının gözünde Sisi ile özdeşleşti..

Baradey’i Sisi’ye danışman yapanlar, şimdi de İngiltere’nin sosyal demokrat eski Başbakanı Tony Blair’i Sisi’ye danışman olarak gönderiyorlar.

İşte tam da bu noktada, Suriye, Mısır, Irak’ı kan gölüne çeviren, Baradey’i, Tony Blair’i Sisi’ye danışman yapan irade, Türkiye’de de Erdoğan’ın karşısına Ekmel beyi sahaya sürüyor..

Ilımlı İslam politikası ABD, İsrail, Vatikan, İngiltere için kendilerine göre en barışçıl proje idi. Onu reddedince, öteki projeler devreye girdi.. Gerekirse Halife de çıkartırlar, Mehdi de.. Masalarında değişik ihtimallere göre 50’ye yakın harita olduğu söyleniyor..

Bölgede cin şişeden çıktı.. Bu işler, Esed’i de, Sisiyi de, Suudi kralını da aşan işler. Maliki’nin filan esamesi bile okunmaz.. Bu işler bir kontrolden çıkar ne Mısır kalır, ne Libya, ne Yemen kalır, ne İran, ne Azerbaycan ne Özbekistan.. İsrail tutuşturduğu ateşin ortasında tarihinin en büyük acısını tadar..

Bu malum Suudilerin ve malum Kuveytli yönetici ailelerin kökü büyük ölçüde Basra’ya dayanır.. Beyaz Türkler gibi beyaz Araplar da. Kimi Beni Kurayza’dandır bunların, kimi Yemen Yahudi aileleri ile eskiye dayalı ve günümüze kadar uzanan derin bağları vardır..

Kuveyt dediğiniz bizim Boğazdaki aşirete benzer. Onlarda da Körfez aşireti var.. Basra Körfezi biraz Boğaz aşiretine biraz İzmirli beyaz Türklere benzer!.. Basra Yahudilerinin Farisi Yahudileri ile yakın bağları vardır.. 1800’lerin sonunda Mısır’daki İngiliz elçiliğinin önemli elemanları Kuveyt’e gelip yerleştiler.. Mesela bugün Dubai’ye, Umman’a ilgi duymalarının sebebi de stratejik ve ekonomik.. Blackwater boşuna BAE’de örgütlenmiyor.. Aslında bu Arap aşiretlerinin iltisaklı çocukları kaçtıkları şeye doğru koştuklarının farkında değiller.. Bunlar Stockholm Sendomu yaşıyorlar..

Bu adamlar, hangi aşiretin hangi aşiretle kan davası var, hangi aşirette en etkili kim, kimin makam, para, kadın ihtirası var, eski defterlerde ne yazılı hepsini araştırıyorlar. Kimi kiminle dengeleyeceklerini ya da destekleyeceklerini biliyorlar.. Din, mezhep, kabilecilik, ideoloji, dini ihtilaf, siyasi hesaplaşma, menfaat çatışması her haltı not ediyorlar..

Arap aşiretleri içinde en çok yıpranan aşiret Suud aşireti oldu. Şeyh ailesi de Basra’dan gelme.. Aile köken olarak temiz olsa da, yok yıprandı. Daha işin başında Farisilerle kurulan ilişkiler, İngilizlerle yapılan anlaşmalar, Suud ve Şeyh ailesini birbirine bağladı.. Bütün bu karmaşık ilişkilerin içinde hep İngilizler var.. Basra harap olmadan bir çözüm bulunabilirse bulunur, yoksa bu süreç mevcut Arap rejimleri için sonun başlangıcı olur..

BOP aslında Türkiye’yi bu proje içinde koçbaşı olarak kullanma projesi idi.. One minute, Mavi Marmara derken bu proje çöktü. Paralel devlet tartışması da bunun ardından geldi.. Türkiye’yi bu süreçte bir şekilde ele geçirmeye çalıştılar.. Malum tezkerenin geçmemesi ile o plan da suya düştü ve onlara göre Türkiye kontrolden çıktı.. Bu hadiseleri bir de bu pencereden okumak gerek..

Birileri bögeyi ateşe vermek istiyor. O ateş onların dostlarını da yakacak, onları da.

Eğer bu ateş hemen söndürülemez ise, gelecek günler, bölgemizde bugünleri aratabilir. Türkiye eğer istikrarını koruyamaz ve başlatılan süreç inkitaya uğrarsa biz de bu ateşe sürükleniriz.. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi